Sevilmekten korkuyorum

130 10 43
                                    

Kitap 2027'de geçmektedir

Şarkılar: kahraman deniz, uzak gelecek. Sezen aksu, ne haber aşktan. Emir can iğrek, 1001. Gripin, beş. Kalben, kalp hanım. Göksel, gittiğinde.

🤍

Uyuyamıyorum yine. Açamıyorum gözlerimi. Yorgunum, ağrılarım var. Acılarım var. Ne zor şey bu yaşamak. Yaşım ilerliyor lakin ben hayallerimden daha da uzaklaşıyorum. Saat beş olmuş benim gözüme hala uyku girmemişti. Bütün İstanbul uyumuş bir bana haramdı şu uyku. İçimde tarif edilemez bir acı belki de bu bir korkuydu. İstediğim tek şey şu içimdeki yangın sönsün. Bu acı gitsin, bitsin. Dünya dönüyor ben ise hiç bir yere varamıyorum. Varacak bir menzilim yok. Elimdeki yara sızlıyor. Bu sızı hepsinden farkıydı bu sızı guruma dokunuyordu. Yataktan kalktım çünkü artık dayanamıyorum. Banyoya geçtim. Kırık aynadan solgun yüzüme, kırmızı gözlerime baktım.

Yine o aynı yüz bana öfkeyle bakan. Yine o aynı yüz bana nefretle bakan. Yine o pişmanlıkla dolu yüz. Gözümden bir yaş süzüldü. O aynayı ben kırmıştım çünkü karşımda duran o kişiden utandım, nefret ettim. Gözlerimden yaş aka aka hazırlandım. Titreyen ellerimle kapıyı sessizce çarpıp çıktım tek ihtiyacım temiz havaymış gibi. Nereye gideceğim şimdi? Sığınacak nerem var? Nerede güvende hissedebileceğim.

Güven... Güvende hissetmek... Küçüklüğümden beri hiç yaşayamadım ben bu duyguyu. Yaşatmadılar bana bu hissi ben geceleri hep korkuyla girdim yatağıma. Korkumdan bir gece olsun uyuyamadım. Babamım göğsünde hissedemedim güveni çünkü hiçbir zaman önemsemedi beni. Annemin yanında da hissedemedim ben o duyguyu çünkü beni hep yamacından kovdu. Ben sürekli kendime "güvendesin sara" derdim ama ben bile bu dediğime inanmazdım. Bu yaşıma kadar korkum hep kabuslar oldu şimdi ise korkularım gerçekler. Bunca yıl güven duygusunu tatmadan büyüdüm ancak ilk defa bu denli muhtaç hissediyorum.

Kulaklığımı taktım düşüncelerimi susturmak için. Yine düşüncelerimi en başta önemsemeyen bendim.

"Bize bu acılar anadan babadan sevgilim... Yüzün aklıma geldi dün akşam tek dal kalmıştı sigaradan mutsuz hayatlar bize sıradan olmuş sevgilim..."

Hava buz gibiydi. Daha da titredim soğuktan mı yoksa uykusuzluktan mı bilmiyordum. Bu saatte hiç bir yer açık değildi olamazdı da. Nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum. Karşıma bir anda bir cami çıktı. Ayakkabımı ve kulaklığımı çıkartıp içeriye girdim. Gözümden deli gibi uyku akıyordu, kalbim acıyordu. Sırtımı duvara yasladım gözlerimi kapattım. Kendime sordum "Gerçekten bu kadar mutsuz muyum?" diye.

Hep bir ümidim vardı düne kadar. Ya da belki de düne kadar hep rol oynadım. Çünkü mutsuzken bırak başkalarını ben bile önemsemiyordum beni.

Sevgiden korkmayı nasıl anlatabilirim?

Ümitsiz aşkım... Git istemiyorum ama kalamazsın da. Hayatımı kontrol edememekten bıktım, bir fırtına da savrulmaktan, ama bir türlü batamamaktan. Tüm bunları düşünürken içim geçmiş uyumuştum.

*

Telefonumda sayısız cevapsız çağrı 105 mesaj vardı. Başım çatlıyordu. Saate baktım, sekizi yedi geçiyordu.

Ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Ayakkabılarımı giyip derin bir nefes aldım. Havanın kasveti hala duruyordu. Yavaş yavaş merdivenlerden indim ve yine nereye gideceğimi bilmeden yürümeye başladım. Rüzgar yüzüme yüzüme esiyordu bunu hissetmek bana her zaman huzurlu hissettirmiştir.

İhtiyacım olan kahveydi, en az ruhum kadar koyu bir kahve. Yoluma çıkan ilk kafeye girdim ve camın kenarında olan bir masaya oturdum. Gece yarısındaki halimden eser yoktu, en azından kahvemi içerken yoktu. Ev arkadaşlarımla olan gruba iyi olduğumu yazıp telefonu kapattım.

Rotasız GemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin