Tarih
Günümüz
(Eflinin anlatımıyla)
Bu gün 16 Şubat, annem öleli tam 14 yıl oldu
Alışamıyor insan, 14 yıldır evde bir boşluk vardı.
Abimle annemin mezarına gitmek için hazırlandım, üstüme siyah bir kazak giydim, Altıma elime ilk gelen kot pantolonu geçirdim, abim beni arabada bekliyordu askılıktan deri montumu alıp dışarı çıktım kar yağıyordu arabaya bindiğimde abim "şükür hazırlanmışız dedi" güldüm ve önüme döndüm,kendimde bi boşluk hissettim çantamı kontrol etmek için açtığımda kozalağımı unuttuğumu fark ettim, ilk kez onsuz dışarı çıkmıştım abimi eve döndüremezdim böyle şeyleri saçma buluyordu, yol boyu annemin en sevdiği Şarkıyı dinledik, mezarlığa yaklaştığımızda mezarlığın yanındaki çiçekçiden mor sümbüller aldık. Abim adamla pazarlık yapmaya çalışıyordu ben arabada gülerek onları izliyordum 5-10 dakika kadar daha gittikten sonra mezarlığa geldik, sümbülleri Annemin mezar taşının yanına koydum gözlerim anında dolmuştu tam ağlayacakken sanki annemin sesini duymuştum "ben burdayım seni bırakmadım" dedi sanki Etrafıma baktım abım yere oturmuş gözleri sadece Yıldız Akzel yazısında geziyordu, "Abi" Dedim abim bana döndü konuşmadan kafasıyla efendim işareti yaptı
"Oda bizi özlüyor mudur" abim kaşlarını çattı "Annem"abım gülümsemeye çalıştı " özlemez mi tabiki özlüyordur" dedi yarım saat kadar annemin mezarının yanında durduktan sonra "hadi gidelim" dedim abimin omzuna hafifçe vurarak, abım kafasını olur anlamında aşağı yukarı salladı tam arabaya binmiştik kafamı son kez annemin mezarına bakmak için çevirdiğimde mezarın yanında birisi oturuyordu " yemek yemeye gidelim mi" dedi abim dediği şeyi duymazdan gelerek hızla arabadan çıkıp mezara koştum kadın yoktu korkmuştum arabaya geri koştuğumda abim arabadan çıkmış sigarasını içiyordu abimi kolundan tutup çekmeye çalıştım tamamen saçmalıktı abim iri yarı bişeydi ve onu çekmem imkansızı sadece onu sarsmıştım "dur be kızım ne gördün gene" diyerek kolunu kurtardı ve önden önden hızlı adımlarla yürüdü mezarın önünde durduk "ne oldu yani" dedi abim aradan 10 dakika geçmişti abim beni zorla arabaya bindirmiş avmye götürüyordu avmye geldiğimizde arabayı otoparka bıraktık yemeğimizi yemeye üst kata çıktık yedikten sonra abim "istersen alışveriş yap biraz iyi gelir" kafamı ıkı yana salladım bu hayır anlamına geliyordu avmden çıktık arabayı almaya otoparka indikten sonra eve doğru yola çıktık yolda babamı ne zamandır görmediğimi fark ettim umursamadım her zamanki haliydi sürekli çıkıp 1 hafta bazen 1 ay gelmediği oluyordu. Antalya çok karışıktı Kaç yıldır Antalya'dayım fakat hala bazı yolları karıştırıyorum
Aklıma gene Pars geldi bu aralar onu çok düşünüyordum bir sayfada okumuştum bir kişi aklına çok sık geliyorsa oda seni düşünüyor ve ya özlüyordur umudunu kaybetme. Yolda giderken saate baktım 20.16 eve gelmiştik odama çıkıp üstüme pijamalarımı gıydım saçımı gelişi güzel yaptım uykum yoktu biraz müzik Dinledim dinlerken uyuya kalmıştım.
Uyandığım da evde hiç ses yoktu şaşırdım çünkü abim genelde sabahın köründe bangır bangır müzik çalardı ama bu sabah çalmıyordu yataktan kalkıp Hırkamı giydim merdivenden inerken babamla abimin konuşmalarını duydum, durdum açıkçası bu kadar sessiz konuştuklarına göre önemli bir şeydi mutfakta konuşuyorlardı merdivenden onları duyabiliyordum Tam bir basamak daha inip daha çok yakınlaşmak istersen bişey oldu ve ayağım burkuldu paldır küldür aşağı yuvarlandığımda abimin ayakkabısı ile bakışıyordum abime babam sesleri duyunca hemen yanıma koştular bir yandan gülüyor bir yandan da dizimi ovalıyordum abim kahkahalara boğulmuştu babam beni çoktan kucaklamış ve koltuğa oturtmuştu, gülmesin diye minderleri abime fırlatıyordum ama her seferinde ıskalıyordum en sonunda sinirlenip önüme döndüm sonradan abime tekrar dönüp "Ne mal mal bakıyorsun git buz getir" diye bağırdım ve bu sefer koltuğun minderini fırlattım ama gene abime gelmemişti abim kahkaha ata ata buz almaya gitti babam dizimde kırık çıkık var mı diye bakıyordu abim elinde buzla kıvırta kıvırta geliyordu kendi kendime "lanet olsun bu benim abim olamaz diyerek elimle yüzümü kapattım abim utandığımı anlamış olmalı ki babama buzu verirken yanağımdan makas alıp " noldu güzelim abinden mi utandın" oflayarak abime baktım "utan utan" diyerek daha çok kıvırtan abimi görünce tam küfür edecekken babam devreye girdi "salak salak haraketler yapıp benim asabımı bozma otur şuraya adam gibi" diyerek abimi susturdu bu sefer ben kahkaha atıyordum abim boynu bükük oturmuş dudağını da büzmüştü ona bakınca daha da çok kahkaha attım. Aradan 1 saat geçmişti abim odasında babamda sürekli mutfakta telefonla konuşuyordu ara sıra yanıma gelip nasıl olduğumu soruyor iyiysem gidiyordu 10 dakika sonra tekrar geldi
"Eflin kızım doktorumuz Ersin bey akşam 8-9 gibi gelecek ben baktım ama emin olamadım ayağında kırık çıkık var mı diye birde o baksın olur mu?"
"Olur baba sıkıntı yok" diyerek başımın altındaki minderi düzelttim, babam tam gidecekken tekrar seslendim
"Baba" babam arkasını dönüp ne olduğunu anlamaya çalıştı "beni odama çıkartır mısın hiç rahat değil bu koltuk" babam kafasını aşağı yukarı salladı ve beni yavaşça kucağına alıp yukarı çıkarttı Ayağımın üstüne basamıyordum yatağa yavaşça bıraktıktan sonra " bişey olursa abine seslen ben dışarı çıkacağım" diyerek gitti tamam dememe bile fırsat vermemişti, her neyse çok önemli değildi Ayağımın ağrısından bir sağa bir sola döne döne uyumuşum.
Saat 18.30 da tekrar uyandım ayağımın ağrısı biraz geçmişti evde kimse yoktu abim sporda babamda şirkete gitmişti büyük ihtimalle zar zor çalışma masasının üstünden telefonumu aldım ilk önce babamı aradım açmadı, sonra abimi aradım oda açmadı ama sesli mesaj atmıştı
"Eflin ben spordayım şarj makinemi evde unutmuşum ben gelene kadar sakın kımıldama!" Diye bağırıyordu güldüm, arkadaşım doğayı aradım
"Alo doğa" ses çok gıcırtılıydı
"Eflin bişey mi oldu" dedi arkadan çocuk gülme sesleri geliyordu parkta olmalıydı
"Ben ayağımı burktum abimle babamda evde değil bana yiyecek bir şeyler getirme şansın var mı?"
"Eflin çok isterdim fakat şuan cemreyle lunaparktayız özür dilerim bu seferlik affeder misin"
"Tabiki sıkıntı yok iyi eğlenceler! Benim yerime de eğlenin olur mu?" Diyerek güldüm
Cemrenin sesi duyuldu " eğleniriz Eflin abla ama lütfen bir dahakine seninle gelelim seni seviyorum!"
Telefon kapandı şarjım bitmişti şarj aletini alıp prize taktım allahtan priz yatağımın yanındaydı biraz daha kestirsem ne olabilir diyerek uyuyacaktım fakat çok acıkmıştım abim 20.00 da gelirdi babamın ne zaman geleceği belli bile değildi telefonum açılır açılmaz kendime yemek söyledim Allah'a şükür odamın penceresi sokağa bakıyordu bir süre sonra motor kornası sesi duydum cama yavaş yavaş yaklaştım ve adama "abi! Yukarı gönderme şansın var mı"dedim
Adam etrafına bakındı bu adam harbi salak diye söylenip " abicim yukarı bak yukarı!" Adam hele şükür beni duydu aşağı babaannemin yaptığı sepeti salladım içine parayı koydum yemeğime kavuşmuştum camı kapatım yatağıma oturdum tam yiyecekken babam aradı Zamanlaman harika baba dedim kendi kendime "efendim baba" dedim mutlu gözükmeye çalışıyordum "ne yapıyorsun prensesim"
Prensesim mi? Garipti babam böyle cümleler kurmazdı "yemek yiyordum baba tabii aramasaydın"
"Ah güzelim özür dilerim Ersin bey biraz erken gelecekmiş onun için aradım" kahretsin o adamı gram sevmiyordum ofladım "umarım abim gelince gelir baba yoksa içeri almam" diyip telefonu kapattım. 1 saat falan geçmişti Müzik dinleyip Wattpadda geziyordum harika bir sayfa buldum onu okumaya başladım kapı çaldı içimden umarım abimdir diye geçirdim cama doğru yavaşça yürüdüm
Gelen abimdi kendi anahtarımı camdan ona attım ayağım aşağı inemeyecek kadar şişmişti yatağa geri oturdum abimin yanıma gelmesini bekledim fakat abim birisi ile konuşa konuşa geliyordu kapım tıklandı "gel" diyerek bilgisayarıma kafamı geri çevirdim Ersin beyle gelmişti abim baş ucumda durmuş saçlarımı seviyordu Ersin beyse bacağımı kontrol ediyordu sessizliği bozan Ersin bey oldu,
"Kırık yada çıkık yok gençler ufak bir burkulma fakat biraz üstüne basmamalısın küçük hanım" teşekkür ettiğimde abimle birlikte odamdan çıktılar çıktıkları gibi uyuya kalmışım...
abim tekme atarak kapıyı açtı bi anlık korkuyla uyandım uyandığım gibi çığlık attım abimde çığlık attı "Ya abi! Hadi ben korktum sen niye çığlık atıyorsun" Abim çok mantıklı bir cevap verdi
"Sen çığlık Atınca attım gerizekalı!"
"Ne var niye geldin" diyip Ayağa kalkmaya çalıştım ama başaramadım elinde 2 tabak tutuyordu merakla tabaklara baktım abim baktığımı görünce tabakları yukarı kaldırdı Bağrarak "göster şunları ne onlar yemek mi ne"
Abim sinirle karışık şakayla " ya ne meraklısın pasta getirmiştim al zıkkımlan" tabağı elime tutuşturdu kapıyı çarpıp çıktı "kapıma bir daha sakın öyle davranma" diye arkasından bağırdım
"Söylenme" diyerek karşılık verdi. pastamı yemeye devam ettim tabağı masada bırakıp yatağa ayağımın üzerine çok basmadan yürüdüm karnımın şişliğiyle uyumuşum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kozalak
Teen FictionÇok yakın olduğu çocukluk arkadaşıyla babasının işi yüzünden ayrılmak zorunda olan Eflin, arkadaşının ona vermiş olduğu kozalaktan hiçbir zaman ayrılmaz. İkisi için sembolik hâle gelen kozalak artık ikisinin de vazgeçilmezi olmuştur. İkisi de büyür...