•"Jeongin, Jeongin, Jeongin!"
"Güzelim, güzelim, güzelim!" Jeongin aynı şekilde Yongbok'u taklit ettiğinde ikiside kıkırdamış oturdukları bankta birbirlerine daha çok sokulmuşlardı. "Noldu prensesim?"
"Canım sana seslenmek istedi, illa bir şey mi olması lazım?"
Cümlesinin sonuna doğru kafasını kaldırmış kaşlarını tatlıca çatmıştı Yongbok. "Öperim canını. Hayır prensesim bir şey olmasına gerek yok.""Yaaa, öper misin?"
"Seni mi? Yerim bile."
"Ya!" İkisi son yarım saattir yüzlerinden inmeyen gülüşlerini tekrar canladırmıştı Jeongin'in söylediğine.
Son bir aydır anlayamadıkları bir hızda samimileşmiş, birbirlerine olan duygularını daha iyi anlamışlardı. Bol bol dışarı çıkmış, gezmiş tozmuş, bazen sadece şimdiki gibi bankta oturmuş birbirlerine sırnaşmışlardı. Birlikte oldukları her an sadece birbirlerini görmüş diğer her şeyi görmezden gelmişlerdi. İkisi de birbirlerinin duygularından emin olsa da bu konu hakkında konuşmayı reddediyorlardı. Yongbok, Jeongin konusunu açmıyor diye konuşmaya utanıyor, Jeongin, Yongbok utanıyor diye konuşmuyordu. Bu küçük döngüyü her kırmak istediklerinde yeni bir olay çıkıyor geri utandıkları o ana dönüyorlardı.
"Yongbok?"
"Hı?" Jeongin duydugu uykulu sesle gülmüş önündeki saça bir öpücuk kondurmuştu.
"Konuşalım mı biraz?"
"Neyi?"
Jeongin, Yongbok'u belinden tutup kaldırmış oturmasını sağlamıştı. Yongbok'un kafası arada düşsede gözlerini açık tutmaya çalışarak bağdaj kurmuştu.
"Yongbok..."
"İnnie?"
"Belki erken diyeceksin, belkide istemeyeceksin ama..."
Yongbok'un küçük hapşuruğuyla sözünü kesmiş hemen çantasından bir peçete çıkarmıştı Jeongin.
"İyi misin? Hasta mı oldun ki? Eve geçelim istersen." Duyduğu gülüşle toplamaya başladığı masadan dikkatini geri karşısındaki güzel çocuğa vermişti "Prensesim?"
"İyiyim Jeongin ya! Devam et sen."
Nefesini seslice bırakmış daha yeni kalktığı oturağa tekrar oturmuştu. Elleri ensesinde gezerken gözlerinide Yongbok'un yüzü hariç her yerde gezdiriyordu. Emin olsada aklının bir köşesinde gezinen "Ya hazır değilse? Ya istemezse?" gibi olumsuz düşünceler gezinmesini engelliyemiyordu.
"Ben, yani. Of!"
Karşısındaki çocuğun gülüşünü tekrar duyduğunda utançla yüzünü ellerinin arasında almıştı.
"Çok rezilim değil mi?"
"Hayır, aksine çok tatlısın Jeonginie."
"Bana böyle seslenmesini sevdiğim tek kişisin."
Yongbok duyduğu cümleyle iyice cilvelenmiş oturduğu yerden biraz daha ileriye kaymıştı.
"Hmm, öyle mi?"
"Ya git dalga geçme."
"Geçmiyorum Jeonginie"
Kısa bir süre sustuklarında Yongbok derin bir nefes alıp Jeongin'in yüzünü ellerinin arasından kurtarmış göz teması kurmalarını sağlamıştı.
"Jeongin, erkek arkadaşım olmak ister misin?"
Jeongin sitemle bir kaç ses çıkarmış konuşmaya başlamıştı.
"Ben dicektim ama. Olmadı şimdi of."
"Tamam ya sen de of!"
Sırtını dikleştirmiş aynı Yongbok gibi derin bir nefes alıp konuşmuştu Jeongin.
"Yongbok'um, seni ilk gördüğüm andan beri ilgimi çeken birisin. Her şeyinle mükemmelsin. Çok güzelsin, en az kalbin kadar. Bende hem kalbin güzelliğini hem senin güzelliğinin benim olmasını istiyorum. İzin verir misin?"
"Veririm."
Jeongin'in açtığı kollara girmiş yüzünü omzuna yaslamıştı. Jeongin ise hemen yüzünün altında olan mis kokulu saçları koklamış bir kaç öpücük bırakmıştı.
"Seni seviyorum."
Ani gelen itirafla duraksasada cevapsız bırakmamıştı Jeongin.
"Bende seni seviyorum her şeyim."
Yüzünü koyduğu omuzdan kendini çekmiş hala elleri sevgilisinin vücudundayken gözleri kaçırarak ağzını açmıştı Yongbok.
"Senden bir şey isteyebilir miyim?"
"Benden her şeyi isteyebilirsin"
Hala yüzüne bakmıyorken dudaklarını ısırmaya başlamış olan Yongbok'a uzanmıştı Jeongin. "Isırma, yara olur."
"Beni öpebilir misin?"
"Ne?"
Kollarını kendine sarmış kızarmış yüzünü saklayarak küçülmüş olan oğlana gülmüş sarmalamıştı Jeongin.
"Tamamen aptalca bir soruydu. Özür."
"Özür dileme. Öperim, ne zaman istersen"
Ani hareketle kafasını kaldırmış Yongbok'un, bu ani hareketlerine alışmış Jeongin bu sefer yadırgamamadan gelecek cümleyi beklemeye başlamıştı.
"Her zaman?"
"Her zaman."
"Peki şimdi, beni," iyice yüzlerini yaklaştırmış göz temaslarını kesmeden cümlesine devam etmişti.
"İlk öpücüğünmüş gibi öper misin?"
"İlk öpücüğümmüş gibi."
"İlk öpücüğümüz için"
Jeongin göz temasını kesip dolgun dudaklara baktığında Yongbok'ta onu taklit etmiş gözlerini aşağıya indirmişti.
"Öperim."
Cümlesini tamamladığını an yüzlerinin arasındaki mesafeyi sıfıra indirmiş dudaklarını birleştirmişlerdi. İlk sadece değdirme şeklinde olan öpücük Jeongin'in dudaklarını oynatmasıyla tam bir öpücüğe dönmüştü. Jeongin Yongbok'un alt dudaklarıyla ilgilenirlen Yongbok Jeongin'i taklit ederek üst dudağıyla ilgileniyordu. Yavaş ve birbirlerine olan sevgilerini hissettirmek ister gibi öpüyorlardı. Ve ikiside birbirlerinin saf sevgisini çok net hissediyordu.
•
Ve final
Saka
Bu bolumu sevıyom duzenlemedım
Sonunda manıtalar ya
Nabr nabunuz yav uzun zamandir gorusemedik
Neysemneysem iyi okumalar kocaman opucuklerrr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killshot •Jeonglix•
HumorJeongin Yemedik lan kardesini Hyunjin Dene dene de oldureyim seni Jeongin İyi geceler birader Hyunjin Kabus gor namus dusmani Texting-Düzyazı