bu bölüm jeongguk'un bakışından olsun istedimm
heyecandan yerimde duramıyordum çünkü yani nasıl durabilirdim ki??? taehyung gerçekten de beni seviyordu, aşkıydım. yıllarımın geçtiği beni bu halime getiren kişi, beni seviyordu.
beraber büyümüştük ve taehyung tüm bu zamanlar boyunca bana inanılmaz yardımcı olmuştu. fikirlerime katkılar sağlamış, yeni bakış açıları edindirmişti.
asla kaybetmek istemediğim birisiydi bu yüzden ki arkadaşlığımızı bozmaktan bu kadar korkuyordum. gözümün önündekini göremiyordum. hoseok hyung ve jimin ise bu konuda yardımcı oldular. görmemi ve akışa bırakmamı sağladılar. güzel bırakmıştım bence, taehyung bana itiraf etmişti sonuçta.
şimdi de cümbür cemaat taehyung'u bekliyorduk. daha doğrusu en çok ben bekliyordum, diğerleri kendi hallerindelerdi. yoongi hyung ve jimin bi koltukta sohbet ediyorlardı. birbirleriyle ilgilendikleri zaman beni asla görmüyorlardı! o yüzden jimin hyung bizim evde olmasına rağmen taehyungla konuştuğum zamandan bir haberdi. gerçi bunun sebebi onları kilitlemem de olabilirdi, bilemiyorum...
hoseok hyung ise annemle sohbet ediyordu. ikisi de gerçekten iyi anlaşıyorlardı. ben de... kapıda taehyung'u bekliyordum.
her şey bir anda gelişmesine rağmen güzel yemeklerimiz vardı ve soframız hazırdı. mutfaktaki masayı açmıştık, her şeyi ayarlamıştık. tek eksik taehyungtu ve tanrı aşkına nerde kalmıştı o?
"jeongguk içeriye gelsene oğlum." annemin salondan seslenmesiyle oflaya puflaya ayaklarımı yere sürte sürte yanlarına gittim. bu halime herkes gülmüştü.
"of gelemedi bir türlü." diyip kollarımı bağlayarak tekli koltuğa kendimi attığım sırada kapı çaldı. yerimden nasıl fırladım bilmiyorum ama koşarak kapıya gittim. derin bir nefes alıp kapıyı sakince açmaya çalıştım.
kapıyı açtığım gibi elinde çiçeklerle gelen bir taehyung görmüştüm. bana çiçek almıştı! kocaman gülümseyip çiçeği aldığımda o da gülümsemişti.
"hiçbir çiçek senin gibi olamaz ama almak istedim."
demesiyle kıkırdamıştım. romantik birisiydi."hadi geç içeri." başını sallayıp içeriye yöneldiğinde ben de arkasından ilerledim.
"hoş geldin taehyung." annem ayağa kalkıp taehyung'a sarıldığında biraz gerildiğini görebiliyordum. bu durum komik gelmişti.
jimin de hemen benim yanıma gelmiş elimdeki çiçeğe bakmıştı. yüzündeki imalı bakışları ve gülüşüyle dudaklarımı birbirine bastırdım.
taehyung'a olan hoş geldin faslı bittikten sonra mutfağa geçmiştik. yoongi hyung ve jimin yan yana otururken ben de taehyung'un elinden tutmuş ve yanıma oturtmuştum. annemle hoseok hyung da masanın iki yanında başa geçmişlerdi. babam bugün işten geç gelicekti dolayısıyla o yoktu ve bu bizim için iyi olmuştu çünkü taehyung'un çok gerilmesini istemezdim.
içimizde bir şeyleri bilerek beraber oturmak başkaydı. onu seviyordum, beni seviyordu ve işte bunları bilerek yan yana olmak... daha heyecanlı geliyordu. ailemle birçok kez görüşmüştü ama eminim ki hisleriyle onlarla konuşmak onu geriyordu. haklıydı da, ben de gerilirdim.
yemekleri yemeğe başladığımızda masadaki muhabbete çok odaklanamadım. yoongi hyung arada bize bakıyordu, muhtemelen bir şeyler söylemek istiyordu ama ikimizde olan heyecanın farkındaydı.
birbirimize açıldığımızı o da biliyordu. bu sofrada oturan herkes biliyordu, evet annem de dahil.kaçamak bakışlarla taehyung'a bakarken yemeğini çok da yemediğini ufacık aldığını gördüm. bir ayağımla ayağını dürttüm bu sırada yemeğiyle uğraşmayı bırakmıştı. bacağımı onun bacağının üstüne attığımda bakışları bana dönmüştü, ben de ona bakıp gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hate you (taekook)
Fanfictionomega jeongguk taehyunga aşık olmamak için uğraşıyordu ama bilmiyordu ki kaderlerinde beraber olmak vardı "asla öyle olmadığın halde kötü karakter gibi resmedeceğim seni." omegaverse texting&düz yazı