Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
10 yıl önce, Şubat.
<HOW THEY USED TO BE>
"Mevsimler de iyice birbirine karıştı. Şuna baksanıza; Şubat ayındayız ama hava günlük güneşlik. Bu sene hiç kar tatili yapamadık." Jisoo, işaret parmağıyla pencereyi işaret ettiğinde kızlarla tüm odağımızı oraya çevirdik. Haklıydı. Bu sene şubat ayında olmamıza rağmen yalnızca iki -bilemedin üç- kere karın yağdığına şahit olmuştuk. Tabii, Jisoo'nun derdi kar yağması değil, karın yağmaması sebebiyle okulların tatil olmamasıydı. Çünkü bu sene ikinci kez fizik sınavından kalıyordu.
"Senin derdin karın yağması falan değil de neyse, hadi bu seferlik öyle olsun." Jennie kinayeli bir tavırla cümlesini bitirmesinin ardından kantinden aldığı, ve yüksek ihtimalle enayi bir öğrencinin onu almasını bir asırdır bekleyen 'tarihi geçmiş' bisküvisini midesine yolladı. "Sussana kızım sen, taktı bu hoca diyorum size anlamıyorsunuz, kadının dersine girmemek için tüm devamsızlık hakkımı bitirdim."
Ciddi manada doğru söylüyordu. Fizik hocamız okullar açıldığından beridir istisnasız her gün Jisoo ile uğraşıyor, dersine katılması için onu tüm sınıfın önünde rencide ediyordu. Bunu yapması çok saçmaydı. Çünkü Jisoo'nun sözelci olduğunu kör babaannem bile anlayabilecek potansiyeldeydi. Fakat adam anlamamak için kırk takla atıyordu.
"Bir ayağı çukurda olan fizikçimiz yüzünden dönem sonu okulda bir başına dolanırsın artık, yazık oldu. İzin verseydin ben sana yardım ederdim."
Namjoon iznimiz olmadığı halde sohbetimize dahil olduğunda; ben, Jisoo, Jennie ve Roseanne aynı anda göz devirdik. Garip bir çardı, arada bir onu bizi gözetlerken veyahut şuan olduğu gibi dinlerken yakalardım. Sanırım Jisoo'yu sevdiğine dair ortaya çıkan dedikodular doğruydu. "Sen bizi mi dinliyorsun ya yine? Sanane kızın dönem sonu ne yapacağından?"
