Gece boyu hiç uyuyamamıştım doğa tekmeleyip durmuştu en sonunda kalkıp onun yatağına yattım ordada toplasan 3 bilemedin 2 saat falan uyumuşumdur telefonumun çalmasıyla uyandığımda Güçlükle ekrana baktım babam arıyordu öfleyerek telefonu kucağıma götürdüm
"Efendim baba"
"Eflin uyandırdım sanırım kızım ama şirkete gelmen gerek tam aradığın gibi bir iş buldum" bir anda yataktan fırladım
"Ee nasıl bir iş baba" odanın içinde deli gibi dönüyordum Babam "Detayları şirkette konuşuruz" diyerek telefonu kapattı.
Hemen zorla da doğayı uyandırdım, bu gün zaten uçağı vardı saate bakıp telefonu yatağa fırlattım
Sekiz buçuktu babam saat vermemişti ama ban sanki şirket ayaklanıp kaçacakmış gibi hazırlanıyordum dolabımı açtım siyah uzun kollu dar bir tişört aldım onu giyip eteklerimin olduğu kısmı açtım bu tişörte uygun bir etek bulamadım tişörtümü çıkartıp yatağa fırlattım geçen sene abimin doğum günümde hediye olarak aldığı siyah elbiseyi giydim bacak kısmında yırtmacı vardı, dar bir elbiseydi doğa çoktan uyanmış duvarı izliyordu çanta olarak siyah deri bir çanta aldım saçlarımı arkaya doğru vaksladım ve güzel bir topuz yaptım güneş gözlüğümü çantama atıp tuvalete indim sadece göz altlarıma kapatıcı sürdüm arkasından rimel sürerek makyajımı tamamladım tam banyodan çıkarken aklıma dudağım geldi kahve tonlarında bir dudak kalemi alıp hızla dudaklarıma çerçeve yaptım üst kata çantamı almaya ve doğaya bakmaya çıktığımda doğanın çoktan giyinmiş saçlarını yapmaya geçmiş olduğunu gördüm
"Lan ne ara kalktın ne ara kombin yaptında giyindin" doğa bana bakıp sırıttı
"Ee bizde boş değiliz eflin hanım" göz kırpıp ayağa kalktı kot şort ,üstüne siyah crop ve onun üstüne de gömlek giymişti parsı aramak içi telefonu elime aldığımda babamın tekrar aradığını gördüm
"Heh baba tam çıkıyordum doğayı havalimanına bırakıp geleceğim"
"Tamam biraz hızlı ol eflin saat geçiyor" telefonu kapatıp çantama attım doğa çoktan aşağı inmiş ayakkabılarını giyiyordu
"Kızım yuh valizi ne ara indirdin"
"Geceden indirmiştim sabah uğraşmayayım diye"
"Lan,neyse" askılıktan yarım deri ceketimi alarak botlarımı ayağıma geçirdim tam çıkarken inci geldi
"Aa eflin hanım gidiyor musunuz"
"Evet inci neden, ayrıca lütfen eflin de aramızda pek yaş farkı yok"
"Kahvaltı hazırlamıştım da onun için sordum, artık abine kısmetmiş"
"Beraber karşılıklı yersiniz işte" inciye göz kırptım
"Ya eflin hanım, kolay gelsin görüşürüz" arkasına dönüp bana bakmadan mutfağa koştu
abim bu kadar sese uyanmamıştı kapıdan çıktığımız da doğaya dönüp
"Kız biz ne ile gidicez" derken ellerimi belime koydum, doğa "şu babanın arabası değil mi" diyip evin karşısında ki arabayı gösterdi
"Aa hakikaten de babamın arabası, dur babamı arayayım" çantamdan telefonumu alıp babamı aradım "baba senin arabanın burda ne işi var ve sen sabah ne ile gittin?" Babamın güldüğünü duydum
"Kızım bir nefes, al Ben şirketten birini çağırdım geldi beni aldı, arabayı da sabah gel diye sana bıraktım ve ayrıca arabanın anahtarını girişteki komidinin üstüne koymuştum onu görmedin mi"
Telefonu babamın yüzüne kapatıp çantaya attım
Eve dönüp zile bastım inci kapıyı açtı
"Aa eflin hanım"
Aceleci bir ses tonuyla "İnci bana şu komidimin üstündeki anahtarı verir misin" parmağımla komidini gösteriyordum, inci arkasını dönüp anahtarı aldı "buyrun" elinden anahtarı alıp kafamla teşekkür ederim hareketi yaptım Arabaya giderken arkamı dönüp "Doğa hayatım sen kalıyorsun heralde" güldüm doğa koşarak arabanın yanına geldi ben şöför koltuğuna binip bagajı açtım doğanın eşyalarını bagaja koymasını beklerken müzik açtım
Sezen Aksu kaybolan yıllar açıldı
"Dönüşü yok,beraberce karar verdik ayrılmaya"
"Alışmalı arkadaşça yolları ayırmaya"
"Şimdi artık göz yaşları gereksiz akmamalı"
"Alışmalı kendi yaramızı kendimiz sarmaya"
"Şimdi artık kelimeler yetersiz,anlamı yok"
"Yitirmişiz anılarla beraber,faydası yok"
"Gel bunları bırakalım artık bir tarafa"
"Gerçeği görmeliyiz dostum başka çaresi yok"
Şarkının Tam sevdiğim kısmı geldiğinde sesi fullemek istedim ama bir anda reklam girdi sinirle radyoyu kapattım başımı kaldırdığımda doğa yanımda oturuyordu
"Aaaaa" diye çığlık atmaya başladım doğada benle birlikte çığlık atınca durdum
"Kızım niye ses vermiyorsun ödüm bokuma karıştı burda ya" diye sinirle söylenirken bagajı kapattım
"Lan dalmıştın kaç kez eflin desem de duymadın bende bekledim" arabayı çalıştırdığımda doğa fotoğraf çekiyordu "of ya bir güzel çıkamıyorum"
Yola bakarken bir yandan da doğaya "sen her halinle güzelsin bebeğim" dedim, doğa "teşekkür ederim" dedi ve radyodan müzik açıp fotoğraf çekmeye devam etti, "ay bu çok güzel oldu acaba pars da bunu beğenir mi" mırıldandı, radyonun sesini kısıp doğaya "bişey mi dedin hayatım" dedim,doğa kekeledi "y-yok" havalimanına vardığımızda arabayı park edip uçağın olduğu yere gittik doğa'nın gözleri doldu "ağlarsan geri dönerim" dedim gülümsemeye çalışarak, doğa gözlerini silip bana sarıldı "teşekkür ederim eflin" diyip daha sıkı sarıldı
"Kızım doğru düzgün gezemedik bile ne teşekkürü"
"Olsun, seni seviyorum eflin görüşürüz"
"Yine gel!" Diye gel diye bağırdım doğa merdivenleri çıkarken uçak havalanana kadar bekledim sonra telefonumu çıkartıp parsı aradım bir yandanda içeri yürüyordum
"Alo efendim hayatım" hayatım mı dedi o?
"Aa hayatın ben mi oluyorum"
"Tabiki sen oluyorsun güzelim, ne yapıyorsun bakalım" arabanın kapısını açtım
"bir dakika sevgilim" Sevgilim mi dedim lan ben has-
Parsın güldüğünü işittim
"Heh diyerek geldiğimi parsa belli ettim"
"Soruma cevap ver bakalım hayatım."
"Ee doğayı uçağa bindirdim şimdi şirkete babamın yanına gidiyorum" telefonu telefon tutucusuna sabitleyip arabayı çalıştırdım
"Güzelmiş, ne yapacaksın şirkette bakim"
"Babam bana iş bulmuş görüşmeye gidiyorum"
"Vay baban sana iş bulmuş, iş görüşmesi için babanla görüşmeye gidiyorsun" güldüm
"E birazcık öyle oldu" parsta güldü,tam sağ şerite geçerken bir araba beni solladı ve yavaş yavaş arabaya yaklaştı camı açtığında şoka uğradım bu parstı! Telefona eğilip "ne kadar korktum senin haberin var mı!" Diye haykırdım,parsın kahkahaları yankı yapıyordu telefonu yüzüne kapattım ve gaza bastım bu parsı eğlendirdi beni geçti güneş gözlüğümü takıp bende gaza bastım parsın yanından vız diye geçerken ona orta parmağımı gösterdim nihayet şirkete vardım arabayı valeye bırakıp babamın yanına çıktım pars neredeydi arkamdan gelmemişti babamın odasının önüne geldiğimde kapıya tıklattım babamın "gel" sesini duyunca kafamı içeri eğdim babam beni görünce ayağa fırlayıp kapıya geldi sarıldıktan sonra oturduk
"hoş geldin güzel kızım bişey içer misin"
"Bol şekerli bir Türk kahvesi alırım babaçii." Diyerek kıkırdadım
"Yav kızım babaçi ne ya küçüklükten beri tutmuşsun babaçi babaçi Baba baba hani bilmiyorsan söyliyeyim,hay allahım ya" babam birine telefon açtı
"Odaya bol şekerli Türk kahvesi ve açık bir çay getirir misiniz, sağolun"
Etrafa baktım, odaya baktım eğer Pars'ın babası olmasaydı bu şirket olmayacaktı
Babam telefonu kapattığında heyecanla sordum "Baba, parsın babası yani Efkan kaya seni nasıl buldu?" Babam derin bir iç çekerek anlatmaya başladı
"Şirketin hali o kadar kötüydü ki her şehre gitmeye razıydım,hatta her ülkeye bursaya da kaydımı bıraktım Efkan Bey Soy ismimizden tanımış, numaramı bir şekilde bulmuş ve beni aramış ordan konuşarak sözleşmeyi kabul edebileceğini söyledi ve
Bizde bursaya ait olduğumuz yere tekrar taşındık."
Efkan Kaya sayesinde şirket kurtulmuştu şaka gibiydi ben bunları düşünürken kapı tıklandı ben kahve ve çay geldi sandım ancak içeri 50-51 yaşlarında bir adam girdi orta boylardaydı babam ayağa kalkıp adamla tokalaştı
"Kızım Eflin, Eflin Akzel" diyerek babam beni gösterdi bende yavaşça ayağa kalktım ve adamla tokalaştım
"Merhaba eflin hanım,ben Murat şirketin ortaklarındanım"
"Merhaba" diyip gülümseyerek yerime oturdum babamla Murat abi koltuklara oturduktan sonra doğayı aradım
"Güzelim indin mi Antalya'ya"
"Evet şükür şimdi taksi bekliyorum durakta şansıma taksi kalmamış"
"Olsun inmişsin ona şükür"
"Evet evet cidden, ah eflin taksi geldi kuzum ben seni eve gidince ararım öptüm"
"Öptüm!" Telefon kapandı
Babam yanına beni çağırdı
"Eflin kızım gel"
Elbisemi düzelterek babamın yanına oturdum
"Evet baba?"
Babam Murat beyi göstererek "yeni patronun, yani kabul edersen"
Murat bey hemen atladı "kabul edersen benim asistanım olacaksınız küçük hanım"
Sahte bir gülümsemeyle "Eflin Hanım" diyerek düzeltme yaptım
1-2 saat babam ben ve Murat bey iş hakkında konuştuktan sonra Murat bey
"Pazartesi gelip başlayabilirsiniz Eflin hanım"
İkisiyle de el sıkıştıktan sonra montum ve çantamı alıp odadan çıktım tabii ki hemen Parsı aradım
Çaldı çaldı ve telefon açıldı
"Pars hemen işi gücü Bırak atacağım konuma gel" diyip telefonu çocuğun yüzüne kapattım, arabayı alıp şirketin yakınlarında ki cafeye gittim ve hemen parsa konum attım 20-25 dakika sonra geldi masaya yaklaştığında ayağa kalkıp ona sarıldım
"Hoş geldin hadi otur, anlatacaklarımı duyunca şoke olacaksın babamın yanına gidicem bana iş buldum demiştim ya" pars elini çenesine koymuş aynı o gün yemekteki gibi beni izliyordu "ya pars!" Ellerimle yüzümü kapatıp "böyle bakarsan konuşamam" pars ellerimi tuttu yüzümden çekti iki elimide sım sıkı tutuyordu
"Anlat bakalım Birtanem"
"İşte sonra babam beni ortaklarından birinin asistanı yapmış yani bana sordu tabii ki de"
"Aslan Karım Benim aferin" diyerek ellerimi öptü
Gülümseyip saçını sevdim
"Öyle işte" diyip ellerimi parstan kurtarıp çeneme koydum, parsı izlemeye başladım oda bana bakarken telefonu çaldı açtı
"Buyrun"
Duymaya çalıştım ama duyamadım
"Pars bey şirkete gelmeniz gerek"
"Tamam, 1 saate oradayım" telefonu kapatıp masaya koydu merakla ona bakıyordum
"Şirketten aradılar güzelim"
Püfleyip, "gideceksin yani"
Pars dudaklarını bir birine bastırdı " maalesef güzelim gitmek zorundayım" diyerek elimi tuttu
"Olsun yarın gene buluşuruz dimi"
"Buluşuruz güzelim, hadi gel seni eve bırakayım sonra şirkete geçeyim ne istiyorlar bir bakayım"
Montlarımızı giyip ayağa kalktık kasaya doğru giderken pars elimi tuttu kalbimin atışı hızlandı,
Kasaya geldik elimi çantama götürdüğümde
Pars bileğimi tuttu "saçmalıyorsun eflin ben ödeyeceğim tabii ki"
"Pars ama-" dudağıma sus der gibi bir öpücük kondurduktan sonra kasaya döndü kasadaki kadın gülerek bizi izliyordu
"Buyurun buradan alın" kasaya arkamı döndüm çantadan telefonumu çıkarttım
*Aras kişisinden bildirim*
"Ne istiyor bu şimdi" diye söylenerek mesaja tıkladım
"N'aber tatlım uzun zamandır görüşemiyoruz nerelerdesin" bir anda aklıma geldi bu çocuk Antalya'da yaşıyordu fakat daha yeni bursa da karşılaşmıştık
"Teşekkür ederim Aras iyiyim , fakat aklıma bir soru takıldı biz ilk Antalya'da karşılaştık bursada ne işin var"
"Antalya'da da şirketimiz var hafta sonları oraya gidiyorum ama asıl şirketimiz bursa da"
"ne güzel, ben sana bir saat kadar sonra yazsam olur mu"
"tabii ki hiç sıkıntı değil beklerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kozalak
Teen FictionÇok yakın olduğu çocukluk arkadaşıyla babasının işi yüzünden ayrılmak zorunda olan Eflin, arkadaşının ona vermiş olduğu kozalaktan hiçbir zaman ayrılmaz. İkisi için sembolik hâle gelen kozalak artık ikisinin de vazgeçilmezi olmuştur. İkisi de büyür...