1 saat sonra mekandan çıktık. Elif ve yanındaki çocuk biraz yürüyeceklerini söylediler. Aren'le yalnız kalmıştık.
"Efsa"
"Efendim"
"Benle sahile gelmek ister misin?"
"Neden?"
"Çünkü senle gitmek istiyorum" dedi samimi görünüyordu başımla onayladım. Arabasının bulunduğu yere kadar hiç konuşmadan yürüdük. Arabaya bindiğimizde arabayı çalıştırıp direkt müzik açtı. Müslüm Gürses
Tutamıyorum Zamanı çalmaya başladı."Kaderine boyun eğip dünle küstün mü sen?
Yüreğine cayır cayır kor çile saçıp
Göz göre göre korku saklayıp
Boğazına gömülüp sustun mu hiç?"Yol boyu aklımdan çıkmayacağına emin olduğum için şarkıyı indirdim. Daha sonra eminim dinlerdim. Şarkıyı mırıldanırken gözlerim Aren'e kaydı. Dikkatle beni inceliyordu. Yüzümde bir şey mi vardı? Var mıydı yok muydu bilmiyorum ama şuan yanaklarım kıpkırmızı olmuştu bundan emindim.
"Sesin çok güzelmiş. Benimkisi hiç güzel değil."
Sen hiç kendi sesini duydun mu oğlum? Adamın sesine aşık olmuşken o gelmiş sesim hiç güzel değil diyor. Otistik şizofren.
"Sesin insana huzur veriyor oğlum."
"Ne? Gerçekten mi?"Ebeni- ben sesli mi düşündüm az önce? Evet sesli düşünmüştüm. Allah'ım kimin bedduası tuttu da belamı veriyorsun!?
"Şey.. evet"
Yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Sahile varana kadar başka bir şey konuşmadık zaten 20 dakika sonra sahile varmıştık. Etrafta kimse yoktu. Sadece ben ve o vardık. Gülümsedim. Yaklaşık 15 dakika sadece yürüdük.Ve Aren birden durdu. Ona anlamaz bakışlar atarken ayakkabılarını ve çorabını çıkardı pantolonunu da yukarı çekip yavaşça suya doğru yürüdü. Bende onun gibi yapıp ardından suya ayaklarımı koydum. Daha sonra neden yaptım bilmiyorum ama avucuma biraz su alıp ona fırlattım. Sırtına gelen suya anlam veremeyen Aren'in suratı ilk komik bir ifade almışken daha sonra sinsi bir sırıtışa dönüştü. Kaçmam gerektiğini anlayınca suyun içinde koşmaya başladım. O da peşimden koştu. Aramızdaki cüsse farkından dolayı çabucak yakalanmıştım. Bana su sıçratmaya başladı. Ben ufacık ıslatmışken onu o üstümü sırılsıklam yapmıştı. Bu bir savaş ilanıydı. Ben de ona su sıçratmaya başladım. Ve onu suya doğru ittim. Geriye doğru düşerken refleks olarak kolumu tuttu. Kolumu tutmasıyla birlikte o suya düştü bende üstüne. Uzun süre bakıştık. Gözleri beni ona çekiyordu. O gözlerde bir şey beni kendisine çekiyordu. Yalnızım diye bağırıyordu o gözler.
"Kalkmayı düşünüyor musun güzelim? Yoksa rahat mı kucağım?"
Rahat biraz daha kalıyım mı böyle
"Pardon dalmışım. Özür dilerim."
"Sorun değil güzelim. İstersen daha sonra yine oturabilirsin."OLURRRRRR!
"Hayır teşekkür ederim."
Bilerek teşekkür etmiştim. Bir ümit karantina okumuştur diye düşündüm. Hep birinin devamını getirmesini bekliyordum.
"Teşekkür mü edersin?" diyerek sırıttı.
Ohaa. OHAAAAAAAAA. EVET EVET EVET! NIKAH SALONU İÇİN RANDEVU ALMALIYDIM. BU BİR TEKLIFTI.
~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•
Yaklaşık 45 dakikadır telefonumla bakışıyordum. Aren beni takip etmişti. Anlaşma yaptığı şirketler dışında kimseyi takip etmiyordu. Neden beni takip etmişti ki? Yoksa bana aşık mı olmuştu? Küçük bir çığlık atıp yatakta yuvarlanmaya başladım. Ne ara oldu bilmiyordum ama sanırım yavaş yavaş ondan hoşlanıyordum.
Biliyorum bölüm çok geç geldi. Ama ailemle ve okulumla ilgili sorunlar yaşıyorum. Bu bölümde 03.43 de yayınlıyorum uykum gelmiyor:) Sonraki bölüm çok daha uzun olucak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK ADAM
RomanceAşk bu bayım. Aşk da korkaklığa yer yok.Korkarsınız kaybedersiniz.