Karşımdaki kişi Behram'dı.. Saden de benimle birlikte kapıya geldiği için dönüp kaldığımı gördüğünde bana omuz atmıştı. Sarsılıp Behram'a baktığımda karşımda sırıtıyordu. Açıkçası beni o şaşırmış, pijamalı hâlimle gördüğü için çok utanmıştım. Saden ikimize bakıp yanımızdan hızlıca uzaklaştığında, kafamı çevirip baktığımda İrem'in yanına gittiğini gördüm. Ben Saden'e, Behram bana bakıyordu. Önüme döndüğümde göz göze gelmiştik. Kalbimin bu kadar hızlı atmasına ve heyecanlanmama anlam veremiyordum. İkimiz aynı anda söze girmek için hareketlendiğimizde onu dinlemek için durmuştum. Behram saniyeler sonra "Günaydın!" dedi neşeli sesiyle. Ben bu kadar uyumuşken bile hâlâ yorgunsam o nasıl böyle enerji dolu oluyordu anlamıyordum. Oysa ikimizinde oldukça yorucu mesleği vardı. Bir kaç saniye sonra bu soruları bir kenara bırakıp bende "Günaydın" dedim.
Neden geldiğini hâlâ söylememişti. Elinde küçük bir kâse vardı neden getirdiğini bilmediğim için anlamsızca kâseye baktım. Benim eline baktığımı fark edince o da gözlerini eline kaydırdı. "Ha bu kâse.... Bizim çocuklar şeker almayı unutmuş. Senden rica edecektim. Biraz şeker alabilir miyim?" Gözleri o kadar masumdu ki.. Yüzüne dalıp gidiyordum. Daha önce hissetmediğim duygulardı bunlar, bana yabancıydı. Yüzüne bakmayı bırakıp kâseyi almak için elimi uzattığımda, Behram da vermek için elini uzatmıştı ve ellerimiz birine değdi. Kâseyi bir çırpıda almak için Yüzüne baktığımda aynı anda göz göze gelmiştik. Yine...
Yine utanıp, kızardığım için çillerimin çıktığını anlamıştım. Elimdeki kâseyle mutfağa doğru hızlı adımlar atmaya başladığımda, Behram arkamda kalmıştı. Mutfağa geldiğimde İrem ve Saden birlikte kahvaltı hazırlıyorlardı. Ellerimi tezgaha koyup sakinleşmek için saniyelerce bekledim. Sakinleştiğime emin olduğumda arkamı dönmüştüm. İrem kollarını birbirine dolamış gizemli gözlerle bana bakıyordu. Saden ise çayı koyuyordu. Neden bakıyorsun der gibi İrem'e başımı salladım. Oda aynı şekilde başını salladı ve konuşmaya başladı. "Neler oluyor sana Gazel'cim? Kim gelmiş?" Bakışlarımı kaçırmakla yetinmeye çalıştım.
"Birşey olduğu yok. Karşı komşum şeker istemek için gelmiş." İrem tamam dercesine göz kırptı. Dolaptan çıkardığım büyük kaptan elimdeki kâseye şeker doldurmaya başladım. Kâse dolduktan sonra, şeker kabının kapağını kapatıp aldığım yere yerleştirdim. Dolabın kapağını kapatıp dış kapıya doğru uzun holden yürüdüm. Başımı kaldırdığımda gözlerim Behram'ı buldu.Yine elim ayağıma dolaşmıştı.. Kâseyi ona doğru uzattığımda, kemikli ve kocaman elleriyle ellerimi sardı. Kafamı kaldırıp ona baktığımda anlamış olmalı ki o da kafasını kaldırıp bana baktığında gözlerimiz yeniden buluştu. Sahi bizim gözlerimiz neden buluşup duruyor? Ellerinin ellerimi sardığını gözlerimle işaret ettiğimde anlamıştı. Kusura bakma dercesine bir bakış atıp geriye doğru giden adımlarıyla kendi kapısının önüne gelmişti. Elindeki kâseyi biraz yükseğe kaldırıp,
"Şeker için teşekkürler" dedi.
"Rica ederim" diyerek karşılık verdim. Aralık olan kapısından girerek, bana başıyla veda etti. Aynı şekilde karşılık verip bende içeriye girdim. Kapının ardına yaslanıp gözlerimi kapattığımda, kalbimin sesini duyabiliyordum. Çok hızlı atıyordu, sanki kulaklarıma yerleşmişti sesi.. Gözlerimi açtığımda İrem ve Saden mutfakta gülüşüyorlardı. Bende birkaç saniye sonra sakinleştiğimde yanlarına gittim. Masayı hazırlamışlardı; son olarak Saden, ocaktaki menemen'i de alıp masaya koyup konuştu. "Hadi kızlar saat geç olacak şimdi, hemen yiyip kalkalım." dediğinde İrem ve ben başımızla onu destekledik. Önümüzdeki tabaklara kahvaltılıkları aldık ve kısa sürede kahvaltımızı ettik. Ben giyinmek için odama gittiğimde her zaman olduğu gibi giyeceğim kombin yatağın üzerindeydi. Bugün "Sevgililer Günü" olduğu için kırmızı giymek istemiştim. Kırmızı triko kazağımın altına beyaz kot pantolon, üzerine beyaz kot ceket geçirdikten sonra saçlarımı kıskaçlı tokayla saçlarımı topladım. Sonrasında gümüş, göze batmayan halka küpelerimi ve diğer aksesuarlarımı taktığımda geriye sadece ufak bir pembelik veren nemlendiricimi sürmek ve parfüm sıkmak kalmıştı. Raftan çok ağır kokmayan, kalıcı, sonbahar kokulu parfümümden birkaç defa sıktıktan sonra odadan çıktım. Kızların yanına gittiğimde bakışları bana dönmüştü. Beni baştan aşağıya süzdüklerinde itiraf etmeliyim ki bayağı utanmıştım.
İrem "Kızım bu ne güzellik böyle? Bayılacağım şimdi şuracıkta." dediğini duyduktan sonra Saden arkasından onu "Gerçekten İrem'e katılıyorum. Uzun zamandır böyle görmemiştim seni Canımın İçi. Çok güzel olmuşsun." diyerek iltifatlarıyla destekledi.Ellerimi birbirine geçirdim ve onlara teşekkür etmek için konuşmaya başladım. "Gerçekten mi kızlar? Çok teşekkür ederim iltifatlarınız için." İrem ben konuştuktan sonra hemen soruma atladı.
"Soruyor musun birde? Bitanem mükemmel olmuşsun diyorum." Evet yine kızarmıştım.. Çillerimin ortaya çıktığını anladığımda ellerimle kapatarak konuyu değiştirdim.
"Hadi çıkalım geç kalacağız." dediğimde portmantodan montlarımızı alıp kapıya çıktığımızda kulağımda kapı açılma sesi duyuldu.Botlarımı geçirip başımı kaldırdığımda karşımda yine o vardı. Baş harfi Behram. O da beni kızlar gibi baştan aşağıya süzmüştü.
Bugün herkesin beni utandırmak için plan yaptığına artık emindim.
Sonunda göz gözeydik.. Başımı arkama çevirip baktığımda kızların bizi izleyip, kıkırdadığını duydum. Fark ettiklerinde ise hızlı adımlarla asansöre yürüdüler. İrem arkasına dönüp "Biz aşağıdayız. Bakışın si- Pardon seni bekliyoruz Gazel'im" dedi gülerek. İrem'i onaylarcasına gözlerimi kırpıştırdım. Behram usulca burnunu kaşıdı.. Benim gibi o da utançtan yerin dibine girecek gibi olduğunda, yavaşça öksürerek sessizliği bozdum.
"Günaydın" dediğimde
"Gün aymış" diyerek yanıtladı ve gözlerime daldı.
Ne demek istemişti ki? Yeniden öksürdüm. Beni patlatmaya söz vermiş gibiydi. Kısa sohbetimize son vermek üzere asansörün zemin kattan olduğumuz kata gelmesi için düğmeye bastım. Ses Behram'ım kulağına gittiğinde hemen kapıyı kitleyip yanıma doğru adım attı. Tek adımda yanımdaydı. Adımları o kadar uzundu ki benim atacağım dört adım onun tek adımıydı.
Sonunda asansör olduğumuz kata gelmişti. Kapı açıldığında Behram elini beni girmem için uzattığında başımla teşekkür edip içeriye girdikten sonra, Behram da hemen peşinden girdi. O benden önce zemin kata inmek için düğmeye bastığında tepkisizce inmeyi bekledim. Zemine indikten sonra asansörün kapısı açıldı.Kapı açılana kadar göz temasında bile bulunmadık. O bana baksa ben başka tarafa, ben ona baksam o başta tarafa bakıyordu.
Asansörden inip kapıya doğru gittiğimizde yine aynı şeyi yaptı.. Kapının demirini tutup elini beni çıkmam için uzattı. Aynı şekilde karşılık verip başımla teşekkür ettikten sonra o da başıyla teşekkürümü aldı. Ben önden dışarıya çıktığımda gereksiz derecede terlediğimi farkettim. Behram'da arkamdan gelip duraksadığımı farkedince
"Sorun mu var?" dedi.Başımı iki yana sallayarak "Y-yok" dediğimde dikkatinin üzerimde, şüpheli şekilde baktığını farkettim. Yan yana gelince heyecanlanıyorum diyemezdim neticede.. Ayrılmak için vedalaşmamız gerektiğinin farkındaydım ama nasıl olacaktı? Kızların beni beklediği hâlâ aklımdaydı.
"Kızlar beni bekliyor ben gideyim artık."
"Peki, görüşürüz o zaman." dedi.
"Görüşürüz o zaman." diyerek tekrarladım.
Görüşür müyüz sahiden?Kısa bir bakışmadan sonra ayrılmak için adım adım yürümeye başladım. Behram olduğu yerde kaldığında, biraz ilerleyip arkamı döndüğümde yine göz göze geldik. Elimi görüşürüz mahiyetinde salladığımda, sadece elini kaldırıp gülümsemekle yetindi. Kaldırım boyunca yürüyüp köşeyi döndüğümde artık arkama bakmamıştım. Kızlar arabaya binip, şarkıyı açmış beni bekliyorlardı. Arabaya doğru yürüyüp açık cama yanaştım.
"Kızlar ben motorla gideceğim. Siz gidin isterseniz."
İrem, Saden'e bakıp bana döndü. "Sen niye kızardın bakayım?"
Şaşkınlığımı koruyamadım. "K-kızarmış mıyım?"
Saden "Hemde çok fena" deyip gülmeye başladı.
Bu sefer utandığımın gerçekten farkındaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfleri Sever
Novela JuvenilGazel Saran ve Behram Seyhanlı koşu yolunda çarpışma sonucu tanışırlar. Ana karakterimiz Behram başkomiserdir, Gazel ise İstanbul'un başarılı cerrahlarındandır. "Bazen bir tesadüf hayatınızın seyrini değiştirip kalbinizin tam orta yerine yerleşen za...