İrem hâlâ olayın şokunu atlatamamış gözlerini büyütmüş şekilde beni izliyordu. Kendine gelmesi için çimdik attığımla acıyla bacağına dokundu. Aynı şekilde Aras da Behram'a baktığında Behram dayanamayıp "Ne bakıyo'n la?" dediğinde, "Şaşırdım da ondan öyle oldu kardeşim" diye cevap vermişti Aras.
Biraz vakit geçip sohbet ettiğimiz sırada Behram aralıksız şekilde beni izliyordu. Utancımdan suratına dâhi bakmamıştım, o nasıl oluyorda dakikalarca yüzüme bakabiliyordu? Böyle zamanı geçirdikten sonra Aras'a telefon geldi ve yanımızdan ayrılarak hastaneden çıktı. İrem de hastasına bakması gerektiğini söyleyerek masadan kalktı. "Görüşürüz yenge" dedi tanıdık bir ses.. İrem de "Görüşürüz Behram" deyip gülümseyerek karşılık verdi. Herkesin kalktığı masanın altında ellerimi ovuşturarak başımı dâhi kaldıramadım. Aniden "Sohbetine doyum olmuyor gerçekten" dedi Behram. Başımı kaldırıp ona baktım, beni izliyordu. Yine amber gözlerle karşı karşıya kalmıştım.. Bir anda "Anlamadım" deyiverdim. "Sohbetine diyorum, doyum olmuyor. Ne çok konuştun öyle sen."
O gülümsüyordu, bende gülümsedim.
"Ne konuşalım?" dedim. "Mesela dün sana attığım mesajı konuşabiliriz." dediğinde oldukça afalladım. Gözlerimi açarak şaşırdığımı belli ettiğimi düşündüm. "Ha o mesele" "Aynen tam da o mesele" diyerek bana karşılık verdi. "Peki konuşalım, biraz önce telefona baktım senden mesaj gelmemişti." "Evet sabahtan beridir buradayım. Bugün buraya gelen, kalp masajı yaptığın hasta... onların ifadesinin alınması gerekiyordu. Anlayacağın bayağı yoğundum. Mesaj atacak, buluşacak vaktim yoktu. Kusura bakma." Kalp masajı yaptığımı nerede görmüştü? İfade derken? BU ADAM KİM? Şaşırmıştım."İfade derken? Polis misiniz?" Gülümsedi. Her zaman yaptığı şeydi bu zaten.. Masanın üzerinden elini uzattı
"Başkomiser Behram Seyhanlı. Tekrardan tanıştığıma memnun oldum. "
Uzattığı ele uzandım. Tuttu. Elindeki sıcaklığı hissettiğimde içim değişik olmuştu.
"Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Gazel Saran. Bilmiyormuşsunuz gibi yapalım. Bende tanıştığıma memnun oldum Behram Bey" El sıkışıp bıraktığımızda ikimizde yere bakmayı tercih ettik. Sonra biraz sohbet ettikten sonra Behram Bey'e telefon geldi. Önemli bir telefon olduğunu söyleyip masadan uzaklaştı. Konuşma bitene kadar onu izledim, arada göz göze geliyorduk. Bense gözlerimi kaçırıyordum.
Telefonu kapattıktan sonra yanıma geldi, masanın üzerindeki telsizi aldı. "Gitmem gerek karakoldan aradılar." dedi. Saat yediyi çeyrek geçiyordu. Benim de hastaneden çıkış saatim yaklaştığı için hastamı kontrol edip bende çıkacaktım.
"Sana bir kahve borcum var" diyerek devam etti. "Olur, bakarız." diye yanıtladım. Kantinin çıkışına kadar yürüdük ve son olarak vedalaşarak hastanenin iki ayrı kollarından ayrıldık. O giderken dönüp baktığımda o kadar kalıplı ve yakışıklı görünüyordu ki bir bakana bir daha baktırırdı.Bu kafamda kurduğum düşüncelere son verirken, otomatik kapıya yaklaştığında kapı açılmıştı ve ardından o da çıkmıştı. Bende önüme dönerek yoluma devam ederken, asansörle üst kata çıkmadan önce, Alp'i yanıma gelmesi için arayıp telefonu üniformamın cebine koydum. Alp'le çıktığım kattaki koridorun başında o hemşireyle konuşurken karşılaştık."Oo Hocam, bugün hiç karşılaşamadık. Malûm siz kalp masajı yapmakla meşguldünüz." deyp kıkırdadı. Gözlerimi ona diktim. "Boş yapma Alp, boş yapma." Dediğimde Alp'in kıkırdaması kesildi. Önüme dönüp sırittım. Sonunda hastanın kapısına vardık. Alp önden kapıyı benim için açtığında başımla ona teşekkür ettim o da aynı şekilde teşekkürümü aldı. İçeriye girdiğimizde hastanın başında bir kızın oturduğunu gördüm.
"Geçmiş olsun. Nasılsınız?" iyi olup olmadığını kontrol etmek için bu soru her doktorun sorması gereken bir soruydu. Adam kaşlarını çatarak yanıt vermeye niyetlendi ve "Kötüyüm doktor! Birşey yap ağrıdan duramıyorum!" diyerek bana sesini yükselttiğinde Alp araya girdi ve hastanın kolunu tuttu. "Bana bak biraz sakin ol hastane burası kafana göre bağırıp çığıramazsın." Kız da aynı şekilde adamı sakinleştirmeye çalışıyordu. Alp'in omzuna elimi koyduğumda bana döndü. "Alp tamam sakin olun.' dedim. "Ama hocam"dediğinde "Alp" diye uyardım kafasını eğerek susma mecburiyetinde bulundu.
Çünkü neydi? Kötüyle kötü olunmaz. Yatağa biraz daha yaklaştım. Sesler kesildiğinde konuşmaya hazırdım. Karşımda anlayacak birisi olmasa da.. "Ağır bir ameliyat geçirdiniz ağrınızın olması çok normal ama böyle stres yaparak daha da kötü sonuçlara yol açabilirsiniz. Ben hemşirelere söylerim ağrı kesici yaparlar. Merak etmeyin" aniden cevap geldi. "Ben ne zaman çıkarım burdan doktor?" Şaşırmıştım neden çıkmak istediğini anlamadım. "Daha ameliyattan yeni çıktınız şuan da çıkmanız imkansız beyefendi." Sinirlenmiş vaziyette pür dikkat beni dinliyordu. "Allah'ım yarabbim sinir krizi geçireceğim şimdi!" Yanında oturan hanımefendi ona birşeyler söyleyip sakinleştirme çabalarına devam etti. Alp'e odadan çıkmak için kaş göz yaptım. Kapıya yöneldik yine önden açmıştı kapıyı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfleri Sever
Teen FictionGazel Saran ve Behram Seyhanlı koşu yolunda çarpışma sonucu tanışırlar. Ana karakterimiz Behram başkomiserdir, Gazel ise İstanbul'un başarılı cerrahlarındandır. "Bazen bir tesadüf hayatınızın seyrini değiştirip kalbinizin tam orta yerine yerleşen za...