Şaşkınlıkla karşımda ki adama bakıyordum. Herşeyin bir şaka olması için yalvarıyordum. Ama şaka falan değildi! Daha 2 saat önce tanıdığım adam bir katildi. Tam önümde bir adam, etrafımda tonlarca ceset ve sandalyeye bağlı olan ben...
"Bırak beni! Ne istiyorsun benden!" Karşımda ki adam oturduğu koltuğa daha çok yayıldı. "Ah, Naz sana kaç saattir söylüyorum ve sen anlamamakta ısrarcısın." Ne saçmalıyordu bu? Onun bu dediğini asla yapmayacaktım." Eğer zeki olsaydın bunu yapacağımı düşünmezdin." Sözlerimi bitirince gür bir kahkaha attı.
"Hadi ama Naz. Ölmek mi istiyorun? Senden tek istediğim benim yanımda çalışacaksın. Bana itaat edeceksin Naz." Sonlara doğru sesi karamsar çıkmıştı.
"Ben bir katilin yanında çalışmam. Öldürürsen öldür. Umurumda değil!" Yavaş hareketlerle elini cebine attı ve telefonunu çıkardı. Bir kaç şeye girip telefonu bana doğru çevirdi ve ben dumura uğradım. Gözlerim doldu ve tir tir titredim.Gözümü açtığımda beridir ağlamayan ve korkmayan ben şuan bu fotoğrafla korkuyor ve ağlıyordum. "Sanirim kardeşindi öyle değil mi Naz? Kendi canını yok saydığın gibi kardeşinin canınıda yok sayacak mısın?" Bunu yapamazdı. Buna izin veremezdim. Ailemden son kalan kişiydi o. O benim biricik kardeşim di.
"Hayır,hayır bunu yapamazsın. Ona zarar verme!" Göz yaşlarım geliyor ve bağırıyordum. Kardeşimin benden nefret etmesine rağmen ona bir zarar gelmesin diye bir katilin önünde bağırıyordum ve ölesiye korkuyordum.
"Daha 18 yaşındaymış, ömrü kısa sürecek gibi. Sahi hakan böyle olmasını ister miydi Naz?"
Siktir siktir siktir. "Ne istiyorsun! Tamam, tamam yapıcam yemin ederim ki yapıcam." Önce gözlerini kısıp beni baştan aşağı süzdü ve tekrar gözlerime baktı. "Şunu merak ediyorum, neden kendi canını önemsemeyip, senden nefret eden birini koruyorsun?"Sertçe yutkundum. Evet,kardeşim benden nefret ediyordu. Ailemin ölümünden beni suçluyordu. 2 yıldır kardeşimden uzaktım ben. Ama herşeye rağmen onu çok seviyordum.
"Bu seni ilgilendirmez. Sana cevabı verdim işte. Yapıcam,Sana itaat edicem" başını ağır ağır salladı. Ve bir şey demeden gitti. O gidince biraz rahatlayıp derin bir nefes aldım. Şimdi ne yapacaktım? Kardeşime zarar gelmesin diye onun her istediğini mi yapacaktım? Hayallerimi mahvetme pahasına mı? Doktor olmak için hayatımın çoğunu ders çalışmak ve mücadele vererek yaşamıştım. Ve daha asistandım ben. Doktor olmak için çok heyecanlıydım.
Bu verdiğim tüm emekler çöp mü olacaktı şimdi? Kardeşimi korumak için mi? Peki ya kardeşim benim yerimde olsaydı, odabeni korumak için tüm hayatını ve hayallerini mahvetmeye gerekse bile beni korumak için kabul eder miydi bunu?
Ama kardeşim neyi seçerse seçsin ben bir daha olsa yine bunu kabul ederdim. Onun güzel bir hayat yaşaması gerekiyordu. Bu düşüncelerle birlikte yavaş yavaş uykum geliyordu. Ve bir daha uyanmamak dileğiyle gözlerim kapandı.
--------------------♧♧♧♧♧♧-----------------
Gözleri mi açtığımda bir odadaydım. Yerimden doğrulup etrafıma baktım. O sırada Bir kapı açılıp belinde sadece havluyla çıkan kişiyi gördüm. Arkasından baharlar yükselirken duş aldığı belliydi. Gözlerim çıplak göğsünden gözlerine geri çıktı. Bana yandan bakıp dolabına yöneldi.Tam belinde ki havluyu elleriyle açıcakken arkama döndüm. "Önümde mi soyulacaktın sen!" Bir süre cevap vermedi. "Zamanı gelince önünde sorulmaz için yalvaracaksın." Ciddimiydi bu? Asla ondan böyle bir şey istemezdim. Bir süre arkam dönük onu beklerken önüme gelip çekmeceden sigarasını aldı.
"Kimsin sen? Yani adın diyorum" sormam normal birşeydi. "Atlas" dedi soğuk bir sesle. Başımı onaylarcasını salladım. Bana tekrar döndü "üzerini değiştir ve aşağıya gel diğerleriyle tanışıcaksın." Ah başka kimlerle tanışıkcaktım bir de? "diğerleri?" "Bir kaç kıyafet banyoda gidip goy ve aşağıya gel." Soruma cevap bile vermemişti. Ve odadan çıkıp gitti. Aman ne hoş!
Yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim. Banyoda ki dolabı açınca bir kaç kıyafet olduğunu gördüm. Bir tayt ve bir crop aldım ikiside takımdı. Ve giyince göğüslerimi ortaya çıkarmıştı.
Saçımı dağınık topuz yapıp dolaptaki spor ayakkabıları giydim. Yüzümü yıkayıp odadan çıktım. Aşağıdan sesler geliyordu ve omuzlarımı dikleştirip aşağıya indim.Salonda bir kaç kişi oturmuş konuşuyordu. Merdivenlerden inmemle tüm gözler bana dönmüştü. Tekli koltuğa geçip oturdum. Hepsine tek tek bakarken içlerinden biri konuştu.
"Ben Kerem" onun konuşmasıyla ona döndüm. Başımı usulca sallayıp onun yanında ki kişiye baktım. Fazla ifadesiz bir şekilde konuştu "Kılıç" ve bir kız direk konuştu "bende Beste" Bana gülümseyerek bakarken bende aynı şekilde ona gülümsedim "Kutay" Kutay'a baktığımda fazlasıyla ciddi bir şekilde bana bakıyordu. Onada başımı sallayıp bu sefer ben konuştum. "Naz"
Hepsi başını sallayıp beni onaylayınca Atlas konuştu. "Diğerleriyle tanıştığına göre ilk görevine hazır mısın Naz?" Yutkunarak ona döndüm. O ise dudağının bir kenarı kıvrılmış bir şekilde bana bakıyordu.
hayatımı mahvedecek ilk görevime hazırmıydım ben?
Selamm. Size bahsettiğim kurgumuzda geldii. İlk bölüm sizce nasıldı? Ve siz olsanız neyi seçerdiniz?
Lütfen oy vermeyi unutmayınnnn