Dönüşü olmayan yol

55 6 91
                                    

Şarkılar:
Ferhat Göçer, Devriliyorsam.
Skapova, Boş ver be.
Melike Şahin, Bedelini ödedim.
Emir can iğrek, Kaptan.
Yüzyüzeyken konuşuruz, son seslenişim

🤍


"Oğullarım" dedi Gökhan Kahraman ölmeden önce son kez Toprak ve Ulaş'ı gördüğünde. Gökhan Kahraman kardeşi Berkan Kahraman'ın masasında oturuyordu karşısında ise Toprak ve Ulaş oturuyordu. Ulaş hastaneden yeni çıkmış, yeni yeni toparlanıyordu. "Oğlum, Toprağım." dedi Toprağa bakarak. "Benim varım yoğum sensin. Tek hazinemsin. Ne istersen onu yapmakta hep özgürdün ve hep özgür olacaksın. Hani olur ya ölüm var kalım var. Başta annen sonra kardeşin Ulaş sana emanet." dedi Ulaş'ı oğlu olarak görürken.

"Ulaş. Bak İstanbul'a gidiyorsun. Baban olmayacak orada. Kendine gel. Bu kadar yaşamaya çalışmışken, sakın vazgeçeyim deme. Toprak sana emanet." Ulaş cevap vermiyor ellerine bakmaya devam ediyordu. "Baki ile kurduğumuz bu şirketi biz ölünce siz yöneteceksiniz. Amacım baştan beri sadece buydu. İkinize de iyi bir gelecek vermeye çalıştım. Ulaş bilirsin, kardeşinin hesap işleri iyi değildir muhasebe işleriyle sen ilgilen diğer işlerle Toprak ilgilensin. İkinizde asla, kimseye boyun eğmeyin, ne olursa olsun. Zaaflarınız olmasın hiç bir zaman. Geçmişiniz yüzünden vazgeçmeyin. Toprak sana ne kadar iyi babalık yapabildim bilemiyorum, ama şunu bil ki elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Ulaş elbette baba sevgisini veremedim sana ama şunu bil ki benim güvenim sana her zaman tam. Sen düştüğün gibi kalkmasını da bilirsin. Babanın elinden seni kurtaramadığım her gece için özür dilerim. Ulaş buradan uzaklaşmak bir daha geri dönmek istemiyorsun biliyorum ama kardeşin Zehra'yı unutma. Serap babanların evinde çürüdü Zehra'nın da öyle bir hayat yaşamasına izin verme. Zehra'yı yaşatan sensin yaşatacak olan da sensin. Onun hala sana ihtiyacı var." Ulaş başını kaldırıp Gökhan'a baktı.

"Biliyorum birbirinizden vazgeçmezsiniz ama yine de söyleyeyim asla ama asla bırakmayın birbirinizi. İkinizin de birbirinizden başka kimseniz kalmayacak. Ben ve Baki gibi olmayın. Birbirinizin bir yanlışınızı görürseniz söyleyin, durdurun. Gelecekteki evlatlarınızı sevin. Sakın öfkenize yenilip ne birbirinizi ne de başkasını incitmeyin." Ulaş gözlerini tekrar ellerine götürdü ve tırnağının kenarlarını kanatmaya başladı.

Ulaş "istemiyorum" dedi fısıldayarak. Bu sefer başını kaldırarak yüksek sesle "istemiyorum" dedi. Ayağa kalktı ikisi de Ulaş'ın ne istemediğini anlamaya çalışan bakışlar baktı. "Böyle yaşamak istemiyorum."

"Yaşamak istiyorum ama böyle olmak istemiyorum. Sırtımdaki bu izlerle, yüreğimdeki bu acıyla, bu geçmişimle yaşamak istemiyorum. Ya görmüyor musunuz? Öldüm ben aylar önce. Sen almışsın karşına bana vasiyetini anlatıyorsun. Ne hayalim ne ümidim yok. Kaptansız bir gemi gibi oradan oraya savruluyorum. Oradan bakınca çok mu basit görünüyor yaşadıklarım? Senelerdir çabalıyorum şu şirket için, babam için, ne değişiyor. Ben İstanbul'a gidince her şey değişecek mi? Yoluna girecek mi her şey çünkü benim ümidim yok baba." dedi bağırarak ve ağlamamaya çalışırken.

"Girecek çünkü hayatının dümeni sende olacak. Kimse dokunamayacak sana karşında ceketlerini ilikleyecekler. Unutamazsın bu yaşananları ama anlatmazsanız büyümez. Son yaşananları sadece Toprak ve senin aranda kalsın, sırdaş olun."

"Gökhan baba, geçecek mi bu yaralar?" Gökhan kafasını hayır anlamında salladı "İzi kalacak" dedi. "İz bırakanlar unutulmaz." dedi Toprak. Ulaş gözlerini yumdu ve geri yerine oturdu. "Baba" dedi Toprak gerçek babasına. Ulaş gibi babasının yerini doldurmak için değil babası olduğu için baba diyordu. Ulaş'ta bu gerçeğin altında eziliyordu. "Ben senin yolundan ilerlemek istiyorum." dedi. Toprağın hayali hep bu olmuştu zaten. "İlerlersin yavrum sen ne istersen başarabilirsin. Ne istersen iste arkandayım."

Rotasız GemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin