"Tesadüf Aşk "

8.bölüm Bu Bir Anlaşma

Melis elbiseyi asıp yatağın önüne geldi. Ve yere diz çöküp yerde bir sandık olduğunu gördü ve o sandığı eline aldı. Ve okumaya başladı.(Canım kızım melisim... Biliyorum şuan kesin üzgün bir şekilde odamıza girdin. Ve bu sandığı buldun. Aslında bizi kaybettiğin günü gelmişsindir. Bu olanları sana bu sürprizi düşündüğüm de rüyamda görmüştüm. Yani yani annenle size veda edeceğimizi.. Belki önemsiz bir rüyadır diye boşverdim ama yinede hissediyordum. O yüzden bu sandığı annenle hazırladık. Kızım gerçekten ben ve annen seni ve kardeşini çok sevdik siz bizim canımızsınız. Ne olursa olsun üzülüp ağlamayın. Biz sizi burada izliyor olacağız. O an melisin gözlerindeki yaşlar kağıda damladı. Ve okumaya devam etti. Kızım biz ölünce sizden ricam istanbuldan gitmeniz.. Nedenini biliyorsundur. Bizi öldürecek olan botan ailesi sen çocukluğundan beri senin peşindeler. Git ki sen ve ceren güvende olasınız. Nereye gideceğiz dersen eğer sandığın içinde anahtarını koydum. Sen hep antepi merak ederdin ya işte sana orada bir daire bıraktım. Lütfen raya git bari üniversiteni bitirip öğretmen olunca cerenle başınızı koyacak bir yeriniz olsun kızım sandığın içinde benim seninle cerene bıraktığım bir miktar para ve annenin pırlanta kolyeleriyle altınları var bir de sen evleneceğin gün takmanın için sen bebekken aldığımız kolye var. Eğer biz halen yaşıyorsak sana takarız. Ama yoksak düğününde bunu tak biz sizi izliyor olacağız. Onların hepsi artık senin tamam mı hadi çabuk çık ve antepte  cerenle hayatını yaşa. Ha bir de unutma sana bıraktığımız tek mirasımız kendin ve ceren. Ona sahip çık o bizim sana bıraktığımız emanet onu güzel okullarda okut ve güzel bir gelecek ver. Hadi üzülme annenle ben sizi çok seviyoruz beyaz atlı prensin öper seni hoşçakal melis bunları gözyaşları içinde okuyordu. Ve kağıda sımsıkı sarıldı ve ve ağlayarak lütfen beni bırakmayın sizi çok seviyorum deyip kağıdı koklayıp öptü ve ayağa kalktı. Hakan kolundan tuttu ve melis uçak kalkmak üzere gidelim dedi. Melis ailesini üzmemek için gözlerini sildi ve benim bir kaç eşyamı almam lazım dedi. Ve annesiyle babasının bir kaç hatıra eşyasını aldı ve odasına girip cerenin ve kendisinin  elbiselerini valize koydu. Hakan da valizleri tutmuş melisi bekliyordu. Melis odasına son kez şöyle dolu gözlerle bir baktı. Ve hoşçakal benim tatlı evim. Dedi ve tam gidecekti ki kitaplık tan beyaz atlı prens kitabınıda alıp merdivenlerden aşağıya indi hakanın elinde 2 valiz ve bir çanta vardı. Melisin de elinde bir valiz ve kitabı vardı. Sırtında da sırt çantası vardı. Hakan kapıya geldi ve taxiyi çağırdı.meliste son kez evine baktı ve beraber asansöre binip aşağıya indiler. Ve kapıya geldiklerinde taxi gelmişti. Hakan valizleri taxinin bağacına koydu ve taxiye  binip havalimanına gidelim dedi. Ve taxi şoförü arabayı sürdü. Melis halen çok üzgündü. Hepsi birer kabus gibiydi. Ama şimdi Toparlanma vaktiydi. Şimdi cerene hem anne hemde abla olmanın vaktiydi. Derken arabanın radyosundan bu şarkı çıktı. Cem Adrianın zincir şarkısı zaten cem Adrianın tüm şarkıları beni özetliyordu . Nakaratı kalbimdeki sancı ve gözlerimdeki yaşlar ile tekrar ettim. Dayana bilirmi ? Sence sonlara...
Geçebilir mi bu acı...
Boza bilirmi? Kahpe yazgıyı...
Kırabilir mi tahtlı zinciri
Kalbim kalbim...
Diye tekrar ettim. Ve havalimanına gelmiştik. Hakanla birlikte arabadan inip bağaçtan valizlerimizi aldık. Ve Hakan taxi parasını ödedi. Şimdi havalimanındaydık. Ve uçağın yanına geldik uçağın yanında elinde valiz olan orta boylu sarışın bir adam vardı. Ve Hakanın yanına gelip hakanla erkek selamlaşması yaptılar. Ve kanka ya nerelerdesin görünmüyorsun. Uzun zamandır.
Hakan :şey Aslında ben sınav için antepe  gitmiştim. Neyse istediklerimi getirdin mi?
Eren :evet getirdim ee mühendislik sınavın nasıl geçti? Kazandın mı?
Hakan :Aslında sınava giremedim. Ama 1 ay sonra 2.sınav var o zaman girince seni haberdar ederim.
Eren tamam deyip melisi baştan sona süzdü. Ve hakana dönüp kanka bu güzel bayanda kim böyle
Hakan :ha ben sizi tanıştırmadım öyle değil mi? Şey bu benim ilkokul arkadaşım melis melis buda üniversite arkadaşım eren. Melis tanıştığıma memnun oldum dedi. erende aynı şekilde bende çok memnun oldum adın melis mi? Diyerek hakanın kulağına eğilerek Hakan bu bize hep bahsedip öve öve bitirmediğin yengemiz değil mi hani yıllardır arayıpta bulamadığın dedi. Hakan erene kolunu vurup sessiz ol dedi. Melis şaşkın bir şekilde bakıp :evet adım melis güzel değil mi  ismim eren. hem hakana ne dedin dedi.
Eren :hayır çok güzel bir ismin var yeng dedi ki hakan öksürmeye başladı. Eren hakanın sırtını sıvazlayıp iyimisin kanka dedi. Hakan sinirli bir şekilde iyiyim kanka bizi yolumuzdan alıkoyma sonra seninle konuşacağım dedi manalı gözlerle.
Eren :tamam o zaman kanka  akşama bahsettiğim online maç oyununa geliyorsun değil mi? O sırada söze melis atladı: ne maçı bu eren?
Eren :ya bu çok büyük bir maç aslında oyunda
Bir gurup manchester united olmuş işte onlarla  oynayacağız. Biz de Galatasaray olmuşuz Aramızda kıyasıya bir mücadele var. Kazanana sevdiği takımın 2 kişilik kombine bileti var. Ya Bi de Galatasaray grubumuzda 1 kişi boş. İstersen seni alalım grubumuza.
Melis :gülümseyip yok çok teşekkür ederim ben sevmem ve beceremem öyle oyunları deyip hakana döndü:Hakan hadi uçağa binelim dedi. Ve erenle Hakan sarıldı. Ve akşama herşeyi konuşuruz dedi. Ve melisin de elini sıkıp hakandan duydum annen ve baban vefat etmiş başın sağ olsun. iyi yolculuklar kanka dedi.  Melisin birden yüzü düştü ve teşekkür ederim dedi. Ve içinden bu olayı bile anlatmışsa çok yakınlar dedi. Ve eren hakana bakıp: kanka yeni  evinin adresini yazarsın. Geliriz yanınıza hem sevgilimi de getiririm tanışır melisle dedi. Melis ve Hakan tekrar erenle vedalaşıp uçağa girdiler . Ve uçakta yine anons sesi duyuluyordu: Değerli yolcularımız uçağımız kalkmak üzere lütfen herkes koltuğunda kemeri bağlı şekilde otursun. Ve cep telefonlarınızı kapatınız. Dedi. Ve bu dediklerini İngilizceden tekrarladı. Hakan telefonundan oturacakları koltuk numarasına baktı ve koltuklarında oturdular. Kemerlerinide bağladıktan sonra telefonlarını kapattılar ve şimdi uçak kalkmaya başladı. Melisin yükseklik korkusu olduğu için yaşlı gözlerini kapattı. Ve başına gelenleri düşünüp ağladı. İçinden: Allahım ben şimdi cerene nasıl derim annemizin ve babamızın bizi bırakıp gittiğini. Diye düşünüp kapalı gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Hakan başını çevirdiğinde melisin bu halini görünce üzülüp melisin kolunu dürterek melis melis iyimisin dedi. Melis gözlerini yavaşça açtı ve iyi değilim Hakan deyip ona sarıldı. Hakan bunu duyunca üzülüp o da ona sarıldı. Ve sakın üzülme ben hep senin yanındayım herşeyin üstesinden birlikte geleceğiz dedi. Ve içinden düşünmeye başladı. Allahım bu kadar güzel ve iyi kalpli melisimin imtihanını kolaylaştır. Bence o bir melek benim meleğim dedi. Ve melis de hakana sarılırken içinden düşüncelere daldı.ne yapacağımı Bilmiyorum ama nedensizce hakana sarıldım. Ve bana çok iyi  geldiğini hissediyorum. O Benim bu berbat zamanımda hep yanımdaydı. Hiç bırakmadı. Sanırım Artık ona alışmaya başladım. O Benim en iyi arkadaşım  o benim tesadüf yoldaşım diye düşünürken hakandan ayrıldı ve utanarak kusura bakma birden oldu dedi. Ve Hakan melisin gözlerine bakıp : ne kusuru ben senin arkadaşınım o yüzden utanman gerek yok diyerek içinden :ona sarılmak çok güzel bir histi. Hep benimle kal melisim seni seviyorum dedi. Meliste utançlı bir şekilde hakanın parlak ela  gözlerine bakarak içinden :nedensizce senin beni bırakmanı istemiyorum. Lütfen hep benim yanımda ol dedi. Ve ikisi birden gülümseyerek başlarını ayrı yerlere çevirdiler... Ve melis başını koltuğa yaslanıp içinden melis kızım hakana ikide bir niye sarılıp duruyorsun. Şimdi yanlış anlayacak derken biraz sesli bir şekilde o sadece benim arkadaşım diyerek gülümsedi. Hakan melise dönüp efendim melis dedi. Melis yutkunup hiç bir şey. Acaba Seslimi konuştum dedi. Hakan: evet ama bir şey lazımsa söyle dedi. Melis başını çevirdi. Ve yüzünde bir tebessüm oluştu. Ve Hakan başını çevirmiş melisi izliyordu. Meliste o sırada başını koltuğa yaslamış uyuyordu. Hakan da onu izlemekle meşguldü...