15. BÖLÜM

283 11 1
                                    

Gözlerimi araladığımda Emre telefonla konuşuyordu. Doğrulup sırtımı yatak başlığına yasladım. Karşı tarafı dinleyen Emre ardından sonlandırmıştı. Telefonu komodinin üzerine koyduğunda yanıma oturdu.

Alnımdan öotüğünde "Dolunay görev çıkmış. Benim şimdi askeriyeye gitmem gerek. Allaha emanet ol" kurduğu cümlelerle gözlerim doldu. Bu kadar erken mi gidecekti göreve?

Ama onu daha yeni bulmuştum. Bir şeyde diyemezdim ki askerdi o. En başından beri biliyordum bunun olacağını. Bu kısa sürede ne çok alışmıştım ona. Yanlışlıkla mesaj attığımdan beri hayatım değişmişti. Bu iyi anlamda olmuştu.

Yanaklarımda el hissetmemle gözlerinin içine baktım.

"Gülüm ağlama lütfen" daha o diyene kadar ağladımı bilmiyordum.

"Geri döneceksen ağlamam"

"Söz veremem ama gelmeye çalışacağım senin için"

"Emre" ellerimle boynuna sardığımda oda belime sarmıştı ellerini. Böyle yaparak belkide onu üzüyordum ama bu elimde değildi. Boynumda ıslaklık hissetmemle ondan ayrıldım. En istemediğim şeyi yapmıştım. Ağlatmıştım.

El içi avuçlarımı yanaklarına yerleştirdim. Parmaklarımla usulca gözyaşlarını sildim. Çok masumdu o. Kafasını kendime çekerek alanlarımızı birleştirdim.

"Seni herzaman bekleyeceğim."

"Ben gittiğimde üzülme. O gözyaşlarında dökme. Tamam mı?" sorduğu soruya sessiz kaldım. Biliyordum ki o gittiğinde hüngür hüngür ağlayacaktım. Ayağa kalktığında bende onla beraber kalktım. Sessizce kapıya doğru yürümeye başladı. Bende onu takip ederek peşinden gittim. Eliyle kapı kulpunu indirdiğinde kapı açıldı. Bana dönerek

"Ben gidiyorum Allaha emanet ol."

"Seni seviyorum yüzbaşım"

"Bende seni seviyorum avukat. Görevden sağ salim gelirsem sana itirafta bulunacağım"

"Zaten geleceksin. Unutma başına bela aldın. Kolay kolay bırakmam seni"

"Bırakmayada niyetim yok" o kendi evine geçtiğinde bende kendi kapımı kapattım. Sırtımı kapıya dayamamla kendimi bıraktım."

Emre Tokyürek...

Dolunaydan ayrılmak benim için zor olmuştu. Dolunayı 4 yıl beklemiştim ama uzaktandı. Hep polotinikti.Şimdi onunda beni sevmesi özlemimi ikiye kalıyordu. Eve geçtiğimde hızlıca kıyafetlerimi çıkartarak üniformamı giymiştim. Dolunayla ayrılırken zaman harcamıştım.

Onunla daha yeni konuşabilmiştik. Bekleyebilir miydi acaba? Asker yareni olur muydu? Ben geldiğimde benden ayrılmak isteyecek miydi? Zor işti çünkü beklemek. Belkide bunu zaman gösterirdi bize.

Evden apar topar çıktığımda ağlama sesleri duydum. Emin olmak için kulağımı kapıya dayadığımda güzelim ağlıyordu. Kıymam ki ben ona. İnanıyordum bırakmaz beni o.

Derin nefes aldığımda merdivenlerden indim. Biliyordum ki biraz orada dursaydım ayrılamazdım. Biraz ilerdeiğimde askeriyenin önüne geldim. Askeriyenin içine girdiğimde yanıma hemen benim timden olan Salih geldi.

"Komutanım 2 dakika sonra göreve gideceğiz"

"Tamam çavuş" asker selamı vererek ayrıldı. 2 dakika sonra güzelimden ayrılacaktım (yer bakımından). İnşallah beklerdi beni. Gerçekten bir insan bir insanı nasıl bu kadar sever? Cevabını bende bilmiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇOK BİLMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin