Kurdele

35 2 4
                                    

insanlar gider, anılar kalır
bazen bir kolye, bazense bir fotoğraf.
Canımızı acıtan şeylerle vedalaşmamız gerekir,
çünkü
bazen vedalaşmaya kıyamadıklarımız sarılmayacak kadar uzakta olabilirler
işte bizde parsla uzaktık böyle, birbirimize sarılamayacak kadar.
21 aralık 2006

"pars beni bekle!" diyerek parsa yetişmeye çalışıyordu eflin, pars onu sinir etmek için patenlerini daha hızlı sürdü "bana yetişemeyeceksin eflin" güldü. Ardından ağlamayla karışık bir çığlık sesi geldi arka taraftan ,pars durdu ve arkasını döndü küçük eflin yere düşmüştü hemen efline koştu "eflin iyi misin" eflin daha çok ağladı "değilim!" burnunu çekti "beni beklemedin bende düştüm al işte" pars kıkırdadı "kalk eflin" eflin mızıldanarak ayağa kalktı ama kalktığı gibi geri poposunun üstüne düştü "aa popom!" daha fazla ağlayarak poposunu tuttu küçük eflin, pars söylenerek eflini kucağına aldı eflin parsın boynuna kollarını sararak başını omzuna yasladı. küçücük aklı sadece şeytanlıktaydı eflinin.
pars "kızım sen ne ara bu kadar kilo aldın sorabilir miyim?" eflin ses çıkartmadı "şimdide uyuma numarası yapıyorsun he eflin, iyi uyu bende seni çikonun üstüne atayım" çiko mahallenin deli köpeğiydi herkesin üstüne atlıyor yeri geldiğinde kendini acındırıp mama aldırıyordu millete. çiko numarası işe yaramadı, eflinden ses gelmedi "gerçekten uyumuş" ağır ağır patenlerini sürerek eflini evine götürdü kapıyı eflinin abisi kutay açtı "lan" kutayın gözleri yerinden fırlayacaktı "naptın lan kardeşime" parsa doğru bir yumruk salladı ama yumruğunu havada annesi tuttu yıldız akzel.

"oğlum siz niye sürekli kavga ediyorsunuz" yıldız akzel söylenirken parsın kucağında parsa sımsıkı sarılmış kızını gördü "aa efline ne oldu parscım" pars eflini annesinin kollarına bırakıp üstünü düzeltti "paten sürüyorduk düştü sonra kaldırmaya çalıştım tekrar düştü bende kucağıma aldım uyumuş hemen de" kutay homurdanarak içeri gitti "ee oğlum belki numara yapıyordur çiko miko deseydin belki kalkardı" pars ellerini iki yana açarak "denedim yıldız teyze ama uyanmadı" efline baktı sonra tekrar yıldıza döndü "ben artık gideyim annemler bekler" yıldız akzel tamam anlamında başını iki yana sallayarak gülümsedi ...

Günümüz.
şükürler olsun parsı artık taburcu etmişlerdi onu kendi evine götürmek yerinde benim evime getirdim şimdiyse benim yatağımda uzanmış dizi izliyordu,
"sevgilim napıyorsun" diyerek yatağa oturdum "iyi misin biraz daha"
pars gülümseyerek "sayende iyiyim güzelim" doğrulup "o kadar çok yemek yedirdin ki şiştim yani hayatım" kıkırdadım "ee söylenme iyileşip kendini toparlaman için" parsla biraz sohbet ettikten sonra sanki bir bebekmiş gibi ona masal okuyarak uyuttum mutfağa kendime kahve yapmaya indiğimde koltukta uyuyan abimle inciyi gördüm inci dizlerini kendine çekmiş uyuyor abim kafasını incinin kafasının üstüne yaslamış kolları önünde bağlı uyuyordu gülerek mutfağa doğru yürüdüm kahve makinasına su koyup beklerken çöpü gördüm "abim çöpü çıkartmamış" bu abimin göreviydi "neyse çıkartayım" benim kadar olan çöp poşetini kucaklayıp kapıya gittim duvardaki saatle bakıştık "yuh ebesinin saat ne ara iki oldu" ödlek bir şekilde civcivli terliklerimi giyerek çöp konteynırına yürüdüm çöpü konteynıra atıp tam arkamı dönerken bir anda belimde bir yanma hissettim elimi belime götürdüm, geri çektiğimdeyse elimde kan vardı ve yavaşça gözlerim kapandı.
soğuk bir terlemeyle uyandım "r-rüyaymış" hızla ayağa kalkıp saate baktım 09:13 derin bir iç çektim, aklıma pars geldi, merdivende bir sağa bir sola sallana sallana yukarı çıktım odanın kapısı aralıktı yavaşça kapıyı ittirdim ve içeri girdim pars sıcaklamış olmalı ki tişörtünü çıkartmıştı, yatağın başında durup yere çöktüm saçlarını sevdim ,öptüm pars irkilerek uyandı
"sevgilim" doğrularak bana baktı doğrulduğu için yorgan üstünden kaydı ve baklavaları ortaya çıktı. Allahım şu baklavalara bak bir karakalemden resmedilmiş gibi. kendine gel eflin!
"hayatım" duruşumu düzelttim "kötü bir rüya gördüm, seni kontrol etmeye geldim"
pars sırıttı. "çen kötü bir rüya mı gördün koca bebek" diyerek saçlarımı öptü,
"eflin" tek kaşımı kaldırdım öylece ona baktım "öpsene beni" dedi dudaklarıma bakarak, kulaklarımın kızardığını hissediyordum, nereden çıktı şimdi bu? "pars, şimdi hiç sırası değil" ayağa kalktım "abim yan odada bir anda geldiğini düşünsene! harika olurdu dimi, parscım."
güldü.
"ne olacak be kızım sevgilimizi öpmekte mi su-" pars lafını bitirmeden abim hemen odaya damladı "suç lan hastasın diye bir şey demedik"
"abi!" oflayarak ayağa kalktım "gitsene sen ve lütfen odama girerken şunu çal" elimle sertçe kapıya vurdum.
abim göz devirerek odadan çıktı.

KozalakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin