1. bölüm

1.3K 63 38
                                    

Saat sabahın 6'sıydı ve benim uykum kaçmıştı. Yatakta doğrulup yandaki telefonu aldığımda gruptan en az 43 mesaj olduğunu gördüm. Grubu açıp mesajları okumaya başladım.

Grup: CANIM ANAM BEDEL ÖDENDİ
Kişiler: Abdülkerim - Yunus - Barış - İcardi - Torreira - Mertens - Muslera - Siz

Abdülkerim: Sonra noldu
lan Mertens

Mertens: Nolacak amk kiz
hamile kaldi

Yunus: harbiden şerefsizsin
Mertens

Mertens: ne sandin lan

Torreira: Lan bisi dicem

Barış: Aha geldi ortalığı
karıştıran eleman

Torreira: senle muhattap
olmicam Yunus
Neyse ne dicem yarin aksam
İcardi evinde parti veriyomus

Abdülkerim: bunu niye İcardi
değil de sen diyon amk

Torreira: salak telefonu bozmus
ondan bana dedi "git gruba yaz"
diye fena mi yaptim?

Barış: Bişi sorcam lan Torreira

Torreira: sor tabi lan

Barış: sadece Galatasaray ekibi
olarak olucaz demi??

Torreira: bende oyle olmasini
isterdim Baris ama bu serefsiz
İcardi sırf Mert'e yalakalik olsun
diye Fener ekibini de cagirmis

Barış: Vallahi kavga çıkarırım

Siz: olm Fener ekibi olsa
noluyo amk

Abdülkerim: aha uyandı
uyuyan güzel Kerem hazretleri

Siz: ya sokarım uyuyan
güzelinize amk TORREİRA
BAK BURAYAAA

Muslera: kesin manitasına
yazmaya gitti

Siz: lan bunun manitası mı
vardı

Yunus: var tabi bizim Barış'la
flört ediyo

Siz: aferin onlara ne diyim

Yunus: tabi olm

Siz: benim imkansız shipler
part 1

Muslera: QODKWORMPDW

Barış: bakın şimdi kimi ekliyorum

Barış Nelsson kişisini ekledi

Abdülkerim: aha partnerim
geldiii

Muslera: sen bunu ekledin
de bu hala uyuyodur

Barış: ben onu ararım lan

Siz: sizinle uğraşamicam
amk daha önemli işlerim var

Telefonu yatağa fırlatıp balkona çıktım. Güneş yeni doğuyordu. Balkondaki sandalyeye oturup güneşin doğuşunu izliyordum. Yarınki partiye gitmek istemiyordum ama eğer "gelmicem" desem bizim piçler beni evden almak için evimi bile basarlardı.

Balkonda biraz hava alıp içeri geçtim. Üzerimi değiştirip evin anahtarını telefonumu cüzdanımı ve kapşonumu alarak evden çıktım. Sabahın 6'sında sahilde yürüyüş iyi gelebilir diye sahile yürümeye başladım.

Normalde arabam vardı ama sahil yakın diye yürümeyi tercih etmiştim. Sahile doğru yürürken karşı kaldırımda minik bi' yavru kedi fark ettim. Yanına gittiğimde üşüdüğünden midir bilmem ama titriyordu. Kucağıma alıp hafifçe sevmeye başladım.

Kedinin annesi varsa bile etrafta yoktu. Anlık bi' kararla kediyi de alıp yürümeye başladım. Acıkmış olduğunu düşünerek markete girip mama aldım ve dışarı çıkıp yedirmeye başladım.

Çok tatlı bişeydi. Tüyleri bembeyaz, gözleri masmaviydi. Mamasını yerken bende onu seviyordum. O an tam kediyi severken elimin üstüne uzanan elle o anki panikle elimi çekip kafamı kaldırdım.

Ama korktuğum gibi değildi. Gelen kişi Altay'dı. Evet bildiğimiz Fenerbahçe'nin kalecisi Altay Bayındır. Aramızda pek öyle çok konuşmuşluğumuz yoktu ama yinede birbirimizi tanıyorduk.

"Selam Kerem."

"Selam Altay. Beklemiyordum özür dilerim böyle tepki verdiğim için."

"Sıkıntı yok. Bende haber vermeden dokunduğum için özür dilerim."

"Bişey olmaz."

Ben kediyi severken Altay'da kediyi sevmeye başladı.

"Bu senin kedin mi? Seninse çok tatlıymış."

"Yok benim değil. Burda buldum. Acıkmıştır diye marketten mama aldım."

"Çok temiz kalplisin Kerem."

"Biliyorum."

Kedi yemeğini yiyince bana teşekkür edermiş gibi kucağıma çıktı. O kadar tatlıydı ki o an yiyesim geldi.

"Yarın akşam İcardi parti veriyormuş galiba Mert söyledi."

"Evet öyleymiş. Sadece Galatasaray ekibi olur sanıyordum ama."

"Sen İcardi'yi bilmiyor musun Kerem? Mert'e yalakalık olsun diye bizim ekibi de çağırdı. Ya değilse İcardi kim? Fenerbahçe ile muhattap olmak kim?"

"Tahmin etmiştim. Neyse ben sahilde yürümeye gidiyordum zaten. Gelmek ister misin?"

"Çok isterdim ama işlerim var malesef."

"Anlıyorum o zaman başka sefere."

"Tamam görüşürüz o zaman Kerem'cim."

"Görüşürüz Altay."

Son cümlesinde "Kerem'cim" demesine takılmıştım ama sonuçta en fazla ne olabilirdi ki?

Kediyi kucaklayıp tekrardan sahile doğru yürümeye başladım. "Herkes gibi sana da ad vermeliyiz minnak şey." adını düşünürken o an aklıma geldi. Adını Harry koyacaktım. Çünkü en büyük Harry Potter hayranlarından biriydim. Sonuçta taraftar açısından benzetiliyordum da.

Sahilde biraz yürüdükten sonra tekrar eve geldim. Eve gelirken de yeni bebeğime yani minnak Harry'e pet shop dan bi' kaç eşya almıştım. Sonuçta onu bu yavru haliyle tekrar sokağa  bırakamazdım. Eve gelince kediyi koltuğa bıraktım ve üstümü değiştirmek için odama gittim. Üstümü değiştirdikten sonra uyku bastırmıştı. Saat öğlen 1'e gelirken uykuya yenik düşüp uyuya kalmışım.

4. fic hayırlı olsun canlarım umarım beğenirsiniz. İleriki bölümlerde bişeyler olacak emin olalım baştan :D

Bb


"Senin Çocuğunu Taşıyorum" || •AlKer•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin