Yeniden

23 3 1
                                    

1 hafta sonra
Artık tamamen bursaya yerleşmiştik doğup büyüdüğüm şehre geri gelmiştim içimde kelebekler uçuşuyordu sanki,dolabımı düzenlerken babam odama geldi Çok şık olmuştu "Eflin kızım" ağzım açık kalmış babama bakıyordum onu ilk kez bu kadar şık görüyordum " baba hayırdır angelina Jolie ile yemeğe mi çıkıyorsun" diyerek kahkaha attım Babamda bana eşlik ettikten sonra " en şık elbiselerini giyin bu gün şirketimizi kurtaran şirketin sahibi ile yemeğe gidiyoruz" oha der gibi babama baktım " 1 saatin var küçük hanım" yanağımdan makas alarak odadan çıktı babam çıkar çıkmaz elbiselerimi kurcalamaya başladım yeşil bir elbise buldum bu annemindi annem zamanla kilo aldığı için bana vermişti elbiseyi hemen denedim derin bir sırt dekoltesi vardı çok olmasada göğüs dekoltesi de vardı omzumda Ki kozalak dövmesi görünüyordu çok şık bir göz makyajı yaptım saçlarımı yandan yarım topladım gerçekten harika görünüyordum aynada kendime bakarken kendime neredeyse aşık olacaktım gümüş yüzükler ve kolyeler takacaktım bu takıları ararken takı kutum yere düştü "hay! Tam zamanıydı şimdi" diye söylenerek takılarımı toplarken Parsın bana küçükken doğum günümde aldığı yüzüğü buldum onuda takarak takı kutumu öylece bıraktım abim ve babam merdivenin önünde beni bekliyordu Beni ilk
Gören abimdi "oha! Baba bu kim lan" diyip kendine Tokat attı abim lacivert ama çok koyu bir lacivert takım elbise gitmişti saçlarını yana atmıştı sonradan beni babamda gördü " benim prensesim ne kadar güzel olmuş" diyerek saçımdan öptü tam abimde sarılacakken durdu "noldu abi" dedim " Eflin abicim annem gibi kokuyorsun.." anlamıştı " evet abi onun kokusundan sürdüm" arabaya bindiğimizde ilk okuldan arkadaşım doğa'nın mesaj attığını gördüm
"Kızım oha nereye gidiyorsunuz bakkaldan dönerken gördüm ne bu şıklık" istemsizce sırıttım
"Teşekkür ederim canım, babamın iş yemeği var oraya gidiyoruz sahi beni gördüysen neden gelmedin lan yanıma" yazıp gönderdim doğa hemen gördü
"Kızım yanına ördekli pijama takımım ve iki ekmekle nasıl geleyim rezillik!" kıkırdayarak telefonu kapattım. cama döndüğümüzde Geldiğimizi fark edip telefonumu çantama koydum içimde bir his vardı garip bir hi. arabanın kapısını restoranın çalışanları açtı arabayı alıp otoparka götürdüler içeri girdiğimizde kapıda ki adam ismimizi sordu
"Erdal Atay, rezervasyonumuz var" çalışan gülümseyerek "buyrun efendim şu masa" diyerek ilerdeki cam kenarı bir masayı gösterdi masada 55-56 yaşlarında bir adam elini bize doğru sallıyordu masada bir kişi daha vardı.. fakat arkası dönüktü
Masaya ilerledik "hoş geldiniz sizi görmek bir onur"
Dedi o adam babamla ve abimle el sıkıştı onlar o adamla tanışmış olmalıydı ki el sıkışıp oturdular
Adama elimi uzattım karşılık verdi
"Efkan Kaya" isim çok tanıdıktı
"Eflin Akzel" gülümsedim Efkan oturdu tam bende oturacakken arkası dönük olan çocuk kalktı
"Ah biz tanışmadık sohbete dalmışım çok pardon diyerek elini uzattı" elimi uzatarak "eflin Akzel" dedim tekrar çocuk gülümsedi elimi hafifçe öperek
"Pars Kaya" dedi.
Dünya durdu gezegenler durdu evren durdu Pars kaya dedi Pars kaya Pars kaya Pars kaya şaşkınlıkla Parsa bakıyordum ama o sadece gülümsüyordu 5 dakika kadar bakıştıktan sonra pars oturdu ve babamlarla sohbete daldı beni hatırlamamış mıydı. bende oturdum yemek yiyip sohbet ederken Parsa dönüp baktığım da elini çenesine koymuş sırıtarak beni izliyordu ona baktığımı görünce göz kırptı heyecanla gözlerimi kaçırdım sonra tekrar Parsa döndüm gözü kozalak dövmemdeydi ,masanın altından sadece benim görebileceğim şekilde siyah gömleğinin kolunu yukarı sıyırdı ve kozalak dövmesini gösterdi kozalağın yanındaysa 'E' harfi vardı kaşlarımı çatarak parsa döndüm tekrar göz kırptı ve yemeğini yemeye devam etti 1-2 saat geçti yemeklerimizi yedikten sonra restorandan çıktık valenin arabamızı getirmesini bekledik arabaya bindikten yaklaşık 10-15 dakika sonra babam bir anda" eflin süprizimi beğendin mi" dedi gülerek "ne süprizi baba" diyebildim sadece "Pars Süprizini küçük hanım" öylece donmuş babama bakıyordum o sohbetten sonra yol boyu arabada kimsenin çıtı çıkmadı eve geldiğimizde hızlıca duşa girdim çıktığımda babam uyumuş abimde odasında dizi izliyordu abimin odasına uğrayıp "abi ben çıktım gireceksen gir banyoya" abim diziye odaklanmıştı beni duymadı sadece eliyle kapıyı kapat işareti yaptı kapıyı kapatıp odama gittim kedilerin hepsi farklı yerlerde uyumuştu üstüme kırmızı pijama takımımı giyip saçımın havlusunu değiştirdim çantamdan kulaklığımı alırken yere bi kağıt düştü "bune ne şimdi" diyerek eğilip kağıdı aldım kağıtta
Pars Kaya **********
Kaya şirketi yazıyordu bir anlık Sevinçle "Oha!" Diye bağırdım abim sesimi duyup yan odadan bağırdı "noldu lan gerizekalı ne bağırıyorsun" hiiç diyerek abimi geçiştirdim hemen numarayı rehberime kaydettim hemen mesaj attım
"Selam Pars ben Eflin" kalbim yerinden çıkacaktı
Pars anında mesajı gördü
Yazıyor...
"Allahım Pars Kaya yazıyor! Çocukluk aşkım olan pars kaya,Ne diyorum lan ben ben kendi kendime sinirlenirken Pars yazdı.
"Selam eflin, görüşmeyeli güzelliğin ikiye katlanmış" Sırıttım.
"Teşekkür ederim pars:) " uzun süre sonra parsla konuşmak çok garip hissettirdi.
Parsla 2-3 saat daha konuştuktan sonra pars beklediğim soruyu sordu
"Eflin'im"
"Efendim Pars"
"Kozalak"
"Ne olmuş kozalağa Pars"
"Onu, saklıyor musun?" Yataktan fırladım,makyaj masamın üzerinde duran kozalağı aldım ve fotoğrafını çekip Parsa attım
"Fotoğraf"* Pars bana fotoğraf attı! Heyecanla fotoğrafa tıkladım kozalakla birlikte poz vermişti İnstagram fenomenleri gibi dudağını büzmüştü
Kahkaha attım tam o ara pars tekrar yazdı
"Ee böyle olmadı sen sadece kozalağı atmışsın hani bakim sana"
"Eee şey sonra atarım çünkü şuan gözlerim falan çok şiş"
"Eflin" Bir anda yataktan doğruldum ne olmuştu niye bir anda eflin demişti gergin bir şekilde cevap yazdım
"Efendim Pars?"
"Aşağı in" ha dedim bir anda telefona bakarak "ne diyo bu çocuk ya"
"Ekrana boş boş bırakmayı bırak güzelim aşağı in dondum burda" pars gelmişti yataktan fırladım aynanın karşısına geçtim saçlarımı taradım dudağıma hafif pembe bir ruj sürdüm odadan sessizce çıktım abimin odasının kapısına kulağımı yasladım çıt yoktu sessizce aşağı indim ses yapar diye montumu bile almadım kapıyı açtım daha sonra kapıyı Aralık bıraktım ki tekrar açmaya uğraşmayayım Sokağın ilerisinde onu gördüm Parsı.. arabaya yaslanmış sigara içiyordu soğuktan bem beyaz olmuş yüzü çok çekici görünüyordu Ona doğru biraz yaklaştım fakat fark etmedi "Pars" dedim pars kafasını kaldırıp bana baktı gülümsedi koşarak ona sarıldım, sımsıkı sarıldım 14 yılın özlemi bir anda silindi sanki "Pars" diyebildim sadece pars bana daha sıkı sarıldı Sarılmayı bıraktıktan sonra soğuk olduğu için arabaya geçtik pars elimi tuttu avucumun içini öptü "çok özledim, eflin" parmaklarımı öptü "her zerreni çok özledim eflin'im" ardından saçlarımı öptü "seni çok aradım ama asla bulamadım" "bende Pars" dedim ardından pars dudaklarıma eğildi " biliyor musun, seni öpmek en büyük hayalimdi eflin" dedi ve dudakları dudaklarımı buldu gözümden bir yaş süzüldü
Dudaklarını çektiğinde " seni zor buldum eflin'im, ve asla bırakmayacağım" seni asla bırakmayacağım Eflinim bu sözleri hafızama kaydettim.
"Pars ben gideyim artık abim uyanınca beni görmezse delirir" Dedim
" peki" dedi üzgün bir ses tonuyla Parsın yanağına minik bir öpücük kondurduktan sonra arabadan tam inerken pars kolumu tuttu
"Ne oldu pars" diyerek Parsa Döndüm Arka koltuğa uzandı bir poşet aldı,bana uzattı
"Bune pars"
Pars güldü, ve ben ona bir kere daha aşık oldum.
"Kızım baksana içine sormak yerine" çok Zeki bişey bu çocuk. Poşeti açtığımda şok oldum, küçükken beraber yendiğimiz tüm aburcuburlar vardı Parsın boynuna sarıldım "pars Teşekkür ederim bunları nerden buldun!"
"Teşekkür edişini yerim ben bulurum." Diyince Ağlamamak için zor durdum arabanın kapısını kapatıp eve doğru koşar adımlarla yürüdüm eve girdim kapıyı çok sessiz bir şekilde kapattım arkamı döndüğüm gibi abimle göz göze geldik,
"Aa abi sen uyumadın mı?" Kekeliyordum korkudan görmemiş olsun nolur görmemiş olsun
"Gel lan buraya" diyip abim bana sarıldı sonra kolunu omzuma atıp mutfağa doğru yürürken
"Nasıl baktın lan o zibidiye" abimin kafasına vurup
"Ya abi zibidi demesene çocuğa" abim kaşlarını çattı sonra güldü. "Belliydi küçüklükten beri o zibidinin sana yavşadığı" abimi duymamazlıktan gelip kahve yapmaya başladım abimse parsın aldığı aburcuburları kurcalıyordu
"Yiyebilir miyim kız" dedi abim
"Ya abi bu nasıl soru tabiki yiyebilirsin" abim elindeki çikolatalardan birini bana fırlattı 1-2 saat geçti balkona geçtik abim sigara içiyor bense dışarıyı seyrediyorum, "abi çok uykum geldi ben yatıyorum"
Abim kafasını tamam anlamında aşağı yukarı salladı
Odama gidip yatağa uzandım telefonumu elime aldığım da Parsın yazmadığını gördüm, ama ben yinede ona iyi geceler yazmak istedim "İyi geceler pars, Seni Seviyorum" gülümseyerek telefonu kapattım ve uykuya daldım

KozalakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin