Bu bölüm, zeynepkzl22'ye ithaf edilmiştir.
----------------------------------------
Thomas notu sesli olarak okudu ve not dalgalanarak kayboldu.
" Ama nasıl? Buradan nasıl kurtulacağız? " dedi arkadaşına dönerek. Alt kattan görevlilerin adım sesleri geliyordu. Slender, eliyle bir yeri işaret ediyordu. Thomas'ın gözleri onun işaret ettiği yeri arıyordu. Sonunda buldu, havalandırma.
* * *
İşe kapıyı kilitleyerek ve önüne bir yığın eşya koyarak başladı. Görevlilerin adım sesleri yaklaşıyordu. Birkaç eşyayı üst üste koydu ve havalandırma kabinine ulaştı. Beyninde hayali bir harita oluşturdu ve yetimhane odalarını hatırlamaya çalıştı. İleri doğru birkaç metre gittikten sonra yemekhaneye ulaştı. Zil çalalı çok olmuştu ve yemekhanede kimse yoktu. Tam aşağı ineceği sırada birden birşeyler fısıldadı.
" Lânet olsun! "
çabucak geri döndü. Yatakhane Jack'in cesediyle iğrenç kokmaya başlamıştı.
" Hemen kapıyı açın! Açın diyorum! " Thomas aldırmadı. Almak için döndüğü şeyi aldı. Boy aynasını. Fakat taşıyamıyacak kadar büyüktü. 2 parçaya ayırdı ve havalandırma girişine fırlattı.
" Hemen açmazsan zorla girmek zorunda kalacağız evlat. "
Aynayı attığı gibi kendiside tırmandı. Hemen ardından yetkililer kapıyı zorlamaya başladılar. Tabii, Thomas çoktan yemekhanenin yolunu tutmuştu.
* * *
Yaklaşık 3 metre yükseklikten yere atlayınca yeni sardığı bacağının yarası kendini hissettirdi. Bağırmamak için kendini zor tuttu. Yemekhane kapısından çıkacağı sırada birilerinin sesini duydu.
" Küçücük çocuk nasıl birilerini öldürür? "
" O sıradan biri değil Jeremy. Bir deli. Yani, herkes öyle söylüyor. Yetimhanede anne ve babasını en erken kaybeden çocuk. Duygusal travma yaşadığı söyleniyor. "
" Öyleyse o çocuğu neden daha erken kafese tıkmadılar? " Thomas daha fazlasını duyamadı çünkü adamlar fazla uzaklaşmıştı. Herkes yatakhanede olduğu için koridor bomboştu. Hızla alt kata indi ve çıkış kapısına yöneldi.
* * *
Çıkışta bir polis arabası duruyordu.
" Lânet olsun! İşi neden bu kadar büyüttüler ki? " henüz birini öldürmenin ciddiyetini kavrayamamıştı Thomas. Polis köpekleri birden kulaklarını kaldırdı.
" Hey hey! Neler oluyor? " dedi kahverengi saçlı bir adam.
" Kan kokusu almış olmalılar. " diye yanıtladı diğeri. Buraya daha yeni geldikleri belliydi. Yoksa çoktan içeri girmiş, onu yakalamışlardı. Thomas küçük boy aynasını cebine attı ve elindeki kanlı bıçağa baktı. Bunu köpeklerin dikkatini dağıtmak için kullanırsa silahsız kalırdı. Ama yakalanmaya pek niyeti yoktu.
* * *
Köpekler yetimhaneye yaklaşmaya başlamışlardı. Polisler köpekleri tasmasından tutarak güçlükle zaptediyordu. Thomas üst katın merdivenlerine bıçağı fırlattı ve kapının ardına saklandı. Köpekler adamları çekip dururken bıçağı görünce daha da hızlandılar. Thomas sessizce yetimhane kapısının ardından, " Çıkış yasaktır. " tabelasının yanından sıvışarak dışarı çıktı.
* * *
Etrafını izlemeye başladı. Aksiyon filmlerindeki gibi polis arabasıyla kaçabilirdi. Ama kendi kuyusunu kazmak istemiyordu. Bottonwille modern bir şehirdi ve Thomas'ı görenler onu anında polise ihbar ederdi. Gerçi, küçük bir çocuğu ihbar etmeye gerek yoktu. Kendileri de yakalayabilirlerdi. Bir an, uzun,dar ve ıssız sokaklara baktı. Bir yılan gibi uzayıp kıvrıla kıvrıla gidiyorlardı. Buradan kaçmak iyi olabilirdi. Beyninde tonlarca fikir varken, onu çözüme kavuşturan şey yine Slender'in notu oldu. Küçük aynasını cebinden çıkardı ve notu sevinçle okudu.
" Müdür William'ın yeni bisikletine ne dersin? "
* * *
Bisikletten düşmekten son anda kurtulana dek sürdü. 500 Metre kadar gitmişti. Polislerin onu farkettiğini gördüğünde, bisikleti sağdaki lağım suyuna attı. İz bırakmamalıydı. Su, bisikleti göle kadar sürükleyecek gibi duruyordu. Bunun düşüncesiyle gülümsedi. Polis arabası yaklaşıyordu. Dizine baktı. Kabuk tutmuştu. Gülümsedi, bezi çıkarıp attı.
" Şimdi beden dersindeki koşu antrenmanının faydasını göstermenin tam zamanı " diye geçirdi içinden.
* * *
Thomas koşuyordu. Koşabildiği kadar hızlı. Yetimhane görevlileri arkasından küfürler savuruyordu. Alçak duvarı olan yaşlı bir kadının bahçesine girdiğinde dikenler kolunu kesti ve kanının akmasına sebep oldular. Polislerin tutamadığı eğitimli köpekler kanın keskin kokusuyla daha da hızlandılar. Yaşlı kadından yardım istedi.
" Lütfen, beni koruyun, saklayın. Bu köpekler beni öldürecek. " dedi sanki köpeklerin ne için ona saldırdığını bilmiyormuş gibi. Yardımsever kadın derhal buna inandı.
" Gel bakalım küçük çocuk. Benim minik Charliem'de sana kimse birşey yapamaz. "
" Charlie'mi? " Slender, eliyle başının yanına işaret parmağını koydu ve bir eksen etrafında döndürmeye başladı. Yaşlı kadına " Deli " demek istiyordu. Bu, Thomas' ı gülümsetti.
" O benim evim. " yaşlı kadın evine charlie ismini vermişti. Köpekler arkalarından gelirken eski, kurumuş ekmeği aldı ve duvardan dışarı atmaya yeltendi. Ancak yıpranmış sırtı yılların etkisiyle ağrıyordu.
" Sakin ol büyükanne. Ben hallederim. " kibar olmayı gerçekten bilmiyordu. Belki Isabella karşısında biraz. Ekmeği aldı ve son gücüyle fırlattı. 15 metre kadar öteye giden ekmek, köpeklerin dikkatini çekmiş olacak ki hemen peşinden gitiler. Thomas alayla, " Eğitilmiş polis köpeği ha? " dedi ve ekledi. " Haklısın. Neredeyse ölüyordum. " Yaşlı kadın olmasaydı bu söylediği çok doğruydu.
* * *
Evin içerisi, " Klasik yaşlı emekli kadın. " Biçiminde döşenmişti. Kapının biraz yanında bir koltuk, tam karşısında bir başka koltuk, ve onların çaprazında üzerinde dantel işçiliği olan - büyük ihtimal - tüplü bir televizyon.
" Mutfak veya ona benzer bir yer yokmu? " dedi burun kıvırırarak. Burayı hiç sevmemişti.
Yaşlı kadın gülümsedi,
" Bilmem, var mı? " Ardından halıyı kaldırdı, halının altında bir kapak vardı. Kadın kapağa var gücüyle asıldı ve kapak açıldı. Kapağın ardında tam da Thomas' ın dediği şey duruyordu.
* * *
Tonlarca yemek! Sonunda yemekhanenin ucuz devlet yemekleri dışında ağzına yemek sürebilecekti. Birdenbire bir evin altındaki başka bir evle karşılaşmak onu çok şaşırtmıştı.
" B-burası da neresi? " dedi yaşlı kadına. Yaşlı kadın tam konuşacağı sırada Thomas sözünü kesti. Çünkü polis sirenleri duyulmaya başlamıştı.
" Bunu bana içeride anlatırsın. " dedi ve birlikte mutfağa indiler.
* * *
" Kocam, " diye başladı yaşlı kadın sözüne, " çok yetenekli bir marangozdu ve bildiğimiz odalardan daha özgün bir çeşit yapmayı istemişti. Bunun sonucunda da bu görünüşte tek katlı, aslında 4 katlı olan evi yaptı. "
Thomas ne diyeceğini bilemiyordu. Dili tutulmuştu. Başta söylediği düşünceleri değişmeye başlamıştı. " Burada, " dedi kendi kendine, " çok vakit geçireceğim gibi görünüyor. " Mahzenin loş ışığında karanlık duvarların yanındaki arkadaşı da buna katılıyordu.
-----------------------------------------------
Not: zeynepkzl22'ye ve zekakupu24'e desteklerinden dolayı teşekkür ederim.