17: Çocukluğumun Külleri

339 26 5
                                    

-" Bebeğim lütfen bir şeyler ye . Hasta olmanı istemiyorum Chris lütfen ." Annesinin bitmek bilmeyen ısrarlarına rağmen Chris ağzını açmıyordu

Değil yemek yemek , elinden gelse nefes bile almazdı . Hissettiği bu derin üzüntü yaşı içinde , minik bedeni içinde kaldırabileceğinden çok daha fazlaydı . O kadar fazlaydı ki Chris kendini ağlaya ağlaya uykuya zorlamasına rağmen uyuyamıyordu . Artık uyuyamıyordu bile . Bunu ailesine söylememişti , çünkü annesini olduğundan daha fazla üzmek istemiyordu .

Genç kadın sonunda pes etmiş ve yemek tepsisini belki açlığa dayanamaz da yer diye masasının üzerine bırakmış ve dolu gözleri eşliğinde odasından çıkmıştı .

Kapattığı kapı ile göz yaşlarına boğulması bir olmuştu . Eli ile ağzını kapatıp koşarak merdivenlerden inmiş ve kendini mutfağa kapatmıştı . Aynı son bir aydır yaptığı gibi .

Evlerinde yoğun bir yas vardı . Çünkü büyük oğulları Lucas denizde boğularak hayatını kaybetmişti . Ailesinin biriciği , kardeşinin her şeyi olan ve gencecik yaşında hayata gözlerini yuman Lucas kendiyle beraber bir çok hayatı daha siyaha boyamıştı .

Chris günlerdir yemek yemiyor , uyumuyordu . Bayan Jessica ve Bay Jack ise yaslarını nasıl yaşamaları gerektiğini bilemiyorlardı . Chris her şeyin farkındaydı , ondan saklamıyorlardı . Fakat acısını tetiklememek için onun yanında ağlamamaya da özen gösteriyorlardı . Yüzlerine yalancı gülücükler kondurmaya çalışıyor , acılarını koca bir taş misali yutmayı deniyorlardı .

Bu o kadar acı veriyordu ki kelimelerle tarif edemiyorlardı . Lakin bir evlatlarını kaybetmiş taze ebeveynler olarak ikinci çocuklarını da kaybetmek istemiyorlardı . Chris'in kocaman gülümsemelerinin yerini çoktan hıçkırıklı ağlamaları almış olsa bile .

Chris aynı üç gündür durmaksızın yaptığı gibi yine yatağından kalktı ve abisinin odasına gitti . Kapıyı kapattı ve içeri girdiği gibi gördüğü oda ile dolan gözlerine hakim olamadı . Onu o kadar özlüyordu ki , kelimelerle ifade edemiyordu bu özlemi . Bu acıyı .

Abisinin yüzücü madalyaları ve kupalarının olduğu cam kapılı dolabı gördü . Ve ağzından kaçan histerik kahkahaya engel olamadı . O kadar çok gülmüştü ki gülücüklerininin hıçkırıklara döndüğünü anlaması biraz sürmüştü .

Yere çökmüş hıçkıra hıçkıra ağlarken neden diyordu içinden . Neden benim abim . Neden abimi benden aldın tanrım diyordu .

Lucas ödüllü bir yüzücü olmasına rağmen , ayağına giren bir kramp sonucu derinlerde olduğu denizde boğulmuştu . Ve kıyıda koşuşturarak oynayan Chris bunu ancak sahil güvenliğin koşarak yanından geçmesi ve insanların korkmuş çığlıkları ile anlayabilmişti .

Abisi son anlarındayken onu görememiş , onu fark edememiş onu kurtaramamıştı . Bunun yükü o kadar ağırdı ki . Kalbinin derinlerinde onu parçalara ayıran paslı bir çivi gibiydi . Her seferinde daha da derine batıyordu .

Belki benim için deniz kabuğu aramasa bu kadar açılmazdı . Ben deniz kabuğu istemeseydim yanımda olurdu . Suyun içindeki kabuklar daha güzel demeseydim belki de suyun içinde olmazdı .

Ölmüş bedenine rağmen avucunda sıkı sıkı tuttuğu parlak deniz kabuğu olmasa belki de şu anda aramızda olurdu diyordu .

Annesini ve babası bunun onun suçu olmadığını söylüyordu . Abisi suyu ve yüzmeyi zaten severdi . Fakat Chris kendini suclamaktan alıkoyamıyordu . Onun suçuydu işte . Onun yüzünden abisi ölmüştü .

My Love My All MineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin