Şarkılar: Model, Sarı kurdeleler.
Onur can özcan, tek kişilik.
Sezen Aksu, farkındayım.
Teoman, Serseri.
Şebnem Ferah, Deli kızım uyan.🤍
Elimde bir yüzük vardı. Asla çıkartmam dediğim. Asla.Tek yağdigarıydı babamın. O yüzüğe bakıp bakıp bir nebze bile olsa sevildiğime inandırmaya çalışıyordum kendimi, biçareydim. Sevgisizliğe bile tutunan bir biçare.
Hala o yüzüğü elimde tutan bir biçare.
Gözlerim o yüzüğe bakmaya devam ederken yüreğim sızladı.
Biçareydim biçare olmasına lakin şimdi o yüzüğü parmağımdan çıkartıp atabilirdim.
Ama çıkartmazdım.
Bu yüzük bana bir hediye olsa bile prangamdı bu. Bana sevildiğimi düşündüren bu yüzük kelepçelerimdi.
Başımı kaldırıp dersi dinlemeye çalıştım.
Gözlerim kapanıyordu. Yorgunluktan mı yoksa acıdan mı bilinmez. Bana ne iyi gelir bilinmez. Yarama merhem var mıdır bilinmez. Kaderimin sonu nasıldır bilinmez. Ve... Ve Bilinmez...
Ve Ölü papatyalar bilinmez...
Bilinir ki izler kalır. Bilinir ki acı bakidir. Bilinir ki çıkış yolu tam karşımda. Adım atmayan benim. Bilinir ki geceler iyi olmaz ve ben o gecelerin nöbetçisiyim. Ve... Ve Bilinir ki...
Ve bilinir ki Papatyalar ölünce güzel kokar...
Sanırdım ki elimden biri tutunca güneş ayar, fırtınalar diner, dalgalar yavaşlar, kuşlar uçar.
Elimi tutan bir El vardı.
Yaralarla dolu bir el. Yaralarla dolu ellerimiz tutuştu. Sıkıca tutuştular. Ayırmaya çalıştılar. Onlar ayırmaya çalıştıkça ayıramasınlar diye daha da sıktık ellerimizi.
Yaralar kanadı her ikimizin de. Bırak, diye haykırdım ben. Bırakmam, diye daha da sıktı.
Ellerimi ayırmaya çalıştım yaraları kanamasın diye. Ama o yarasına basılan tuz bile olsam beni asla bırakmayacağına ant içmişti.
Ben güçsüzdüm ellime diken batsa kokardım. Gülleri bir daha elime almazdım.
Korkardım.
*
Adımlarım Arnavut kaldırımda gezinirken, beynim kara dumanların sardığı o dağdaydı.
Zelzele'ye gidiyordum. Yani galiba oraya gidiyordum. İçimden bihaberdim. Sürekli düşünüyordum ama en ufak fikrim yoktu.
Zelzele'nin sokağına geldiğim vakit anladım.
Kapıyı açtığımda kapının üstündeki çan sallanmaya başladı. Tahir abi masaya oturmuş kitap okuyordu. Çanın sesini duyunca bakışlarını bana çevirdi. Gözündeki gözlüğü indirip "Hoşgeldin kızım. Çay doldur bakayım ikimize." dediğinde tebessüm ederek onayladım. Çantamı tabureye bırakıp mutfağa geçtim. Dolaptan iki çay bardağı alıp geri Tahir abinin yanına geçtim. Tüpün üstünde duran çaydanlıktan bardağı doldururken "Niye ocakta demlemediniz?" diye sordum. "Bozulmuş" diye yanıtladığında çay bardağını ona uzattım. Ardından benim bardağımı doldurdum ve masanın üstüne koyduğumda "Kaset koy bakayım." dedi sıcacık gülümseyerek. Raflardaki kasetlere baktığımda "Ne koyayım?" diye sordum.
"İçinden ne geliyorsa." diye yanıtladı. İçimden sabahtan beri Sezen aksu çalmasından ötürü gözlerim Sezen Aksu kaseti aradı.
Yürüyorum düş bahçelerinde.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rotasız Gemi
RomanceÜmitlerimi yüklediğim her gemi battı. Sara kendi geçmişinin dehlizinde kaybolurken birini tanır, sever, elinden tutar fakat tuttuğu el Sara gibi yaralıdır. Kendi yarasını saramayan iki insanın birbirlerinin yarasını sarmaya çalışmasıdır, Aşk. Acılar...