|Çarşamba.
08.30Yibo: sevgilinden ayrılmışsın?
(Görüldü.)
Zhan yazıyor...Zhan: aynen.
Zhan: işin gücün yok benim aşk hayatımla mı ilgiliniyorsun?
Yibo: senin aşk hayatın benim umurum da bile değil.
Yibo: kız okula geldiğinden beri ağlıyor.
Yibo: sen rahat rahat kantinde tostunu mu yiyorsun utanmadan?
Zhan: kargalar daha bokunu yemedi Yibo.
Zhan: biz insanlar bu saatte kahvaltı yaparız.
Zhan: yemek yiyorum diye küfür et bir de istersen.
Yibo: kız ağlıyor diyorum sana.
Zhan: birbirinizi teselli edin o zaman.
(Görüldü.)"Oğlum çok pis gıcık oluyorum diyorum lan sana" Cheng amfiden çıkar çıkmaz soluğu Zhan'ın yanında almıştı. Geldiğinden beri burnundan soluyup duruyordu.
"Zararı yok uzatma sende işte" elinde ki tosttan bir ısırık daha alıp gözlerini oturan insanlar da gezdirdi Zhan. Cheng adamın dirseğinden kavrayıp kendisine bakmasını sağladı.
"Hayırdır? Gay sevici mi oldun? Diğer adıyla ibne" son kelimeyi dişlerinin arasından tıslayarak söylemişti. Zhan kolunu hızlıca kendisine çekip çatık kaşlarla arkadaşına baktı.
"Ne alaka? Başını yakacaksın. Seni düşündüğüm için söylüyorum" elinde ki tostu kaçan iştahıyla masaya bırakıp çayından yudumladı. Şuan tek dileği durumun daha karmaşık hale gelmemesiydi. Cheng o çocuğu her yer de öfkesine asla hakim olamıyor bin bir hakaretle Yibo'yu rezil etmeye çalışıyordu herkesin önünde. Zhan durumu izlemekle yetinse de arkadaşını düşündüğü anlarda daha doğrusu kavga ilerlediğinde ikisini ayırıyordu. Masanın altında titreyen sağ ayağına engel olamaması kendisini daha fazla strese sokuyordu.
"Sen beni düşünme kendini düşün" imayla söylediği cümleyle Zhan'ın dikkati tamamen Cheng'e yöneldi.
"Ne oldu?"
"Anlarsın birazdan neden olduğunu" gözleri geldiğinden beri kantinin kapısındaydı. Sanki birini bekliyormuş gibi kilitlenmişti. Zhan ayağa kalmak için hamle yapınca Cheng bacağını kavrayıp geri yerine oturttu. "Otur yerine"
Tekrardan neler olduğunu sormak için dudaklarını araladığın da kapıdan içeriye giren Yibo ve Haikuan susmak zorunda kaldı. Zhan, çocuğun salına salına yürüyüşünü,arada gözünün önüne gelen uzun tutamları gülümseyerek kulaklarının arkasına sıkıştırışını izledi. Xiao Zhan'ın ilk senesinde de dikkatini çeken tek bu çocuk olmuştu. Şimdiye kıyasla biraz daha kısaydı hatta saçları kahverengiye çalıyordu. Çenesine dökülen bukleleri çok net kazımıştı hafızasına. Amansızca peşinden koşturmuş her seferinde arkadaş olmak için çabalamıştı. Yibo'yu genel de uzaktan izlerdi,yanına her gittiğin de ise sanki Zhan veba hastalığına yakalanmış gibi kendisinden kaçardı. Bir kaç merhaba ve nasılsın diyalogları hariç konuşma geçmemişti aralarında. Her şey okulda çıkan dedikoduyla ise son bulmuştu. Zhan kadınlardan hoşlanırdı Yibo'nun gay olması ise tamamen mide bulandırıcı gelmişti kendisine.
Yibo, Haikuan dışında kimseyle pek takılmazdı. Zhan ilk defa okul tuvaletinde Yibo'yu başka bir adamla görmüştü. Burun buruna,yakın,çok fazla yakın..
Düşünceleri aklından silmek istermiş gibi kafasını iki yana salladı. Belki de o çocuğu sabaha kadar dövmeye devam etmeliydi. Yibo'ya duyduğu öfkeyi yakınlık duyduğu o çocuktan çıkartmalıydı. Bir kaç yumrukla konunun kapanmış olması bile öfkesinin artmasına nedendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorba |Yizhan
FanfictionXiao Zhan: Okulum da gay istemiyorum yeterince anlaşılır oldu mu Wang Yibo? Yarı texting ve düz yazı.