"Kim Taehyung." Ağzımdan çıkabilecek çıkabilecek güzel söz.
"Jeon Jungkook." Ağzımın artık kızardığını düşünüyorum. Çok sert ve aynı zamanda nazikçe dudaklarımı öptü. O anında geri çekildiğinde bana gel eşi için tekrar kendime çekiyordum onu. Beni kendi dudakları ile büyüleyici ve büyüyü geri ortadan kaldıramıyordu.
Belimi kavradı sıkıca. "Ah Jungkook, sen feci bir şeysin." Dedi dudaklarını benden ayırdığında. Tekrar baktım ona. Tekrar yaklaştı dudaklarıma ve tekrar öptü. Ben ise onun kucağına oturmuş bir vaziyetteyim. Ayaklarımı ona dolamıştım ve Ellerimi istemsizce onun saçlarının arasında gezdiriyordum.
Taehyung ellerini vücudumda ve kalçada gezdiriyordu her seferinde. İkimizde terlemiştik. Gerçekten hem evin sıcaklığı hemde onun bedenime vurması terletiyordu beni. Taehyung tek seferde tişörtümü çıkarıp yere atmıştı. Bende onun gömleğinin düğmelerini açmış ve çıkarmıştım. İkimizinde üstü çıplak kalmıştı. Hala öpüşmeye devam ediyorduk ve Taehyung daha sert olmaya başlamıştı.
Telefon sesi duydum. Benim telefonum değildi. Taehyung'€un telefonunu. Dudaklarımı Taehyung'dan ayırdım ve Taehyung'a söylendim. "Taehyung, telefonun."
Telefonunu eline aldı bir eliyle belimi tutarken. 'Babam' yazan bir yazı görünce telefonu koltuğa geri fırlattı. "Siktir et, sen daha önemlisin." Tekrar dudaklarıma yapışmıştı.
Soluk kan kırmızı dudakları, benim şeftali pembesi dudaklarıma değiyordu. Kaslı kolu kolları ve baklavalı karnı benim vücuduma değiyordu. Kahverengi, uzun saçlarını karıştırıyorum. Hem yumuşaktı saçları, hem terlemiş.
Beni koltuğa yatırdı ve üstümdeyken öpüşmeye devam etti. Dudaklarım artık acımaya başlamıştı. Dudaklarımdan ayrıldı ve dudaklarını boynuma değdirdi. Dili ile ıslattı ilk önce sonra dişleri ile izler bırakmaya başladı. Aynı zamanda hafifçe öpüyordu.
"Taehyung." dedim boynumda ki acı ile kıvranırken. Dinlemedi ama. Kendini geri çekti ve dudaklarım atkerar yöneldi. Pantolonumu kavradi ve yavaşça aşağı indirmeye başladı. Bende onun çıkarmasına yardim ediyordum.
Kendi pantolonunu da çıkarmaya başladı beni öperken. Ben ise hala ellerimi onun saçları arasında gezdiriyordum. Kendi pantolonunu çıkarıp yere attı. Yüzümü kendi elleri arasına aldı ve dilini, dilime sürmeye başladı.
Taehyung hızlı bir şekilde iç çamaşırımı çıkarıp atmıştı. Şu ki sabahtan beri yaptığım şeyden utanmıyor, sadece ona gösterdiğim için utanıyordum. Kendisi de iç çamaşırını çıkarınca gözlerim büyüdü. Bu kadar büyük olacağını tahmin etmiyordum. "Ne?"
Acımasız bir şekilde hafifçe sırıttı gözlerime bakarken. O an sanki binlerce defa yapmışım gibi istemsizce arkamı döndüm. Kim Taehyung ise bana yaklaştı. Bir eli ile kalçamı tuttuğunda işimin bittiğini anladım. Büyük bir acı ile inledim. "Ah!" Ellerim ile bir yerlere tutunmaya çalışıyordum çünkü çok acıyordu. Daha da ileri gittiğinde daha büyük bir inleme bıraktım. "Ah! Mh.."
Çıkarıyordu ve tekrar ileri götürüyordu. Ben se her seferinde inleme bırakıyordum. "Ah!" Daha yavaş olmasını isterdim.
Tekrar ve tekrar...
"Ah!" En son inlememden sonra Taehyung geri çekilmişti ve beni kendine döndürmüştü. Gözlerimin içine baktı ve beni tekrar öptü.
"Hadi, banyo yapmamız lazım." Dedi ve kolumdan tuttu. Ben ise sarhoş gibiydim. Hiçbir şeyin farkında değildim ve az önce yaşadıklarımı amlamaya çalışıyordum. Beni üst kata doğru sürüklemeye başladı. Ben kna banyonun nerede olduğunu söylüyordum o ise götürüyordu. Maalesef Kim Taehyung bende küvet yok, duşakabin var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Teacher | Taekook
Fiksi PenggemarKore başkanının oğlu ve ayni zamanda Kore'nin en ünlü okulunun rehber hocası Kim Taehyung, en sevdiği öğrencisi Jeon Jungkook'un evine gitmek ister... Text !smut! turkce