hm' 1

833 59 84
                                    

Koşarken elinde tuttuğu boş pet şişeye baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Koşarken elinde tuttuğu boş pet şişeye baktı. Adımlarını yavaşlattıktan sonra başını yukarıya kaldırıp derin bir nefes aldı. Gün doğmadan sabah yürüyüşüne çıkmış, kendisini her zaman olduğu gibi deniz kenarında gökyüzünün değişimini izlerken bulmuştu.

Pet şişeyi ortadan ikiye sıkıp, havası kaçmadan hızla kapağı araladı. Çıkan sesten korkarak yerinde zıpladı. Kendi kendine kahkahalara boğuldu.

Otuzlu yaşlarında bir adam için dışarıdan ne kadar aptal görünebileceğini düşünüp, yüzünü ciddileştirdi. Etrafına yavaşça baktı ve kimsenin olmadığını görmek onu rahatlattı.

Şişenin kapağı deniz dalgasına yakalanınca, çevreye duyarlı biri olarak ıslanacağını umursamadan koşar adımlarla suya girdi. Dalganın aldığı kapağı yakalayacağına kendini inandırarak, diz kapaklarına gelen suya eğildi ve kollarını daldırdı.

Yakalayamacağını biliyordu.

Suyun içinde koşmaya devam etti. Bedeni yarıya kadar suya girince yüzmek istese de yapamazdı. Denizi çok sevmesine ve yüzmeyi yeteri kadar bilmesine rağmen tek başına yüzmekten korkuyordu.

Nefesini tutup bedenini suya daldırdı. Saniyeler sonra tekrar nefes almak için kalktı. Uzun süredir özlediği kişinin adını bağırmak istedi.

Minho hiç ağlamazdı. Ne zaman annesine seslenmek istese ıslanmış olurdu. Gözleri dolduğunu bu şekilde inkar ederdi.

"Anne.." gülümseyip dudaklarını birbirine bastırdı.  "seni özledim."

✮⋆。°✩⋆˙

Hyunjin arabasından inerken esnediğine dair garip sesler çıkarıyor ve kollarını olabildiğince geriyordu. Seul'e neredeyse beş saat uzaklıkta olan bu köye ilk defa gelmişti. Doğası beklediğinden daha güzeldi.

Kumsalın hemen üzerindeki yolda gökyüzünün muhteşem değişimini izlemek için durmuştu. Arabasından kahvesini alıp, kapıyı hızla çarptı.

Denizi görebilecek şekilde yaslandıktan sonra bir yudum aldı ve manzarayı seyretmeye başladı. Tek başına kumsalda koşuşturan adama ilişti gözleri.

Şişeyi patlattığında gelen gülme seslerini duydu. Hatta denize girmeden etrafına bakınan adamdan sebepsizce yakalanmaktan korkup saklandı. Sonrasında onun gülüşlerine eşlik ederek uzaktan yankılanan sesini dinledi.

Bir şeyler söylediğini duysa da tam olarak anlayamadı. Kafasındaki turuncu şapka gözüne çarptı. Kendisi gençlikten çok geçmiş gibi sayıkladı. "Onun yaşlarında biri olmak vardı." Tahminine göre suya dalıp çıkan kişi en fazla yirmili yaşlarındaydı.

Arabasına binip emlakçının verdiği adrese geldi. Etrafa göz atarken beklediğinden daha güzel olması içini rahatlattı. Satın alacağı atölyeyi gezmek için sabırsızlanıyordu.

Denizin ortasından ince bir yol geçiyor ve hemen sağ köşede dışarıdan görünmeyen camla kaplı atölyesini görünce içindeki çocuksu sevince engel olamadan ellerini çırptı.

Orada tek başına olmayı dilerken, sol tarafta bulunan küçük bahçeli eve ve yanındaki çiçekçiye umutsuz bir bakış atıp, neredeyse kentsel dönüşüm isteyecek kadar ileri gidecekti ki, komşuluğun fena olmayacağını düşündü.

Park ettiği arabasına yaslanmış, etrafı incelerken duyduğu ayak sesleriyle hemen yerinden doğruldu. "Burayı kesinlikle alı-"

Emlakçının geleceğini farz ederek söylediği cümle turuncu şapkalı, boydan boya ıslanmış olan, adamı görünce yarım kaldı.

Minho selam verme amaçlı, eğildiğinde üzerindeki sular etrafa sıçradı. Hızla gidecekken arkasında bıraktığı adamın kahkahalarına anlam veremediğinden merakla tekrar ona döndü.

Hyunjin kendini tutmaya çalışsa da imkansız gibiydi. Karşısındaki adamın anlamsız bakışları da hiç yardımcı olmuyordu. Yirmilerinde olmayan birinin o hallerine şahit olmak yeterince komikti.

Minho dayanamadan öfkeyle karışık kibarlığını bozmadan sordu. "Bu kadar komik olan nedir?"

Hyunjin cevap verebilmek için ellerini yanaklarına bastırarak kendine engel olmaya çalıştı ama imkansız gibiydi.

O anlar aklına geldiği için gülmeden edemiyordu. Minho gözlerine çevirerek histerik bir nefes verdi ve alayla güldü. "Bu kadar komik olan nedir anlayamadım ama buradan siz daha gülünç duruyorsunuz."

Lafını söylemiş olmanın rahatlığıyla arkasını dönüp giderken, Hyunjin söylediğine gıcık olduğundan anlık bir kararla onu utandırmayı hedef aldı.

İnadına sesini yükselterek konuştu. "Güneş doğarken deniz kenarında turuncu şapkalı birini görmüştüm de ona gülüyorum. Sizinle alakası yok."

Minho utancından arkasına dönmeyi birkaç kez reddetti. Çiçekçinin önünden hızla geçip, bahçeli eve girdi.

Evinin yanında bulunan atölyeyi satın alacağını bilmeden, "Bir daha o adamı görmeyeceksin." diye düşünerek unutmaya çalıştı.

🫀

lütfen bana kızmayın
diğer ficlere de bölüm atacağım söz

bu fic aklıma gelmişken unutmadan
yazmam gerekiyordu...

middlemist, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin