ÇOK BİLMİŞ

3. BÖLÜM

İyi okumalar

Emre Tokyürek...

Ellerim terlemeye başlamıştı. Onu en son 4 yıl önce Serdar'ın düğününde (arkadaşım) görmüştüm. Onu gördüğümden bu yana başka bir şey düşünemiyordum. Yüzünü unutamıyorum. O gülüşünü... O gün numarasını yengeden gizli istemiştim. O da kırmayıp vermişti. Tabi ben yazma cesaretini bulamamıştım. Benim gibi sert, soğuk adamı kim ne yapar ki? Ya yazarken kalbini kırarsam? O yüzden yazmayıp uzaktan sevdamı yürüttüm. Ne kadar unutmaya çalışsamda yüreğime lafımı geçirmedim.Onu hep gizliden fotoğraflarına bakıyordum.

Arkadaşlarla çay içerken yabancı numaradan saçma sapan şeyler gelmesiyle sinirlenmiştim. Numarayı araştırdığımda onun olmasını beklemiyordum. Bu süreçte demek ki numarasını değiştirmişti.

Telefonumun çalmasıyla yanıtladım.

"Abi"

"Söyle Akif, ne oldu?"

"Ne olacak abi, yenge çiğköfteyi kaptığı gibi kapıyı yüzüme kapattı"

"Şaka yapıyorsun"

"Ne şaka yapması. Ben kapıya kapı bana baktı. Yüzümdeki şaşkınlığımla eve gittim. Annem dedi ki 'yavrum bu yüzünün hali ne' diyemedim ki abimin deli sevgilisi kapıyı yüzüme yüzüme şat diye kapatınca böyle oldum."

"Doğru konuş yengen hakkında."

"Tamam abi"

"Ha bu arada bir şey demedin di mi anneme?"

"Yok yok. Öyle geçiştirdim annemi."

"Tamamdır koçum. Teşekkür ederim. Kendine iyi bak."

"Görüşürüz abi"

Arama sonlandığında telefona salak gibi sırıtıyordum. Kalbim onun sayesinde böyle atıyordu. İlk defa böyle oluyordum.

Dolunay Atasoy...

Yüzüme vuran rahatsız edici güneşi hissederken homurdanarak gözlerimi açtım. Yatağım sıcakken dedektiflik yapmak istemiyordum. Yatakta bir sağa bir sola  kıvrınırken aklıma iddialı konuştuğum mesajlar geldi.

SİZ:
Ha bir de sen beni nasıl buldun?

0546***:
Söylemem

SİZ:
Bende elbet bulurum

0546***:
O zaman başarılar. Sana güveniyorum.💪

O yüzden yataktan hemen fırladım. O benle dalga geçmek neymiş öğrenecekti. Hemen duşa girip banyo yaptım. Duştan çıktığımda üzerime çok da abartmayarak seçmem lazımdı. Ne de olsa kayınpederimin iş yerine gidecektim.😊

Dolabıma bakındığımda mavi çiçekli elbisemi giydim. Kumral saçlarımı saç kurutma makinesiyle kuruttum ve taradıktan sonra dışarıya çıktım.

Buradan çiğköfteciye yürüme gitsem 15 dakikamı alırdı. O yüzden yürümeye karar verdim. Oraya gittiğimde dediğim gibi hatta süre artmıştı. Toplam 8 dakikada varmıştım.

İçeriye girdiğimde Allaha şükür 1, 2 müşteri vardı. Kasadaki amcaya pardon kayınpederime "1 dürüm çiğköfte ve yanına ayran alabilirmiyim?"