"Teşekkür ederim." dedim kahvemi getiren garsona.
Kahvemden bir yudum alarak denizi izledim.
Gergince bacağımı sallarken bir yandan da etrafımda olup bitenleri inceliyordum.
Dışarıda uçuşan martılar vardı, güzel bir görüntü sunuyordu ortaya.
Geldiğim kafe fazla dolu değildi. Bunda sabah saati olmasının da nedeni vardı tabii.
Geçen gemileri izledim sonra. Oldum olası hep korkmuştum gemilerden aslında.
"Çok beklettim mi?" diye bir ses duyduğumda odağımı oraya yönlendirdim.
"Hayır, hoşgeldin." diyerek ayağa kalkıp sarıldım.
"Hoşbuldum abla."
"Ne istersin?" diye sordum tekrar otururken.
O da karşımdaki sandalyeye oturdu.
"Bir kahveye hayır demem." dediğinde garsonu çağırıp siparişi verdim.
"Nasılsın abla?"
"Bilmiyorum Sarp. Garip hissediyorum."
"Tahmin edebiliyorum. Ben de bilmiyordum bu durumu. Ablamın öz ablam olmadığını öğrenmek garipti."
"Öz ablan olmasam da hâlâ ablanım Sarp."
"Biliyorum ve bunun için çok teşekkür ederim sana. Bizimkilerin onca ayrımcılığına rağmen sevdin beni."
"Sonuçta senin bir suçun yoktu be aslanım."
Bu sırada da kahvesi gelmişti.
"Belgeyi getirebildin mi?"
"Getirdim, burada." deyip cebinden katlanmış bir kağıt çıkardı.
Kağıdı alırken elim titredi. Açıp da bakmaya korktum.
Gerçek ailemin adı yazacak diye korktum.
"Hastane adı doğru abla. Onu öğrendim. Ama başka bir şey öğrenemedim, kestirip attılar."
"Birtanesin Sarp, çok teşekkür ederim."
"Rica ederim. Artık kalkayım ben."
"Peki. Bir ihtiyacın var mı? Paran var mı Sarp?"
"Teşekkür ederim abla ama gerek yok."
"Sen benim kardeşimsin Sarp. Onlar yüzünden senin de sefalet çekmene izin veremem."
"Hayır abla, cidden gerek yok. İkisi de bir işe girdi. İyiyiz şimdilik."
"Peki tamam. Ama ne zaman bir şeye ihtiyacın olursa beni ara."
"Arayacağım." diyerek ayağa kalktığında ben de kalktım.
Sıkıca sarıldıktan sonra vedalaştık.
Hesabı ödeyip kafeden çıktığımda bir taksiye atlayıp doğum belgemde yazan hastanenin adını verdim.
Yaklaşık yirmi dakikalık bir yolculuğun ardından koca hastane karşımda duruyordu işte.
Sarsak adımlarla yürüyüp içeri girdim. Danışmanın önüne geldiğimde zorla konuştum resmen.
"Başhekiminizle görüşebilir miyim?"
"Bir sorununuz mu var hanımefendi?"
"Evet ama başhekiminizle konuşmam gerekiyor, lütfen."
"Peki, ben bir arayıp sorayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melodies Of Reunion | Barış Alper Yılmaz
Fanfic"Beni ikilemde bırakma Barış. Dürüst ol ve açıkça söyle korkak bir adam olduğunu." "Ben görüp görebileceğin en korkak adamım. Ben sevdiği kadının gözlerine bakmaya korkan bir adamım." Bu hikayedeki kişi ve kurumların gerçekle bir ilgisi yoktur. Tam...