sunoo ile evde oturmuş riki ve heeseung’ın gelmesini bekliyorduk. sunoo geldiğimden beri riki ile konuşup sırıtıyordu artık sinirden yastığı kemirmeye başlamıştım.“kanka yeteerrrr.”
bana bakıp dil çıkardığında yastığı kafasına fırlatıp kalktım ve evi turlamaya başladım. bir süre sonra zil çaldığında olduğum yerde zıplayıp yanlışlıkla çığlık (?) attım. sunoo bana küfür ederek kapıya gitmiş, kapıyı açmıştı. ben de hemen arkasına geçip omzunun üstünden heeseung’a baktım. küçük bir sohbet sonrasında riki ve sunoo odaya geçmiş, heeseung ile beni baş başa kapıda bırakmıştı. çoktan içeri geçmiş heeseung’a bakıp kapıya yaslandım, bana bakışlarını fark etmemle boğazımı temizledim.
“ne yapalım? onlar bizi iplemez şimdi.”
yüzünü buruşturup kafasını uzatıp salona baktı. salonun boş olduğunu görmesiyle başıyla salonu işaret ettiğinde beraber salona geçtik. bağdaş kurup oturduğumda heeseung’a baktım, çoktan bana bakıyor olmasıyla yavaşça gözlerimi başka tarafa çevirdim. yavaşça diyorum çünkü harbiden 1 saat baktım??
“film izleyelim?”
kafamla onu onaylamış iyice koltuğa yapışmıştım. salonda sadece ikimizin olduğu gerçeği yüzüme çarpmaya başladığında saçma salak heyecanlandım. heeseung da riki yüzünden adı gibi bildiği evde sanki kendi evindeymiş gibi rahattı, benim aksime. film seçmek gereksizce uzarken heeseung sanırsam dayanamamış, önüne gelen filmi başlatmıştı. tamamen filme odaklandığında rahatlamaya başlayıp ben de filmi izlemeye başladım.
—
film bitmeye yakınken heeseung’ın kumandayı elinden bırakmayışı ve sürekli sesi yükseltmesi dikkatimi çekerken bakışlarımı ona çevirdim. sesli bir şekilde oflayıp filmi kapattı, elimden tutup kendisiyle beraber beni de kaldırıp kapıya ilerlemeye başladı. anın verdiği heyecan sağ olsun odadan gelen sesleri duymamıştım.
“birbirlerini yemelerini dinlemek istemediğini düşünüyorum, ”
ayakkabılarını giyinip dışarı çıktığında onun yaptığını yapıp kapıyı kapattım ve yanına adımladım. yanına ulaşmamla direkt kolunu omzuma atmıştı.
“sahile gitmek ister misin?”
kafamla onayladığımda beraber sahile yürümeye başladık, yürürken düşüncelerime dalmıştım. hep kafamda ikimizi beraber resmettiğim yere sonunda gidiyorduk, hm? kendi kendime yarım yamalak gülümseyip kafamı kaldırdığımda çoktan sahilde olduğumuzu fark ettim. heeseung kolunu omzumdan indirip elimi tutmuş, kumluk tarafa geçip denize yaklaşmaya başlamıştı. peşinden giderken gözlerim ellerine takılmıştı.
“burası çok güzel.”
elimi bırakıp kumlara oturan çocukla kendime gelip yanına oturdum. hafif rüzgarın verdiği serinlikle biraz titremiştim ama zaman geçtikçe alıştığımdan sorun etmeyip heeseung’a döndüm, denizi izliyordu. rüzgar yüzünden uçuşan saçları, gözleri, küçük gülümsemesi ve daha fazlası yüzünden kalp atışlarım hızlanmıştı. yarım bir nefes verip bakışlarımı denize çevirdiğimde, bu defa onun gözleri bana ulaşmıştı.
yanıma yaklaştığını sıcaklığını hissetmemle fark edip nefesimi tuttum. bu hareketi geçen seferi hatırlatırken heyecanlandığım için üzerine düşünememiştim bile. daha fazla nefesimi tutamayacağımı hissedip iç çektiğimde heeseung başımı hafifçe omzuna yatırıp kolunu omzuma atmıştı. şu an kalp atışlarımı duyabilirdi, kırmızı alarm.
“seni nasıl kaydetmeliyim?”
sorusunun saçmalığına mı ortamla alakasına mı takılsam bilemedim ama ikisine de takılamadım, yakınlığımıza odaklanmıştım.
“adımla??”
memnun olmadığını belirten sesler çıkarıp iç çekti.
“çok sade.”
“ne bileyim ben ya?”
kaşlarımı çatıp hafif mızmız bir sesle konuştuğumda kıkırdayıp odağını denize vermişti, ben ise ana odaklanmıştım. bir süre sonra saçlarımdaki elini hissettim, yavaşça okşuyordu saçlarımı. nefes almayı bırakıp gözlerimi kucağımdaki ellerime indirdim.
“jaeyun,”
“hm?”
adımı seslenmesi içimi titretirken başını başıma yasladı.
“nefes al öleceksin.”
★
ARKADASLAR SKSBDKHWODJE😭😭
bolumu edis dınleyerek yazdım cıddıye almayın amk??
kontrol etmeden atıom