şarkılar: yüzyüzeyken konuşuruz, uykusuz ve dengesiz. İkiye on kalan, al beni bas yaralarına. Deniz Tekin, sezenler olmuş. Son feci bisiklet, Beni Rahatta dinleyin. Yüzyüzeyken konuşuruz, Battı gemim. Çağan şengül, Canım yanıyor. Anıl Emre Daldal, S.
🤍
Gece yarısından sonra uyku tutmamıştı. Kahve demledim. Normalde giymeye öz güven bulamadım gri jileyi giydim. Gözüm sürekli telefondaydı. Resim defterimi aldım odamdan. Yemek masasına oturdum ve bir şeyler karalamaya başladım. Saat altı buçuk olunca tabi evdeki bütün sessizlik gitti.
Duru bir taraftan dişini fırçalarken "Ne bu güzellik, neye borçluyuz?" Dedi gözleriyle beni süzerken. Alya alayla "Tabi, sen dışarılarda geziyordun, Fransız kaldın." Dedi.
Duru kocaman gözlerini açıp ne olduğunu sorguladı. "Sara Ulaş'a sarılmış, sevdiğini söylemiş. Ulaş'ta yarın konuşalım deyip yollamış" diye özetledi Alya benim yerime."O zaman ne duruyor bu kız burada?" Diye çıkıştı Duru Gülerek. Şeyda paltomu ve çantamı elime tutuşturarak "Harbiden. Al şunu git dayan kapısına." Dedi. Elimi tutuşturduklarını koltuğa atarak "Oldu serenat da yapayım." Dedim alayla. Levin "Dün yaptığın çokta farklı değildi." Diyerek kahkaha attı. Dik bir bakış atarak koltuğa oturdum ve telaşla "Bu üstümdeki olmuş mu? Ben emin olamadım da." Diye sordum.
Levin "Taş gibi olmuşsun." Diyerek göz kırptı. Tebessüm ettim. Rahatlamıştım.Alya "Ulaş bütün gece uyuyamadı heyecandan, uyandır o sarayı yoksa çatlayacak şimdi. Yazmış Ilgaz'ım bende uyanık dedim."
Kalbim daha da hızlı atmaya başladı. "Ne yapayım şimdi ineyim mi?" Dedim telaşla ayağa kalkarak.
Duru "Dur bir sakin ol" deyip halime gülmeye başladı. "Camdan bakalım gelince in. Bekliyormuş gibi olma." Dedi Levin bende başımla onayladım. Benim için bir saat insanlık için gecen iki dakika sonra "geldi geldi." Dedi Levin. Şeyda elindeki paltoyu bana verdi, telaşla giydim. Levin yakalarımı düzeltti. Botumu giydim, çantamı aldım ve evden çıktım. Beş merdiven indim. Apartmanın kapısının önünde derin bir nefes aldım ve kapının kolunu bana doğru çekerek dışarıya adımımı attım. Ulaş üç adım ötemdeydi. Tebessüm ettim o da Tebessüm etti. Yavaşça Ulaş'a doğru yaklaştım. Tam ağzımı açıp bir şey diyecekken telefonum çaldı. Gözümü çantama çevirdim mahcup bir bakış attım ve çantamdaki telefonu bulmaya çalıştım. Ben bulmaya çalışırken telefonum sustu. "Neyse" Dedim fısıldayarak. Tekrar zaten bana bakan ulaşa gülümseyerek baktım."Şimdi konuşalım mı?" Dedi ciddi bir ses tonuyla. Mahcup bir gülümsemeyle "Konuşalım." Dedim.
Yürümeye başladık nereye gittiğimizi bilmeden ama bir o kadar da kendimizden emin bir biçimde. Açıklama yapması gereken bendim lakin bu sessizliği bozmaya hiç niyetim yoktu.
Ve yine konuşma cesaretini ulaş göstermişti. "Bak" dedi. Gözlerimi ona çevirmiştim ve yürümeye devam ediyorduk. "Eğer suçlu hissettiğin için böyle yapıyorsan, yapma. Çünkü suçlu değilsin. Sevmiyorsan yalandan ilişkiye başlamamıza gerek yok." Dedi.
Adım atmayı bırakmış, durmuştum. O ise benden bir adım ileride durmuştu. "Suçluyum ama seni seviyorum." Derin bir nefes aldım.
"Sana olan sevgim en az yalanlar kadar gerçek." Dedim.
Anlamaya çalışan bakışlarla bakıyordu bana.
"Aklım almıyor. O zaman neden sevmiyormuş gibi davrandın." Dedi hafif sesini yükselterek."Korktum. Korktum duygularımla oynayıp gidersin, geride bir enkaz bırakırsın diye. Korktum sevgimi kaybederim diye. Sevilmekten korktum ben. Ben sevilmeyi bir ceza, işkence, günah sandım. Öylesine korktum işte. Sonuçta insan bilmediği, tanımadığı bir şeyden korkar."
![](https://img.wattpad.com/cover/361640141-288-k871480.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rotasız Gemi
RomansaÜmitlerimi yüklediğim her gemi battı. Sara kendi geçmişinin dehlizinde kaybolurken birini tanır, sever, elinden tutar fakat tuttuğu el Sara gibi yaralıdır. Kendi yarasını saramayan iki insanın birbirlerinin yarasını sarmaya çalışmasıdır, Aşk. Acılar...