Son faturaları da tablete kaydettikten sonra babamların olduğu gruba attım. Ay başı gelmişti ve kafe bu ay hiç beklemediğimiz kadar iş yapmıştı.
Tableti kapatıp ayaklarımı salıncağın üstünde topladım. Hava da hafif bir esinti vardı. Üşütmüyordu ama ürpertiyordu. En sevdiğim havalardan biri olabilirdi.
Kuş cıvıltılarının arasına bir motor sesi karıştırdığında bakışlarımı karşı eve çevirdim. Sonunda Ömer bey teşrif edebilmişti.
Kafasında ki kaskı çıkartıp motorun arkasına koyduğunda yüzünü görmemle şoka uğramam bir olmuştu. Oturduğum yerden fırlayıp bahçeden çıktıktan sonra "Ömer!"Karşıya geçecekken "bekle araba geliyor!"diyerek beni uyarmıştı. son anda fark edip yola atlamaktan vazgeçmiştim. Araba geçtiği gibi hızla karşıya geçtim.
"manyak mısın kızım?! Ezileceksin?!""
"yüzünün hali ne?"dedim önce patlamış kaşına sonra patlamış dudağına bakarak. Fena halde gözüküyordu. "yok bir şey"
"He Yok. Belli. Yoksa kaza mı yaptın?!"
"sussana kızım ne bağırıyorsun?! Yapmadım kaza falan"
"o zaman ne oldu yüzüne?!"
"kavga ettim."kaşlarımı çatıp kollarımı göğsümün üstünde birleştirdim. "yine ne için?"
"sana ne? Seni ilgilendirmiyor şaziye!"
"geçiştirmeye çalıştığının farkındayım ama bana açıklama yapmadna şurdan şuraya gidemezsin! He hele bir git"elimle ağzımın kenarını örtüp fısıldayarak "Yiğit amcama yarışa gittiğini söylerim"
"sabır vallahi sabır. Namazım geçiyor çık hadi"
"ezan yeni okundu daha var"
"ben maneviyatını yüksek tutacağım!"
"Ömer namazı kaçmak için bahane bulma! Kılacak olduğuna emin olsam git derdim ama kılmayacağına eminim" tabi ki namaz geçirmiyordu ama okunur okunmaz da kılmıyordu. yüz ifadesi haklı olduğumu gösterirken "hadi söyle. Ne Kavgası bu?"
"ortamda bir arkadaşıma laf atıldı. Bende dayanamadım giriştim. Ben girişince karşı taraf durmadı olay büyüdü herkes birbirine girdi."
"iyi halt yedin aptal"
"şimdi izninle gidebilir miyim?"
"yüzünde çok kötü olmuş, asel teyzem çok üzülecek yine "
"alıştı, alıştı bir şey olmaz"
Yanımdan geçip gittiğinde,
Sabır dilenip yolu kontrol ettikten sonra bizim ev tarafına geçtim ve salıncakta bıraktığım tabletimi alarak içeriye girdim. Annem telefonla konuşurken koltuğa oturup dizine yattım. Bu saatler genelde Asel teyzeyle dedikodu saatleriydi."Allah Allah. Boşanmışlar yani?"
"kim boşanmış?"susmamı işaret ettiğinde telefona doğru yaklaşarak duymaya çalıştım. Çok kısıkta olsa hemen yan evimizdekilerden bahsettiklerini anladım. Bir yeni evli çift yaşıyordu. Adam alkolik kadında çok sorunlu biriydi. İçip içip huzursuzluk çıkaırdıkları çok olmuştu. Yiğit amcayla babam kaç kere konuşsalarda kapımıza dayanmaları artık son nokta olmuş bir güzel dayaktan geçmişti. Ömerle yaşıt bir de oğulları vardı. Yanlış hatırlamıyorsan adı Mercandı. Mercan diye erkek adımı olur diye çok sorgulamıştım ama bir sonuca varamayınca çokta umursamamıştım.
O da bizimle aynı okuldaydı ve hiç iyi anlaşamazlardı. Yiğit amca ne kadar adamla kavga ediyorsa Ömer de Mercanla sürekli çatışıyordu. Hafta da bir gün en az içip içip sokağa dökülüyorlardı. Eğer boşanırlarsa belki de biz de rahat ederdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takdir-i ilahi
Humorİmanboy mu ~ ne baktın bilader kitaplarının devamıdır. Öncelikle yukarıda ki kitapları okumanız sizin için bu kitabı daha açıklayıcı kılar İki yazar karakterlerimizi birbirimizin kitabına konuk olarak kattığımız'da bu kadar sevileceklerini tahmin...