12.

2.3K 192 54
                                    

bölüm içeriği gereği birazcık duzyazi var umarim sıkılmazsiniz.
lutfen yorum yapin cok yalniz hissediyom bolumu yayimlayinca

***

Boş toplantı odasında gözlerini gezdirip her sandalyeyi yeniden saydı Yavuzhan. Yaklaşık 6 dakikadır öylece oturmuş aynı şeyi tekrar tekrar yapıyordu. Bu kendince bir oyalanma yöntemiydi çünkü keyfi kelimenin tam anlamıyla yarrak gibiydi.

Oldukça tersinden kalkmıştı bir kere. Ayrıca şu aptal çocuk da epey canını sıkmıştı, inkar edemezdi. Şimdiye dek ondan hep arsızca bir tutum gördüğünden doğrusunu söylemek gerekirse pek de beklediği bir reaksiyon değildi bu. Şaşırmıştı.

Yine de hayatında o kadar çok düşünecek, stresli birikmişlikler vardı ki bu onda pek de büyük denebilecek bir etki yaratmamıştı. Nihayetinde ilgilenmesi gereken daha büyük sorumluluklarıyla beraber atlatması gereken de bir kadın vardı. Hayatını uğruna mahvettiği, her şeyini feda ettiği kadın. Bir hiç olan kadın.

Berkay çok kafa ütülüyordu. Ciddiyetsizdi, terbiyesizdi, arsızdı, kabaydı, umursamazdı, salaktı, faydasızdı... Sevinmesi gerekmiyor muydu ondan kurtulduğu için? Fakat neden sürekli onu düşündükçe durduk yere 'cık'layıp sinirleniyordu? Sinirini yeterince çıkaramamış mıydı?

Yavuz tüm bunların cevabının yalnızca donuna sıçabilecek kadar stresli olduğundandır diye düşünüyordu. Birazdan büyük bir toplantıya girecekti, mümkünse büyük bir iş başarmak üzereydi. Şirketin başına geçtiğinden beri ilk kez yurtdışından işbirliği imzası alacaktı. Bu, babasını ufaktan da olsa gururlandırmak demekti. Kendi içinse oldukça mühimdi. Bir şeyler yapabiliyorum demekti, yalnızca aşk acısı çekip şirketi de bokta yuvarlamıyorum demekti. Babasının çatık kaşlarının ardından hayal kırıklığı ve öfkeyle bakmaması demekti. Pişmanlık gibi hissettirmemesi demekti.

Yavuz endişeliydi. Başarısız olduğu her şeyde babası ağzına okkalıca sıçıyordu. 25 yaşında da olsa kendini henüz büyümüş hissetmiyordu, bu kadar sorumluluğa hazır değildi ki. Ya da şirket zamanlarına dek hiç sorumluluk sahibi olmadığı için şimdileri mızmızlanıyordu işte.

Bu esnada telefonu titrediği için parmaklarıyla masada tuttuğu alakasız roman havası ritmini durdurdu.
Acaba Berkay mı yazmıştı? Nihayetinde arsızın tekiydi, yazabilmesi muhtemeldi.

Eski toplantılarında onun yazdığı şeyleri düşündü ve akabinde yüzünde salakça ama ufaktan kızgın bir yamuk gülüş oluştu. Sekreterine yaptığı imalar ya da yazdığı ahlaksızca şakalar her ne kadar Yavuz'u kızdırsa da oldukça güldürüyordu da... İtiraf etmese de komik çocuktu. Çevresinde tek dostu dediği Hamza olduğundan yeni arkadaşlık ilişkilerine uzak kalalı epey olmuştu.

Cebinden çıkardığı telefonuna baktığında Hamza'dan gelen sikli taşaklı saçma bir bildirim olduğunu görüp huysuzca mırıldanarak ekranı kapattı. Neden huysuzlandığını kendisi de bilmiyordu. Hamza gerçekten geri zekalı olduğu içindi sanırım.

Açılan kapıyla çatık kaşları ve hiçbir romantize edilecek olayı olmayan dümdüz kahve gözlerini kapıya çevirdi. Gelen sekreteriydi. Hani şu Berkay'ın imalarına maruz kalan zavallı 33 yaşındaki iki çocuklu kadın. Berkay bu gerçekten bi' haberdi tabii.

Patronunu gördüğü gibi afallayan kadın telaşla saatine baktı. Geç kaldığını düşünmüştü.

"Ben erken geldim Derya, sorun yok."

"Bir sorun mu var Yavuz Bey?"

Evet. Birçok sorunu vardı. Toplantıya olan stresinden ishal olmuştu, üç saatlik uykuyla duruyordu, Berkay canını sıkmıştı ve şu an her şeyden nefret ediyordu.
En son YKS'ye girerken stresten ishal olmuştu. Bu onun için tuhaf bir zaman geçişiydi.

"Toplantı başlamadan haber verirsin." diyip ayaklandı. Ne olacaksa olsundu.

yavuz
berkay

berkay
?

yavuz
nasılsın

berkay
iyi ben sen

yavuz
ben değilim

berkay
ha iyi bakalim insallah düzelirsin

yavuz
berkay
ben kabalık ettim
özür dilerim
hiç iyi bir dönemden geçmiyorum bu da olmayan iletişimimize yansıdı
sana öyle davranmaya hakkım yoktu

berkay
haa kotu olmus ya
baya bı uzuldum

yavuz
ciddiyim ben
sana kötü davranmak değildi amacım

berkay
bı sn donuma sictim da
gelırım ben uc bes güne
gorusuruk

yavuz
off amk
yapma şunu
adam gibi konuşalım

berkay
adam degilim konusamam

yavuz
berkay

berkay
ne var neee
neeeeeeeeeeeeee

yavuz
berkay bak ucube gibi durmak da istemiyorum da neyse ki seninle konuşurken çok yadırganmıyor amk
her şeyle taşak geçen bi tarafın var çünkü
ama benim gerçekten güveneceğim bir arkadaşım yok tamam mı
öyle benim harbiden arkadaş gözüyle baktığım iki kişi vardır onlar da hamza ve fırat abi
diğerleri zorunda kaldıkça selam verdiğim tanıdıklardır yalnızca
o yüzden ben böyle şeylere kafa yormayalı uzun zaman oldu
sen de ben sadece arkadaş olmaya çalışmıştım diyince
oğlum çok pis vicdan azabı çektim doğru yerden sağlam taraftan vurdun
her ne kadar sövsem de kızsam da beni eğlendiriyorsun gerçekten
bunu gözardı edemem
birazdan benim için çok önemli bir toplantıya gireceğim büyük bir adım olacak benim için
bundan dolayı günlerdir bu toplantının stresini çekiyorum
babam iş konusunda o kadar katı ki tahmin bile edemezsin
yirmi beş yaşında kocaman yük bindi omzuma tecrübesizim bilgisizim
ne demek istediğimi anlatabildim umarım
öyle çok beceremem böyle şeyleri ama
anla işte amk

berkay
ne yazdin aminüm okumaya usenir insan

yavuz
berkay
oku

berkay
hz muhammed oldum sanirsam

yavuz
ya senin ben
yazıyor...

berkay
tm sovme saka yaptım
okudum hepsini
bak yavuzoli ben bole biri degilim aslinda
sadece sanalda ve içimin kaynadığına
bi de yakısıklı oglanlara böyleyim
sen son kısımdasın
o tarafimi arkadas olmaya calısaraktan çıkardım sana karsı
ha belkı hata ettım evet
cıvık pezevengin tekiyim biliyoz
inkar etmem
cunku bilerek yapiyorum
ha dersen siktir git
basım gozum üstüne
ha yok ben okayim ayak uydururum dersen
gel arkadas olak
yerı gelır dertlesırız kafa açarız gezerız tozarız
ben okayim ikisine de
hadı eyvo ben kactim


umarim sikilmadiniz aglicam simdi komıklı kıtapta ciddi seyler uazmaktan nefret edıuorum

Berkay | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin