17.Bölüm

201 17 54
                                    

Yibo yaka paça getirildiği spor salonun da dizinin üzerine çökmüş bir şekilde soluklanmaya çalıştı. Sabahın erken saatlerin de kampüse gelmiş,kendisine spor salonun da Xiao Zhan tarafından beklendiği söylenmişti.

Heyecanla girdiği kapıdan midesine yediği tekmeyle nefessiz kalmış dizlerinin üzerine çökmüştü. Dudağının kenarında oluşan patlama, kaşın da ve sol gözünde morarmalar vardı.

Yediği ağır darbeler soluğun kesmişti. Hayır önemli olan dayak yiyor olması değildi,buraya kimin için koşa koşa geldiğiydi. Xiao Zhan yoktu...

Başında kendisinden daha iri olan dört adam vardı,hayal meyal Cheng'in ismini duyduğunu hatırlıyordu kahkahalar arasında. Hepsi buydu.

"Xiao Zhan bekliyor deyince nasıl koşup geldi ama..."

"İbneymiş zaten öyle söylüyorlar..."

"Lan ölecek bırakın,bu kadar yeterli!"

"Bunlar bir iki yumrukla ifla olsaydı cesaretli cesaretli kampüste gezebilirmiydiler?" 

"Abi bırakın baksana nefes alamıyor.."

Sesler kulağında uğulduyor,kimin kime ait olduğunu çözemiyordu Yibo. Ellerini yere bastırıp düştü yerden kalkmaya çalıştı lakin bu hamlesi de diğerleri gibi etkisiz hale getirildi. Can acısıyla kan kusup cenin pozisyonunu almaya çalıştı başına gelen darbelerden korunmak adına.

"Bağlayın şunu sandalyeye..."

"Sadece dövün dedi bize bağlamak nereden çıktı!"

"Ben ne diyorsam o olacak! Korkuyorsan siktir git buradan"

Yerde ki bedeni iki kişi yerden kaldırıp sandalyeye oturttu. Yibo gücünün yettiği kadarıyla tekme savursa da boşluğa düşmüştü tekmesi. Direnmeye çalıştı adamlara karşı. Saçının arka kısmından şiddetle çekilip yüzü açığa çıkartıldı daha iri adam sayesinde.

"Konuşsana lan,konuş! Biz,daha geldiğin ilk sene sana okulu zehir ederiz demedik mi? Nerede o esip gürleyen çocuk? Ne demiştin?..." Gülerek düşünüyormuş gibi yaptı "hepinizi toplasam bir adam etmez. Böyle söylemiştin değil mi? Kimmiş adam olmayan? Milletin altına yatıp kalkan kişiden mi öğreneceğiz adamlığı? İt!"

Saç dipleri alev alev yanıyor,adamın ellerinden kurtulmaya çalışıyordu. Dudağının kenara bir yumruk daha yedi. Acıyla inledi oturduğu sandalye de. Elleri arkasından bağlanmıştı,kafasının düşmesini engelleyen şeyse saçlarını kavrayan iri ellerdi. Gülmeye çalıştı Yibo. Onların karşısın da ölecek olsa bile ağlamazdı,gerçi tanrı biliyor ya gözyaşlarını bastırmaya çalışmak hepsinden daha zordu. Boğazı yutkundukca sızım sızım sızlıyordu.

"Şimdi de söylüyorum iyi dinle beni..." Yutkundu,adamın yüzüne yaklaştırdı yüzünü,kendisine mide bulantısıyla bakan adama aynı şekilde tiksinerek baktı. "Dördünüzü toplasam sikimin boyutu etmezsiniz" ağzında biriktirdiği tükürüğü saçlarını tutan adamın yüzüne tükürdü.

Olası gelecek hamleye karşı gözlerini kapatıp bekledi. Belki buradan vücudun da  kırıklarla çıkacaktı,belki bayılacak öğrencilerden birisi kendisini bulacaktı. Hepsinden ötesi buraya kimin için geldiğini,nasıl bu duruma düştüğünü sindiremiyor,üzüntüsünü bastırmaya çalışıyordu. Xiao Zhan'ın sevgisizliğine emin olmuştu,en çok da adamın yüzüne eskisi gibi bakamayacak olmak canını yakıyordu.

Spor salonun kapısı gürültüyle açılıp geri kapandı,aceleci ayak seslerini duysa bile gözünü açmadı. Hala içinde bir yerler de Zhan'ı aklamaya çalışmakla meşguldü zira.

Zorba |YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin