Renjun
Siktir uykum var. Burada asla uyuyamam. Yuta ortakarda yok, Xiaojun gergin davranıyor, okul berbat bir şekilde ceset kokuyor, kimse yok ve kimse gelmiyor...
Ah Tanrı'm neden böyle bir işe bulaştım ben?"Renjun"
Evet kafayı yiyorum galiba.
"Renjun bir şekilde çık buradan"
Tanıdık ses kafamın içinde yankılanıyor...
"Renjun sizi almaya gelecekler"
Sanırım uykusuzluktan oluyordu. Kantin taraflarına indim ve güzel rahat bir köşe buldum. Sağ sağlim buradan çıkabilirdim umarım sabaha.
~
Belim tutulmuş sanırım. Gerçekten bunları çekeceğimi bilseydim gelmezdim.
"Renjun çıkış kapısına yaklaşıp ses çıkar."
NE DEMEK HÂLÂ O SES? TANRIM GERÇEKTEN KAFAYI YEDİM BEN!
"YANGYANG!?"
"Renjun dediğimi yap."
Yukarı kata çıkıp demir kapıyı tekmeleyerek ses çıkarmaya başladım. Tabii Xiaojun eksin kalmazsa olmaz. "Renjun aptal mısın? Ne yapıyorsun sen?" Sinirle arkamı döndüm. "GERİ ZEKALISIN GERÇEKTEN! SENİN YÜZÜNDEN KALDIK BURADA KAFAYI YEDİM YANGYANG İLE KONUŞUYORUM!"
"Bende Winwin ile konuştum." Yuta sonunda olduğu yerden çıkmıştı. Elleri kanlıydı, gözleri şişmişti ve yorgun görünüyordu.
Dışarıdan bir ses duyuldu. "Xiaojun ağzına sıçıcam şimdi senin umarım yaşıyorsundur."
"Siktir Kunhang gelmiş."
Yuta yüksek sesle gülüp Xiaojun'a vurdu. "Sevgilin seni çok seviyor Xiaojun bence kaçma ondan."
"Hah öyle mi dersin? O cesetleri görünce ne diyecekler acaba Yuta? Winwin'in cesedi özellikle :D."
Cesetleri hatırlayınca bir an duraksasım. Jeno ve Jisung'da gelmişti ve buna ne diyeceklerdi acaba. Sanırım bizi de öldürürlerdi.
"Arka bahçe kapısından girneyi deneyelim." Evet Jeno zihnimi okumuş olmalı. JAEMİN'İN CESEDİ ARKA BAHÇEDEYDİ!?
Üçümüz hızla yukarı çıktık ve sınıflardaki cesetlere baktık. İğrenç bir kokuydu... Jeno'nun sesi buraya kadar duyuluyordu. Bağıra bağıra ağlıyordu. Kun hyung onu sakinleştirmeye çalışırken Kunhang ve Jisung sınıfa geldiler. Jisung sınıfın girişinde duran çanta ile bir an duraksadı. Sınıfa göz gezdirdi...
"Chenle..."
"Ne yaptınız ona..." Bunları ancak sessizce söyleyebilmişti. Bağırmaya nefesi yetmiyordu çünkü şimdiden hıçkırarak ağlamaya başlamıştı bile. Yuta Jisung'un yanına gidip ona sarılmayı denedi ama Jisung onu istemeyip itti. Chenle'nun cansız bedeninin başıma gidip oturdu ve kanlı kafasını son birkez okşadı.
Jeno yukarı geldi ve Xiaojun'un yakasına yapıştı. "Senin yüzünden oldu bunlar... SENİN SUÇUN!" Jisung Jeno'yu öyle görünce Chenle'nun boynundaki bıçağı yavaş yavaş çıkardı...
"Jeno." İsmini duyunca Jeno Xiaojun'u bırakıp Jisung'a baktı. Elindeki bıçağı Jeno'ya verdi. Yanlarına koştum ve ikisine engel olmaya çalıştım. Kun hyung'da gelmişti ve o da engel olmaya çalışıyordu. "Jeno, sevgilinin yaptığı gibi beni öldürmeni istiyorum."
"Yapamam Jisung..." Duymuyor gibiydi. Bıçağı Jeno'nun eline tutuşturdu ve bileğinden tutarak kendi göğsüne sapladı.
Kun hyung, Xiaojun, Yuta ve Kunhang gördükleri karşısında ses çıkaramazken benim nefes seslerim bütün sınıfı dolduruyordu. Jisung, Chenle, Jaemin, Winwin... Yalnızca 1 haftadan az bir sürede gerçekleşmişti bunlar.
Jeno'yu da ekleyelim. Nedensizce yüzünün rengi soldu ve yere yığıldı.
Bu ölümlerin hepsinin bizim sınıftan gerçekleşmesi canımı yakıyordu... Fakat yanan tek şeyin canım olacağını zannetmiyorum... Okul başladığında bu binayı tamamen ateşe verip iyi ya da kötü bütün anılarımı yakıp parçalamak istiyorum.
-
Bu bolum boyle oldu idare edin :(
Kuzenim yanimda oldugu icin
biraz tassaga alarak yazdim malesef
ciddi kalamiyoeum LAMXKAMFKWZ
Oy vermeyi unutmayinn 💕💕 -jw
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bloody week - nct
Fanfictionxiaojun: gencler simdi yang'in olaydan sonra bir cilginlik yapip 1 hafta falan okulda mi kalsak Tabikide kimse bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyordu ama Winwin, Yuta, Renjun, Jaemin ve Chenle bu berbat teklifi kabul etmişlerdi. Peki, bu 1 haftan...