<PLAY WITH FIRE>
GÜNÜMÜZ.
Birkaç gün önce iş yerime kimliği belirsiz bir kişinin bıraktığı tehdit içerikli mektup, tüm dikkatimi alt üst ettiğinden dolayı gecenin bir vakti uyuyan sevgilimi içerde bırakmış ve terasa çıkmıştım. Başım ağrıyordu.
Bitirmem gereken projeler, seansına gitmediğim psikiyatri kliniği ve ihtiyaçlarıyla ilgilenmek zorunda olduğum bir ailem yokmuş gibi, ve tüm bunlar beni bunaltmıyormuş gibi, kim olduğunu bilmediğim bir şahısın tehditleriyle uğraşıyor olmak üstümdeki baskıyı daha çok arttırmıştı.
Bu kişi kimdi, benden ne istiyordu bilmiyordum. Oldum olası sakin, babamın tabiriyle sessizliğiyle tanınan bir kızdım ben. Başımı belaya sokacak türden işlere bulaşmazdım. Kavgalardan uzak dururdum, hatta Jungkook bazen bu huyumu hiç sevmediğini söylerdi, çünkü kendisi tam bir kaos insanıydı.
Jungkook demişken, kafamı içeri doğru çevirdiğimde hala uyuyor olduğunu gördüm ve yüzümde buruk bir gülümseme oluştu. Onu çok seviyordum. Kendimden bile çok hem de. Ve bu aralar o kadar yorgundu ki, canını bu olayla sıkmak istemiyordum.
Hava yaz ayına girecek olmamıza rağmen fazlasıyla kasvetliydi, sanki gelecek olan bir felaketin ön izlemesini insanlığa gizliden bahşediyordu etrafı saran bulutlar.
Mektupları yazan kişi sürekli 2013 yılını –özellikle o yılını yaz ayını– ve lisede yaşadığım olayları hatırlamamı vurguluyor, son olarak ise istediği şeyleri hatırlamazsam canımı yakmaktan çekinmeyeceğini belirterek cümlesini bir tehdit daha savurarak bitiriyordu.
Hafızama olan güvenim tamdı. En ufak detayları bile zihnime kazırdım, ve lise yıllarım hakkında hatırladığım tek şey; sessiz ve sakin olduğum, hiçbir olaya karışmadığım, birkaç arkadaşımla birlikte sıkıcı geçen okul günlerini dedikodu yaparak keyifli hale getirdiğimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
welcome to my cage, little lover
Fanfictionbu dünya senin gibi bir kız için, fazla zararlı, acımasız. taehyung x lalisa.