1.6

391 40 18
                                    

zoruna gidenin brosuna girsin

jwonie, iceboy, ksw.k03
ve siz.

iceboy
jaeyun
telefonu derste bile neden elinden düşüremediğini sorabilir miyim

puppysim
soramazsın

jwonie
susun amk

iceboy
bu köpekte bir şeyler var

ksw.k03
hoca bakiyo picler

puppysim
hoon babanj sıketım

kertenkele jay

rikishimura, jaypark ve
siz.

ethanlee
İDMAİFKSĞKFPEĞDKF
JAEYUNUN TELEFON GİTTİ AMKD SŞFMŞFFMPWKFPWMF

jaypark
seninki de gidecek birazdan
gülme kendi kendine
hoca görüyor
[12.05]

rikishimura
siz derste nasil telefona bakiyonyz amik?
[12.30]

zil çalar çalmaz sınıfımın kapısında biten heeseung ile resmen bütün sınıfın odağı uzun boylu çocuğa dönmüştü. kızlar hemen dedikoduya başladığında gerilmemiş değildim. benden önce heeseung’ın yanına giden sunghoon’u izledim, biraz konuştuktan sonra heeseung’a vurmaya başlayan süper zeka arkadaşımı fark etmemle telaşla yanlarına gidip çocuğun kollarını tutup heeseung’ın önüne geçtim.

“jaeyun çık dövecem şu basketçiyi.”

arkamdaki çocuğun önce kıkırdamasını duydum, sonra kollarını belime sardığını hissettim. çenesini omzuma yaslayıp hoon ile konuşmaya başlamıştı.

“kimi dövüyorsun sen bücür?”

sunghoon’un kollarını bırakıp konuşmalarına odaklanmaya çalıştım.

“sarıldığın çocuğa şükret sen.”

diyip sınıfa geçtiğinde heeseung kollarını gevşetip beni kendine çevirdi, saçlarımı düzeltti.

“koç acil antrenmana çağırdı,”

duyduklarımla gözlerimi büyütüp hala belime sarılı olan kollarından kurtuldum.

“gitsene o zaman, buraya neden geldin?”

“bir bildiğim var, değil mi jaeyun?”

elimden tutup yürümeye başladığında planladığı şeyi az çok tahmin etmiştim. sesimi çıkarmayıp peşinden gittim, bir süre sonra spor salonuna gelmiştik.

“benim üstümü değişmem gerek, sen istediğin yere otur bekle, tamam mı?”

söylediklerini kafamla onaylayıp tribünlere geçtim ve herhangi bir yere oturup beklemeye başladım. telefonuma durmaksızın gelen mesajlara gülüp telefonumu sessize aldım.

sonunda biten öğle molasıyla heeseung’ın antrenmanı da bitmişti, şimdiden yorgun görünüyordu. takım tekrar soyunma odasına geçtiğinde telefonumu alıp spor salonunun dışında beklerken gruptakilere nerede olduğumla ilgili bilgi verip heeseung gelene kadar telefonumla ilgilendim. omzuma atılan kolla telefonumu kapatıp cebime koydum, yanımdaki çocuğa baktım. gerçekten yorgundu ve yemek bile yememişti.

“yemek yemedin, ”

okula yürümeye başlamıştık, heeseung ayaklarını yere sürte sürte yürüyordu.

“evde yerim.”

cevabından memnun olmayarak dudağımı büzdüm, sınıfımın olduğu kata geldiğimizde heeseung’ın kolunun altında çıkıp beklemesini istedim, çantamdaki sandviçi alıp eline tutuşturdum ve sırtını çevirip hafifçe ittirdim.

“iyi dersler, yemeyi unutma.”

gülümseyerek bana baktığında yaptığım şeyden memnun olmuştum, el sallayıp merdivenlere adımladığında ben de sırama geçtim. tabii ki jungwon başıma üşüşmüştü ??

kısa oldu ama ne yazsam bılemedım daha fazla yazamadım yapcak bısey yok🤷🏻‍♀️🤷🏻‍♀️

hug me tight, heejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin