4

49 7 17
                                    

Hızla geri çekildim. Onunla dip dibe olmak, isteyeceğim son şeydi.

"Affedersiniz."

Kaşları çatılır gibi oldu. Aklıma gelen ilk şeyi yapmış, onu tanımıyormuş gibi davranmıştım.

"Didem." Dedi 'ciddi misin' der gibi bir ses tonuyla.

Abartılı şekilde şaşırmış gibi yaptım. "Pardon, tanıyor muyum sizi?" Bir yabancıya karşı kibar olmaya çalışırken takınılan tarzda bir gülümseme dudaklarıma yerleşti.

"Yapma." Ciddileştim ve kollarımı bağladım. Gözlerimi gözlerine diktim.

Derin bir nefes alıp verdi ve alnını ovuşturdu. Tavrım onu fazlasıyla zorlamış olmalıydı ve bundan zevk alıyordum.

"Pardon, geçebilir miyim?"

Ona seslenen kadına yol vermek için çekildiği sırada kadının yanından sıyrılıp pastaneden çıktım. Hızlı adımlarla yürüyordum. Arkamdan geldiğine emin olduğum adım sesleri hızlanınca ben de hızlandım.

Sonunda bana yetişip kolumu tuttu.  Ona dönerken kolumu hızla çektim ve aynı anda sert bir tokat attım. Öylece donup kaldı. Nefes nefeseydi. İkimiz de öyleydik. Gözleri doldu. Pişmandı. Ben sadece öfkeliydim.

"Hiç mi merak etmiyorsun?"

"Neyi merak ediyorum biliyor musun?" Ona doğru bir adım attım. "Nasıl bana dokunma cesareti gösterdiğini çok merak ediyorum."

"Hayatında başka biri var diye mi?" Kaşlarımı çattım.

"Ne saçmalıyorsun?"

"O çocukla gayet samimiydin, bu yüzden mi beni dinlemek istemiyorsun? Sevgilin var diye mi?"

Başımı iki yana salladım. "Senden vazgeçmek hayatımda verdiğim en doğru karardı."

Cevap vermesine zaman tanımadan arkamı döndüm ve uzaklaştım. Tekrar peşimden gelmeye cesaret edemedi.

🎶

"Yeter! Parmak uçlarım felç oldu! Yeter!"

Şarkının ortasında aniden bağırdığım için Kerem ve Pelin korkarak bana baktı. Daha yakınımda olan Kerem'e ellerimi sahte ve abartılı bir şekilde titreterek uzattım. Gerçekten de parmak uçlarım kıpkırmızı olmuştu.

Pelin, kollarını bağladı. Gözlerini parmak uçlarımdan çeken Kerem, sıcak bir gülümsemeyle ona baktı. Pelin hemen yumuşadı.

"Peki, tamam. Yeter bu kadar. Çıkışta boş kalalım diye uğraşıyorum, sınavınız olursa mazallah, çalışabilin." Dedi imalı şekilde.

Gülümsedim. "Bir tanesin sen."

Pelin, yapmacık şekilde gülümsedi.  Telefonunu çıkarıp saate baktı. "Kantine mi insek? Aranın bitmesine çok var."

"Olur!" Açlıktan ölüyordum. İkisi de istekli halime güldü. Gitarı sandalyeme yaslayıp kalktım. Yol boyunca ikisini de çekiştirip acele etmeleri için zorlamıştım.

Sonunda yemeğimi aldım ve bir masaya yerleştik. Müzikten sonra bana en çok huzur veren şey yemek olabilirdi. Yemeğimi bitirene kadar masadaki garip sessizliği ve Pelin'le Kerem arasında geçen kaş-göz işareti içeren bakışmaları görmezden geldim. Merakımı arka plana atacak kadar acıkmıştım.

Sonunda midem yeterince dolduğunda içeceğimden büyük bir yudum aldım. Huzur. Tam olarak buydu. Artık ikisiyle ilgilenebilirdim.

"Ee Didem, nasılsın bu ara?" Dedi Pelin.

Gözlerinin MelodisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin