BÖLÜM 2

46 14 11
                                    

"Yarın okulda görüşürüz." dedi ve vedalaştık. Okulun kapısına yürüdüm ve kartımı girişteki turnikeye okuttum ve kapıdan çıktım. Şoförümün siyah G-Class'ını görmek için etrafa bakındım fakat bulamadım. Tam telefonumu çıkarıp şoförü arayacağım sırada arkamdan gelen sesle başımı oraya çevirdim. 

Havalı motorunun üzerindeki Axel, "İstersen seni evine bırakabilirim güzelim." dedi.

Bunu garipsemiştim çünkü tanışalı sadece birkaç saat oluyordu, neden tanımadığı birisini eve bırakmak istesin ki?

"Aslında şoförüm birazdan burada olur," diyerek bakışlarımı tekrardan telefonuma çevirdim. Çevik hareketlerle elimdeki telefonu aldı ve elini ulaşamayayım diye havaya kaldırdı.

"Emin ol şoförün şuan biraz meşgul. Nazlanma işte seni evine ben bırakayım, merak etme ben de güzel bir şoförümdür." diyerek göz kırptı.

Bu hareketine küçük bir kıkırdamayla cevap verdim.

"Tamamdır şoför bey, göreviniz beni sağ salim eve bırakmak."

Yüzündeki büyük gülümsemeyle motoruna oturmama yardımcı oldu ve telefonumu geri verdi. Ardından bana kaskını uzattı. Motoru sürekli yalnız sürdüğü için sadece bir tane kask vardı.

Ve o kaskı da bana vermişti.

"Sen kask takmayacak mısın?" dedim siyah kaskı kafama geçirmeden önce.

"Hayır, senin kaskı takman daha önemli." diyerek yanıtladı beni.

Bu davranışı içimde bir yerlerin ısınmasına sebep olmuştu.

"Ellerini belime dola ki düşme." dedi.

Saatte 150 km ile giden bir araçtan düşmek, isteyeceğim son şey olduğu için kollarımı sıkıca belinin etrafına sardım. Kaskı taktığımdan emin olduktan sonra pedala yüklendi.

"Rahat mısın?" diye sordu. Yüksek hızımızdan dolayı hafif bağırarak konuşuyordu.

"Evet."

"Evin nerede?"

Evimin adresini söyledikten sonra kafasını şaşkınlıkla yarım tur bana çevirdi.

"Ciddi misin? Benim evim de orada."

Sadece şaşkınlıkla ona bakmakla yetindim. Yolun devamı sessiz geçmişti. Evimin önüne geldiğimizde ona durmasını söyledim. Ben kaskı çıkarmaya çalışırken Axel,

"Artık hem sınıf arkadaşı hem de komşuyuz Rüven, bakalım gelecekte başka neler olacağız." diyerek yarım saattir uğraşmama rağmen çıkaramadığım kaskı, zarif ve büyük elleriyle yavaşça çıkardı.

Bunları yaparken gözlerimin içine bakıyordu. Açıkça söylemek gerekirse baya etkilenmiştim. Yanaklarımın ısındığını hissetmemle gözlerimi ondan kaçırdım ve, "Bıraktığın için teşekkürler sonra görüşürüz." dedim

"İyi geceler küçük kız." dedi ve motorunu hemen yanımızdaki, en az bizim ev kadar büyük -hatta daha büyük de olabilir- olan villaya sürdü. Evin kapısını çalmadan önce ona baktım, o da bana bakıyordu.

Tam bu sırada hizmetçi kapıyı açtı. Bakışlarımı ondan çekerek eve adımladım. Hizmetli kadın,

"Hoş geldiniz Rüven Hanım, akşam yemeği 2 saat içerisinde hazır olacak. Ondan önce bir şeyler atıştırmak isterseniz odanıza gönderebilirim." dedi.

"Teşekkür ederim ama gerek yok." dedim ve odama gitmek için basamakları teker teker tırmandım. Evimizde asansör vardı fakat ben yanımda birileri yokken dar alanlarda olmaktan korkardım. Ama klostrofobim yoktu bu korkum sadece psikolojikti. 

Odama vardıktan sonra üstümü değiştirme zahmetine girmeden kendimi anında yatağa fırlattım. Kafamda günün özetini yaparken şüphesiz en çok düşündüğüm isim Axel'di. 

Davranışları çok... iyiydi. Ve bu yıllardır sevgi görmemiş olan benim aklımı fazlasıyla karıştırıyordu. Bugün Nisa onun okulun prensi olduğunu ve bütün kızların gözünün onun üstünde olduğunu söylemişti. Peki böyle biri neden bana yakın davranmak istesin ki? Okula henüz yeni gelmiş, kimseyi tanımayan birisiydim. Bu yüzden Axel samimi davranarak duygularımla mı oynayacak düşüncesini aklımdan atamıyordum.

"Gavurun oğlu açık davran da ben de ona göre hareket edeyim." dedim yakınan sesimle.

Tanışalı henüz 1 gün dahi olmamışken ondan etkilendiğimi fark ettim. Fakat etkilenmemin bunun ötesine gitmeyeceğinden de emindim. Daha fazla bu konu hakkında düşünmek istemediğimden giyinme odama gittim. Güzel bir pijama takımı seçerek onları giydim. Giyinme odamdan çıkarken gözlerim yan tarafımızdaki eve takıldı. 

"Hadi ama! Axel'le benim odalarımız nasıl karşı karşıya olur?"

Gizlice Axel'e gözlemlerken odaya henüz yeni girmişti. Elini ensesine atıp bir anda tişörtünü çıkarmasıyla gözlerimi irice açtım. Ağzımdan kaçan, "Hoay maşallah." lafına da engel olamamıştım. Sporcu olmasının da verdiği avantajla mükemmel bir fiziği vardı. Yeme de yanında yat.

Tişörtünü odanın rastgele bir köşesine fırlattıktan sonra kendisini yatağa attı ve telefonuna bakmaya başladı. Ben de bu kadar dikizlemenin yeterli olduğuna karar verip çalışma masama doğru adımladım. Matematik kitaplarımı çıkararak bir süre test çözdüm.

Çok odaklanmama rağmen çözemediğim bir soruyla uğraşırken kapım çalındı. Gelmesini söyledikten sonra içeri bir hizmetçi girdi.

"Rüven Hanım akşam yemeği hazır."

Onu onayladıktan sonra odamdan çıktı. Ben de odamdan çıkmadan son bir defa kafamı çevirip Axel'in odasına baktım. Odası karanlıktı.

Merdivenlerin son basamağını da bitirdikten sonra yemek odasına yürüdüm. İçeri girdiğimde tahmin ettiğim gibi annem ve babam oturmuşlardı. Ben de oturduktan sonra yemek servisi başladı ve babam, "Afiyet olsun." dedikten sonra hepimiz yemeğe başladık.

Önümdeki etten kopardığım parçayı ağzıma atacakken, masadaki ölüm sessizliğini babam bozdu. 

"Cuma günü ortaklarımız akşam yemeğine gelecek. Haberiniz olsun." dedi annem ve bana ithafen. Ben de hazır masadaki sessizlik bozulmuşken, "Yarın arkadaşım evinde bir parti veriyormuş. Gidebilir miyim?" dedim. İzin vereceklerine emindim çünkü annem ve babam derslerim dışında ne yaptığımı umursamazdı. Tahmin ettiklerimi doğrulayan babamın sesiydi,

"Paparazzilere yakalanma yeter." dedi. Dediğim gibi tek umursadıkları kendi isimleriydi. 

Yemeğin geri kalanı sessiz geçti. Herkes yemeğini bitirdikten sonra ben odama gittim. İşte biz böyle bir aileydik. Sadece yemek masasında konuşur, birbirimizi çıkarlarımız haricinde önemsemezdik. Annem ünlü bir beyin cerrahı, babam ise annemin çalıştığı hastane dahil birkaç hastanenin daha sahibiydi. Büyükbabam zamanında babama mirasını devredebilmek için hayırlı bir gelin bulmasını istemiş. Babam da hem çok başarılı bir cerrah olan hem de o zamanlar çok hoşlandığı annemi sevdiğini söylemiş.

Babam hazır büyükbabam da gelin istiyorken anneme çıkma teklif etmiş. Sonrasında evlenmişler falan filan. Fakat şuan ikisinin de birbirlerini sevmediğini, sadece çıkarları için birlikte olduklarına emindim.

Bunları düşünmenin beni yıprattığını bildiğim için yatağıma girerek gece lambamı yaktım ve uykuya daldım.

<3BÖLÜM SONU<3

Eveeeettt 2. bölümü de yayınladımm

Sonraki bölüm 4-5 oy sonra gelicek lütfen hayalet okuyucu olmayın ki ben de hikayemin iyi veya kötü olduğuna karar verip ona göre devam edeyim

Sizi çokk seviyorum sonraki bölümde görüşmek üzeree<33


LOUVREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin