Gönderilen testleri çözmek her zaman için zor olmuştur ama bu defa çok daha farklıydı.
Stres sadece zihnimi değil kalbimi hatta tüm vücudumu sarmıştı.
Geç başlamıştım çözmeye. Bir dakika bile gecikmemem gerekirken yarım saat gecikmiştim.
Yarım saat sadece kendimi yaşıyor gibi hissetmiştim. Ve şimdi bu his yüzünden cezalandırılacaktım.
En muhtaç olduğum his, ulaşılmaz olduğunu bir kez daha gösterdi yine. Ona attığım her adımda bir tokat gibi çarpacaktı yüzüme.
Kapıdan gelen o kilit sesleri...
Hangisi kulağı tırmalayıp geçerdi?
Kilidin sesi mi kalbimin mi?
Bir kez daha özür diledim o an. Bu kadar yorulmak zorunda olduğu için. Sonsuza dek etsem işe yarar mıydı ki? Özürler bu kadar yorgunluğu aşabilir miydi?
Adımlar git gide yaklaşırken tuttum nefesimi. Kendimi yaşamadığıma biraz daha inandırmak istedim. Ölüyken aldığım yaralar acıtmazdı ne de olsa. Yaşayan bir beden tadardı her acıyı. Hisler derinlik katardı biraz da yaralara.
Kapalı kapı sonuna kadar yüksek bir hız ile açıldığında hazırdım tamamen. Her şeye.
"Ne yapıyordun?"
Ağzından sinirle karışık çıkan sözcüklerin altında ezilmeyecek kadar hissizdim. Veya kendimi buna inandırıyordum belki de.
"Dinleniyordum."
Ne kadar da basitçe döküldü ağzımdan o kelime. Tam hislerini kaybetmiş birinin söyleyebileceği şekilde.
"Demek dinleniyordun... Yorgunluk ne biliyor musun da dinlenmeye ihtiyaç duyuyorsun? Yaptığın hiçbir şey yokken ne yorgunluğundan bahsediyorsun?"
"Yaptığım hiçbir şey yok mu?"
Yavaşça, sessizce, hissizce sorulan bir soru.
"Yaptığın tek şey şu masanın başına geçip ders çalışmak. Sen buna yorgunluk mu diyorsun? Ki onu bile beceremiyorsun."
"Beceremiyor muyum?"
Ders çalışmak, yorucu değildi. Bunu yorucu hâle getiren sensin.
Sen ve söylediğin her şey yorucu.
Okul yorucu, insanlar çok yorucu.
Üstümdeki tüm baskıya inat çalışmak yorucu.
Boğulmadan grilerin içinde öylece durmak yorucu.
Bağırdığım hâlde sesimi duyuramamak yorucu.
Hayat yorucu.
Ve benim yorulmak için hiçbir sebebim yok.
Yüksek adaletin için ölesiye teşekkür edeceğim.
"Yapacaksın, zorundasın. Bu gece uyku yok Seungmin. Yapabildiğini bana ispatlayacak ve göndereceğim bütün testleri çözeceksin. Yanlış istemiyorum. Tüm emeğimin çöpe gitmediğini göstereceksin bana."
Ve gidiş.
Emirlere itaat etmek zorunda olan bir köleden farkım ne?
Çaresizlik insanı yine başkaları tarafından oluşturulan kabuktan çıkmayı unutturacak kadar karışıktır.
Öylesine sıkılmış olmama rağmen hareket edememem bunu ispatlıyor.
Yine gelen bildirim sesleri, yeni cezama boyun eğmemin habercisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Bir Mucize |2min|
FanfictionUzaktan parlayan bir mavinin, yavaşça karanlığa gömülen gri ile olan etkileşimi.