Gökyüzü...
Ders masamda oturmuş hayata biraz daha küserken bana gülümseyerek bakıyor yine.
Karanlıktan simsiyah olmuş gözlerime inat tüm maviliği ile parlıyor. İmreniyorum ona, bazen şimşekler çakıyor, bazen bütün damlalarını kaybediyor büyük bir hışımla ama açıyor yine güneşi, geliyor rengi geri.
Ben bir kez kaybettim rengimi ve onunla birlikte gitti güneşim. Zihnimde şimşekler çakarken, gözlerimden firar ediyor yağmur taneciklerim.
Gri biraz da ondan geliyor olsa gerek. Bulutlar aldıklarında o rengi üzerlerine, kaçınılmaz bir son oluyor felaket.
Ve çalan o telefon.
Bazı kimseler büyük bir heyecanla bekler tek bir aramayı. Telefonun diğer ucundan gelecek ses için oluştururlar yüzlerindeki gülümsemeyi. Sevinç dolu seslerini verirler ve karşılıklarını alırlar.
Şanslıdırlar, çok şanslı.
Benim elim korkarak gidiyor telefona her defasında. Kulaklarım duyacakları için, gözlerim yine ve yine kırmızıya esir olacakları için çok korkuyorlar.
Kalbim ise üzülüyor. Bir felakete daha kurban gideceğimiz için.
"Efendim?"
Açmaktan başka çarem yoktu. Ben biraz çaresizdim. Biraz.
"Yenisini atıyorum, hemen başla. Yanlış istemiyorum Seungmin."
Ve kapanış.
Tek bir duygudan yoksun sesi kulaklarıma iliştiğinde içimin titrediğini hissettim.
Yaşlar yerlerini tekrar alırken yavaşça bilgisayara yöneldim ve bira daha mahvolurken gelecek parlatma çalışmalarına bir yenisini daha ekledim.
İsteğim doğrultusunda olmadan.
Ve bildirim.
Bildirim gelebileceğini o kadar unutmuşum ki kapatmak aklıma dahi gelmemiş.
Ben sanırım biraz da mecburum. İstemediğim her şeyi yapmaya.
Şu an yapmam gereken tek şey annemden gelen yeni testi çözmekken bu bildirimi görmüş olmak işimi çok zorlaştırıyordu.
Uzun zamandır içimdeki umut dolu ışığı yakan olmamıştı ve ilk ümidim olan kişiye bu yaptığım büyük bir saygısızlık gibi geliyordu.
Belki sonrasında işler daha beter bir hâl alacaktı ama en azından şimdiyi güzelleştirmek biraz olsun içimde bir yeşerti verirdi.
M
Bugün gökyüzü çok güzel.S
Haklısın. Gece attığı çığlıkları çoktan unutmuş gibi bir görüntüsü var.M
Yaşadıklarını anda bırakıp sabahına yansıtmamayı çok güzel başarıyor.S
Özeniyorum ona çok fazla.M
Gökyüzün olacağım.Unutturacağım sana bütün gecelerini. Sabahlarını güzelleştireceğim.
S
Sen benim için bunca şey yaparken ben ne yapacağım?M
Bak sadece bana ve konuş. Güzel cümlelerini duymak bana en büyük armağan.S
Hiç susmayacağım öyleyse. Hediyelere doyamayacaksın.M
Aramızdaki bu mesafe olmasaydı ne olurdu sanki? Mesela şu an sıkı sıkı sarılmak istiyorum sana ama yapamıyorum. Ne büyük acımasızlık.S
Ya olmasaydı bu mesafe? Yine konuşabilir miydik böyle? Bakar mıydın yanımdan geçip giderken yüzüme? Belki daha iyidir böyle.M
Ben eminim ki senin gibi güzel bir parçayı o zaman da kaçırmazdım. Bakardım yüzüne, bir daha da bırakmazdım peşini. Şu an olduğu gibi.S
Fazla eminsin.M
Zevklerim yer fark etmeksizin hep aynıdır.S
Hayat nasıl oldu da tüm nefretini üzerime kustuktan sonra böyle bir mucizeyi gönderdi üzerime? Bir hafta oldu belki ama ben hep bunu sorguladım.M
Seni bana nasıl gönderdiyse öyle.S
Mucize mi oldum şimdi de? Daha biraz önce armağandım.M
Sen sadece hediye değilsin. Mucize de.
Sen güzel olan her şeyin hatta hepsinden daha güzelsin.S
Hepsi ben olursam sana ne kalır?M
Sen kal yeter.Yani yazdıkların kalsın yeter. Sen de kalmış olacaksın onlarla beraber tabii.
Kal yani.
S
Teşekkürler gülümseme için.M
Asıl ben teşekkür ederim.S
Niçin?M
Bana karşı çiçekler açan gülümsemeni sergilediğin için.S
Gitmem gerekiyor, üzgünüm. Yazmaya çalışacağım.M
Bu kadar uzakken o kadar zor ki...
Gri çocuk reşit olduğum gibi yanına uçacağım.__________________________
Yazacak bir şey bulamıyorum buraya ama boşta bırakmak istemiyorum.
2min çok güzel.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Bir Mucize |2min|
FanfictionUzaktan parlayan bir mavinin, yavaşça karanlığa gömülen gri ile olan etkileşimi.