Tarih
2 Şubat 2010..
Bursa
Bugün Kar yağıyordu Her sabah olduğu gibi pars beni çağırmaya gelmişti, atkımı boynuma dolayıp hızlıca dışarı çıktım. Pars kapıda dikilmiş beni bekliyordu.Boynunda yeşil atkısı,Yeşil Beresi ve ellerinde benim ona aldığım kırmızı eldivenler vardı.
1 hafta sonra.
Uyanmıştım, Taşınma aşamasında olduğumuz için odam koli doluydu, açıkçası bu berbattı. Parsı 1 haftadır görmemiştim, ne olmuştu? Taşınacağımız için üzülüyor olmalıydı. bugün bu evde son günümdü,bu sokakta, bu şehirde. Annemin hazırladığı kahvaltı sofrasında ağzıma bişeyler attım, annemin arkamdan söylenmesini duymadan hızlıca botlarımı ve beremi giyip kendimi binadan dışarı attım, heryer bem beyazdı kar o kadar çok yağmıştı ki zor yürüyordum,parsların evine geldiğimde zile bastım,kimse çıkmadı şaşırmıştım
On dakika kadar bekledikten sonra eve geldim. Duşa girip çıktıktan sonra saate baktım çoktan on olmuştu üstümü değiştirip yattım. Aklım hala Parstaydı, Parsı düşünürken uyuya kalmıştım.
Sonraki gün
Uyandım, evde bi telaş vardı. Anem ordan oraya koşturuyor, babam ve abim Eşyaları kamyonete yüklüyorlardı odamda sadece yatağım kalmıştı akşam hazırlayıp yatağın üzerine koyduğum sarı kazağı üstüme geçirdim,altıma da onun takımı olan sarı eşofmanı giydim aşağı abimle babamın yanına indim aklıma Pars geldi, yukarı çıkıp montumu alıp koşarak dışarı çıktım Parsların evine geldim. Zili çaldım, Balkondan bir ses duydum,
Bu Parsın Sesiydi... günler sonra onun sesini duymuştum Beni Rahatlatmıştı çünkü günlerdir ona bişey oldu korkusuyla yaşıyordum "Pars" diyebildim sadece, beni görünce şaşırmıştı "montumu giyip geliyorum" Dedi Pars.
Bir kaç dakika sonra gelmişti, sokakta yürümeye başladık, Pars sokağın ortasında durdu geride kalmıştı, omzumun üzerinden ona baktım bir ağaca doğru yürüdü arkamı döndüm ona baktım, yerden bişey topluyordu, arkasını döndü gülümseyerek bana doğru yürüdü, "al" , eline baktım elinde 2 tane Kozalak tutuyordu, birini bana uzattı " Bu ne" dedim birden, Pars gülerek "neye benziyor bi bak bakalım" dedi "kozalağa" diyerek elinden bir tane kozalak aldım. Gülerek yola devam ettik, Pars yürürken Konuşuyordu "Eflin" dedi "siz taşınıyorsunuz ya, yani uzaklara bu kozalağı sakın yanında ayırma bende bunu ayırmayacağım. Bunlar ilerde bizi tekrar birleştirecek"
Hava kararmıştı, "Pars" Dedim "hı" dedi birden
"Hı mı" kıkırdadım, "He yani, efendim" kafası karışmıştı ne düşünüyordu? Her neyse "hava karardı ben artık eve gideyim, gece yola çıkacağız zaten" Pars üzülerek " peki" dedi " bizim eve uğramayı unutma olur mu?"
"Unutamam ki" onu unutmak mümkün değildi
Parsa sarılıp eve gittim. Abimler beni bekliyormuş Arabaya bindik, Parsların evine uğradık Parsla ve ailesi ıle vedalaştıktan sonra yola çıktık Bursa Antalya arası bıraz uzaktı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kozalak
Teen FictionÇok yakın olduğu çocukluk arkadaşıyla babasının işi yüzünden ayrılmak zorunda olan Eflin, arkadaşının ona vermiş olduğu kozalaktan hiçbir zaman ayrılmaz. İkisi için sembolik hâle gelen kozalak artık ikisinin de vazgeçilmezi olmuştur. İkisi de büyür...