Bir şey var, adını koyamadığım.
Kırılmaktan öte, parçalanmak gibi.
Toparlanmaya çalıştıkça dağılıyor.
Dağılıyorum...
Bir şey var, halledemiyorum...
~Turgut Uyar~17 yaşımdayım, hayat beni bu yaşıma kadar hep zorladı sanki,hep düşündürdü bana kimse tutmadı elimden hep kendim kalktım kimse olmadı yanımda kendimi hep avuttum ama attık gücüm kalmadı hissedebiliyorum...
Saat sabah 11 'di kaç saat uyumuştum odamdan çıktım abim evde yoktu bunu fırsat bilerek hazırlandım kırık ayağımla zorla evden çıktım zar zor bir taksi buldum ve hem atladım taksiciye denizin oraya bir yere bırakmasını istedim taksici bir bana birde kırık bacağıma bakarak sorguladı ona sert bir şekilde arabayı sürmesini söyledim benim bu sert çıkışından sonra hızla arabayı sürmeye başladı yaklaşık on dakikalık yolun ardından varmıştık. Temsilciye parasını verdim ve arabadan inmeye çalıştım kırık bacağımı arabadan aşağı indirmemle sızlamaya başladı taksici yardım etme teklifinde bulundu bende nazikçe reddettim bacağımın ağrısını umursamayarak deyneklerimle ilerlemeye başladım denize inen merdivenin yanında yavaşça yükselen uçurum vardı. Çok zor olmuştu fakat oraya ulaşmıştım rüzgarın sertliği tenimi acıtmak yerine okşuyordu sanki yavaşça kayalığın birine oturdum ve ayağımı sarkıtmaya çalıştım kırık bacağımın ağrısı artık ağrı değilde sadece minik bir iğne baktması gibiydi. Bacaklarımı sarkıttım gözlerimi yumdum ve düşünmeye başladım bu küçük yaşta neler yaşamıştım ben... ayaklarımı sarkıtırken içimden bir ses atla diye bağırıyordu sanki. O sesi dinlemek istiyordum ama abim... ıcımdeki ses tekrar atla diye çığlık atıyordu. Atlayacaktım evet bugün bu uçurumdan atlayacak ve huzura erecektim. Madem annem kendisi için bizi terk etmeyi göze almıştı, bende bugün burdan atlamayı göze alacaktım bunu kafama koymuştum yapacaktım ve kimse beni durduramayacaktı. Son kez en sevdiğim şarkıyı açmak istedim ve açtım son sese verdim, dinlemeye başladım
...
"Cause all of the small thing that you do"
"Are what remind me why I feel for you"
"And when we're aport I'm missing you"
"I close my eyes, and all I see is you"
"And the small thing you do"
...Şarkı bitti sıra bana geldi, Evet sıra bana gelmişti derin bir nefes aldım ve kendimi ittim...Tenim suya deydi nefesim kesiliyordu, boğuluyordum çırpınmadım...
Benim için herşey hayal olarak kaldı. Herşey bitmişti benim için. Ölüyordum. Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu. Ama ben çok mutluydum...
(Beni bu hale getiren kimseye hakkımı helal etmıyorum:))