PROLOG

632 40 10
                                    

Herkese merhaba! Yaklaşık iki yıldır buralarda değilim. Kitabı bir anda bıraktım ve devam edemedim. İlerleyemedim ancak hep tekrar yazmak istedim. İsteğim hep vardı ancak motivasyonum yoktu.

Bu yüzden motivasyonumu bulur bulmaz kurguyu en baştan yeni haliyle yazmaya başladım. Aranızda eski okuyucular da olacaktır. Onlardan tek ricam bölümleri yeniden okumaları çünkü yazım dilinden tutun olayları eskisine sadık kalacak şekilde değiştirdim. Tek temennim keyif alarak okumanız.

Yeni okuyucular için ise tek diyeceğim bu kitabın 2019 yılından itibaren kurgulandığı olacaktır. Karakterlerin ismi hep böyleydi, motivasyonumu kıracak şekilde yorum yapmamanızı rica ediyorum.

Ayrıca eskiden başıma geldiği için kitabın yeni halinde model kullanmayacağım. Sizler istediğiniz modelleri hayal edebilirsiniz. Bu süreçte yapay zekadan yardım alarak birkaç görsel oluşturdum ve kitapta bunları kullanacağım.

Şimdiden teşekkürler yorumlarınızı merakla bekliyor olacağım. Sevgilerimle...

İhtimaller fazlaydı. Yaşanacak ihtimaller, seçilen yollar, bu kararların getirdiği sonuçlar da fazlaydı. Bilinmezlikten oldum olası hep korkmuştum. Netlik hoşuma giderdi. Bu yüzdendir bir karar almadan yüzlerce ihtimali düşünüşüm. Şükürler olsun ki bu zamana kadar seçtiğim hiçbir yol beni yanıltmamıştı.

Ancak ihtimaller söz konusu olduğunda sonucunu kestiremeyeceğin tek bir şey vardı.

Aşk.

Şu üç harf tek heceden oluşan kelimenin beni gerdiği kadar inanın hiçbir şey geremezdi. Hele de karşınızda burnu eğilmeyen, sadece nadir anlarda gülümseyen, televizyondan göz göze gelince bile hafiften tırstığınız bir kadına aşıksanız.

Evet, evet televizyon. Onu ilk kez antrenmandan yorgun gelip kendimi koltuğuma atmamla açtığım televizyonda görmüştüm. Daha sonra çoğu insanın sıradan olarak nitelendireceği açık kahve gözleri dipsiz bir kuyu gibi beni içine çekmişti. Başlarda bir hobi gibi yer edinmişti bende. Benim hakkımda yorumlarda bulunmasını heyecanla bekler; saçlarının o parlak, özenli dalgalarından tut kısa kirpiklerinin kahverengi gözlerini çerçevelemesine bile hayrandım.

Birinden sadece hoşlanırsanız onun yalnızca dış görünüşü ilginizi çeker. Çok geçmeden kendimde fark ettiğim tek şey onun yalnızca dış görünüşüyle ilgilenmediğimdi. O kaygısız ve sert ifadesini, gözlerinde gördüğüm o tutukluğu, zorla gülümsediği dudaklarının arkasındaki nedenini merak ediyordum. Hayatı mükemmeldi; başarılı bir haber spikeriydi, haklarına sahip olduğu bir spor programı vardı, çok güzeldi, her ne kadar son zamanlarda bu durum beni delirtse de ilgilerin üzerinde olduğu bir kadındı.

Gülümsemesinin gözlerine ulaşmadığını fark ettiğimde kendi kendime dediğim ilk şey, bittin oğlum sen olmuştu.

Daha sonrasında yaptığım şey neden bittiğimi sorgulamak olmuştu. Hiç âşık olmamış olabilirdim ama bir kadın nasıl mutlu edilir, bunun en büyük şahidiydim. Ben aşkı ilk önce anne ve babamda görmüştüm, bunlar beni ne kadar korkutabilirdi ki?

İşte o an kendime bir söz verdim.

Önce onu bulacak, gözlerindeki hüznün nedenini öğrenecek ve daha sonra onları yok edecektim. 

Kadın alevdi.
Adam, o alevlerde kül olmak istedi.

Genç adam karşısında haber sunan kadını yüzündeki huzurlu gülümsemeyle izliyordu. Belki de takıntı olmuştu, bilmiyordu. Her akşam saat yedide televizyonun başına geçer, kimseyi dinlemezdi. O uzun, kahverengi ipeksi saçlarını televizyonun üzerinden okşardı. Merak ederdi. "Göründüğü kadar yumuşak mıdır?" diye. Onun kendinden emin, gür sesi her defasında kendisine hayran bıraktırırdı. Nefesini tutar, heyecanla onu izlerdi.

Tankurt Ergül, her zerresine kadar aşık bir adamdı.
Eftalya Giz Saka, güçlü bir kadındı. Belki de sadece takındığı maskeydi sert sesi, davranışları. Yaraları içinde saklıydı...

Kaldırımda yürürken karşınızdan gelen bir kadına âşık olabilirdiniz, çalıştığınız yerde hemen karşı masanızda oturan bir kadına da âşık olabilirdiniz. Bu kişi, üniversitedeyken çarpışma sonucu yere düşen kitaplarını toplamasına yardımcı olduğunuz ve o anda göz göze geldiğiniz kız da olabilirdi...

Ancak Tankurt'un aşkı nadir görülecek cinstendi.

Fenerbahçe'de futbol oyuncusu olan Tankurt, antrenmandan yorgun gelip kendisini koltuğuna attığında başladı her şey. Televizyonu açtığında karşısında gördüğü kadınla birkaç saniye kaldı öylece. İşte tam o an âşık oldu, Tankurt. Ve inanın söz konusu Eftalya olduğunda işi hiç kolay değildi...

 Ve inanın söz konusu Eftalya olduğunda işi hiç kolay değildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 31 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SPİKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin