5. BÖLÜM

841 13 0
                                    

SİZ:
Günaydın

SİZ:
Hala kalkmadın mı?

SİZ:
Bildiğim üzere askerler erken kalkar.

Çok Bilmiş:
Uyanığım zaten.

Çok Bilmiş:
Sana benden bir bilgi

Çok Bilmiş:
Askerler erkenden kalkar çünkü işinin başına geçerler.

SİZ:
Çen büyüdünde çalışıyon mu?

SİZ:
ASKERÇİK. Ama bildiğim üzere çocuklar çalışamaz.

Çok Bilmiş:
1. bana askercik deme.
2. ben çoçuk değilim.

SİZ:
Tekrardan günaydın diyelim ASKERÇİK

Çok Bilmiş:
La havle

Çok Bilmiş:
Çiğköfteyi beğendin mi? Demeyi unuttum.

SİZ:
Çok müthişti tadı. Hatta iş yerine bizzat gidip orada da yedim.

Çok Bilmiş:
Ne

Çok Bilmiş:
Ne yaptın sen

SİZ:
Telaşlanma hiç çaktırmadım:)

SİZ:
Belki biraz kaynanamla seni çekiştirmiş olabilirim..

Çok Bilmiş:
Acil işim çıktı. Gitmem lazım. Bu konuyu sonradan konuşacağız AVUKATÇIK😏

SİZ:
Ya ama yaa

SİZ:
Görüşürüz o sondaki kelimenin hesabını sonradan soracağım.

SİZ:
Allaha emanet ol.

Nedense canım öyle demek istemişti. Onunla konuşurken zevk alıyordum.

Telefonu kapattığımda karşımda bana gülerek pardon anırarak gülen arkadaşıma baktım.

"Ne gülüyorsun sen?"

"En son bizim Cansu da senin gibi telefona gülerken sonu evlilik olmuştu. Kimle mesajlaşıyorsun?"

"Müvekkilimle."

"Bende yedim. Kızım sen telefonla müvekkilinle konuşurken korkuyorum kaşların birbirine yapışıp tekkaş olacan diye. " ben melisanın ne kadar akıllı olduğunu unutmuştum. Ne kadar salak olursa olsun her şeyi bir dakika da anlayan birisi vardı karşımda. Ben daha ağzımı açamadan tekrardan konuştu.

"Beni kandıracağını mı sanıyorsun avukat hanım? Yoksa dün hazırlanıp püslendiğinde onla mı buluşmak için miydi? O gün çok mutluydun" nefes almadan cümlesini kurmuştu.

Tam bir şey diyecektim ki bir parmağını havaya kaldırarak dudaklarımı koydu.

"Sus" işaretinde salladı. Şuan ne yaşadığı muammaydı.

"Sen bir şey deme. Ben anladım anlayacağımı." onun yüzüne gülerek "Ne anladın gerçekten?" dedim.

"Sevgili yaptın ve sözümüzden dışarı çıktın. Hani biz ömür boyu sap kalacaktık."

"Saçmalama kızım. Geçenler yanlışlıkla yazdığım çoçukla mesajlaşıyordum."

"O zaman bu haberi cansuya veriyorum." dedi. Daha dur diyemeden görüntülü aradı. Telefonu kapatacağımı anladığında koşmaya başladı. Peşinden koşarak telefonu almaya çalıştım.

"Ver şunu" dedim.

"Çok beklersin." telefon hala çalmaya devam ediyordu. Ta ki

"Alo, alo ne oluyor orada?" diyen cansuyla çok geç olduğunu anlamıştım.

"Nolucak bizim dolunay sevgili yapmış ve bizden sakladı." işte şimdi o ince tiz sesi geliyor sayın seyirciler.

"Ne!" Allahım kulaklarım sağır oldu. Ellerimle kulağımı kapatsamda iş işten geçmişti.

Asıl mesele konu bulmam lazım. Konu bul!
Konu bul!
Konu bul! Bu işten tereyağından kıl çeker gibi halletmek gerekli. Yoksa çenelerinden kurtulamam.

"Ahmet camiye gitti." dedim. Ne alakaydı bende bilmiyorum.

"Ahmetin camiye gitmesinden banane. Birde o kim?" {Cansu}

"Nazmiye teyzenin oğlu." valla atmıştım. İnşallah kadının çocuğu vardır. Diyordum ki yalanım ortaya çıkana kadar.

"Kızım onun çocukları yok ki."dedi melisa ama bende yalanı doğru diye gösteririm.

"Ya sen yanlış hatırlıyorsun. Asıl  Nurdanay teyzenin çocuğu yok." akılları karışmış gibiydi. İkiside birbirine çıkmaza ulaşmış gibi birbirlerine bakıyordu. Plan devamke😎

"Ya ama geçen Nurdanay teyzenin oğluna hoşlandım." dedi melisa. Ya bu kız neden her şeyi çok hatırlıyor.

"Sen başka birine aşık oldun" dedim. Cansunun haberi olmadığı için meraklı meraklı ekrana yaklaştı. Eğer konu Nazmiye teyzenin çocuğundan açılırsa iş tamamdı.

"Sen konuyu kaynatacağını sanıyorsan yanılıyorsun. Söyle kim bu çoçuk?" dedi. Hayal kırıklığı bu ama ağlarım😭😭😭😭

Derin nefes vererek ofladım. Halbuki olayın orada kaynacağına adım gibi emindim. Melisa bile garibim anlamamıştı. Aklına gelmesiyle "Haa" dedi. Ah boşuna salak demiyorum.

"Aaa evet evet. Kaynatacağını sanıyorsan yanılıyorsun." dedi bilmiş edasıyla melisa. Kaçış yok. Uydur yalan. Hem oruçumu da açtım.

"Öylesine yazdığım biriydi."

"Dedi ben eğlenmelik değil evlenmelik kızım diyen Dolunayın son halleri görenleri şok etti." dedi ellerini iki yana ayırarak Cansu.

Aramızda evli bir tek Cansu vardı. O da 4 yıl önce evlenmişti. Bir çocuğu yolda gelmek üzereydi👪

Neyse. Bu haber konuşması harbi komikti. Ben bile salak gibi sırıttım. Onlardan kurtulamayacağımı anladım ve cevap verdim sakinlikle sorularına.

"Adam kaç yaşında?"
"25 yaşında"

"Ne mesleği yapıyor?"
"Asker"

"Nereli?"
"Bilmiyorum."

"Fotoğrafı var mı?"
"Yok"

"Asıl çocuğun adı ne?" diye soran melisaya anlamlı bakış attım. Aynı oğluna gelin ararken sorulan sorular gibiydi.

"Emre Tokyürek." dedim. Bakışlarından daha fazla soru soracaklarını anladığımda yerimden hızla kalkmamla odama koştum. Olayın farkına varamayan melisa yetişemedi.

"Sen kaçtın ama yarın ben seni göreceğim. Sanki aynı evde yaşamıyoruz." dedi. Haklı kız ama. Fazla düşünmemeye çalışarak banyoda işlerimi hallettikten sonra yatağa geçtim. Huzurla gözlerimi kapadım.

ÇOK BİLMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin