14. BÖLÜM

438 12 3
                                    

Ne kadar sınır koymak istemesemde bir daha ki bölüm için 20 beğeni 5 yorum. Çok şey istemiyorum. İyi okumalar.😘😘😘😘


Ben ona öyle bakarken küvettten hışımla kalktı. Saçındaki sular tenine düşerken aşağıya doğru hareket ediyordu. Bu da onu çok seksi göstermişti.

Yanıma geldiğinde elleriyle iki kalçamı tutarak havaya kaldırdı ve banyo tezgahına oturttu. Kıyafetlerimi çıkardığında üzerimde sadece siyah sütyenim ile kilotum vardı.

Sıcak dudakları dudaklarımı bulduğunda huzur bulmuştum onda. Erkekliğini kadınlığıma bastırdığında "Ahh... ah" ufakça inledim.

Alt dudağımı dişlediğinde bende üst dudağını emdim. Kalçamdaki elini yanağıma çıkartarak başını sola eğdi ve öpüşünü derinleştirdi.

Üst dudağını ısırdığımda dudağımdan ayrılarak beni izlemeye başladı. Ellerini belime çıkarıp havaya kaldırdığında bacaklarımı beline dolayarak beni yönetmesine izin verdim.

Beraber küvetin içine girdiğimizde saçlarımı şampuan sıkarak köpüklemeye başladı. Başımı göğsüne koyduğumda kokusunu içime çektim. Ferahlatıcı kokusu uykumu getirirken saçlarımı suyla duralayarak köpüklerden arındırdı.

"Bende seni saçlarını yıkayabilir miyim?" dediğimde onayladı. Elime şampuanı alıp sıkarak saçlarını yıkadım. Küvettten çıkıp duşakabinden durulanarak yatağa geçtik.

Başımı göğsüne dayadığımda benim gibi kokuyordu. O da burnunu saçlarıma daldırarak derin nefes aldı.

"Kokun kalbime oksijen" üç kelime kalbimin dengesini bozmaya yetmişti.

~~~2 saat sonra

Gözlerimi açtığımda öğlen olmuştu. Yanımda Emre yatarken onu izlemeye koyuldum. Kumral saçları, uzun kirpikleriyle cennet bir mucize sunuyordu. Elimi o gür saçlarına daldırdığımda yerinde kıvrandı. Belki yanlıştı onunla yatmak. Daha tanışalı ne kadar olmuştu ki? 1 ay Instagram da yazıştık. Dün de onu yüzyüze gördüm. Bilmiyorum ama ona karşı güvenim sonsuzdu.

Gözkapaklarını açtığında o gözleri görmek insanın aklını alıp götürüyordu. Gri mavi ton karışımı gibiydi gözleri. Ne gri ne mavi tam ortası da değildi.

"Beni mi izliyordun?" dedi ölüp biteceğim gülümseyen dudaklarından.

"Off uyanmadın ki."

"Ne alaka?" dedi mantığını çözmeye çalışır gibi.

"O kol çok iyi açıklıyor bence" belime sardığı kolunu farketmesiyle çekti. Bende yataktan kalktım.

"Hadi bir yere gidelim. Canım sıkılıyor. Arkadaşım zaten tatilde. Biraz gezdirsene beni şanlıurfayı" dedim tatlı tatlı.

"O zaman hazırlanim sende hazırlan dışarıda kahvaltı yapar gezdiririm seni." öpücük yollayarak yolculadım.

Dolaba bakındığımda beyaz bluz ve altına kırmızı çiçekli eteğimi aldım ve giyindim.

Makyajımı hafif yaparak dudaklarıma gülkurusu rengi rujumu sürdüm. Saçlarımı açık bırakarak dalga yaptım. O sırada kapı çaldı. Hemen açtığımda Emre üzerine siyah pantolon beyaz tişört giymişti. Yanyana geldiğimizde çok yakışıyorduk.

"Hazırsan çıkalım mı prenses hanım" dedi elini bana uzatıp önümde eğilerek. Bende bir elimi uzattığı eline tutarak diğer elimi elbisenin eteklerinden tutup prenses edasıyla eğildim.

"Hazırım prensim. Bugün size aitim." bu söz ve davranışlarım onu güldürmüş elimden tutarak aşağıya indirdi. Arabasına binip sıcak havada yolda gidiyorduk. İlk önce kahvaltımızı yapmış sonra da müzeleri gezmeye başladım. En son ayaklarımıza karasular inmişti ama gezmekten birlikte vakit geçirmekten vazgeçmiyorduk.

Şimdi de o meşhur Şanlıurfa'nın kapalı çarşısında yürüyorduk. Emre'nin bir anda çekiştirmesiyle "Ne yapıyorsun?" şaşırsamda hevesli adımlarla ilerlediği için ses çıkrmadan adımlarımı ona uydurmaya başladım.

Bir takıcının önüne geldiğimizde su desenli kolyeyi eline aldı. Boynuma tutup "Sana çok yakıştı. Bu kolye seni anlatıyor. Benim yüreğim yanarken su oldun bana." dedi ve satan abiye "Bunu alacağım" dedi. Ne kadar parayı vermek istesemde kabul etmeyip hediye olsun diyerek kendi ödemişti.

"Arkanı dön" dediği şeyi itiraz etmeden döndüm. Boynuma soğuk şey değmesiyle irkildim.

"Her zaman boynunda kalsın. Her kolyeyi baktığında beni hatırlarsın"

"Ben seni unutamam ki zaten. Ve hiç bir zaman çıkarmayacağım bu kolyeyi. Hep boynumda takılı kalacak bu kolye. Her baktığımda seni hatırlayacağım." gülümsedim. O da bana gülümsediğinde dünyalar benim olmuştu sanki. Boynumdan öpüp hemen yakındaki restoranda yemeği yiyip arabaya bindik.

Çok yorulmuştum. Yatağa yatıp derin bir uyku çekeçektim.

"Ne düşünüyorsun?"

"Uyamayı"

"Hmm. Peki kimle?"

"Sen de istersen

"Ben seninle olan her şeye kabulüm" bu ani itirafları yakında kalbime inecekti. Arabada sessizlik oluştuğunda, kısa sürede eve varmıştık. Arabayı park edip el ele merdivenlerden çıkıyorduk.

Nihayet koskocaman günün ardından eve ulaşmıştım. Kendimi yatağa bırakarak gözlerimi kapadım. Emre'nin konuşmalarını duysamda cevap verecek halde değildim. Kendimi tatlış rüyalara bıraktım. Ya da ben öyle sanıyordum.



ÇOK BİLMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin