Dudakları istemeseler bile ayrılmıştı. Taehyung şaşakın ve heycanlı gözlerle bakarken Jungkook sadece tadını sevdiği dudaklara ve parlayan gözlere cevap beklercesine bakıyordu. Nefesini dizginleyemek istiyordu koca oğlan, ancak az önce küçüğünün dudaklarına yapışması aklına geldikçe bunu yapamıyordu.
"Taehyung, sana aşığım hem de deliler gibi. Bu nasıl oldu bilmiyorum ama sürekli seni görmek istedim, sürekli kokunla uyumak istedim, sabahları gözümü açtığımda yanımda sen ol istedim. Resmen kendini bana aşık ettin Kim Taehyung ve şimdi lütfen bana bir çevap ver" Jungkook tedirgin gözlerle karşısında ki, bedenden 'evet' cevabının gelmesi için dua ediyordu.
"Jungkook ben... " Taehyung yarım yamalak sözünden sonra Jungkook artık ona hayır diyeceğini düşünüyordu ancak küçük oğlan sadece ona aşkını yeniden nasıl itiraf edeceğini. "Ben.. "
Taehyung kelimlerle anlatanaycağını anladığında bunu dudaklarıyla anlatmaya karar verdi ve az önce Jungkook'un yaptığı gibi dudaklarına kapıldı Jungkook'un.Jungkook ise cevabını ziyadesiyle anlamış ve ellerini küçüğünün beline dolamışdı. Taehyung'un boyu yetmediğinden Jungkook'un ayakkarının üstüne basarak daha da yükselmişti. Bu Jungkook'un canını yak mıyordu, aksine onu mutlu ediyordu. Azönce küçüğünün beline sarılı ellerini daha da sararak daha da yükselmesini sağladı koca oğlan.
Jungkook'un yaptıklarından sonra Taehyung ona karşı hisslerinin bittiğini söylemişti ancak hiss ettiği dudaklardan sonra anlamışdı ki, sadece kendini kandırmaya çalışıyordu Taehyung. Jungkook çok şey yapmıştı ancak Taehyung kalbini seven koca oğlana yeni bir sayfa armağan etmişti. Jungkook ise eline geçen sayfayı gökkuşağına boyama niyetindeydi. Kağıdına Küçüğünün koktuğu çiçekleri ve onun her desende olan mutluluğunu çizmek istiyordu.
Onlar dudaklarını dans ettirirken yağmur da onlara eşlik ediyordu. Nefessiz kalınca ayrıla bilmişti ancak dudakları. Alınlarını bir-birine yaslayarak nefes alıp veriyorlardı. Taehyung'un Jungkook'un iki yanağında da bulunan ellerinden birini Jungkook'un kafasına vurmuştu. Jungkook ona anlamsızca neden yaptın dercesine bakınca Taehyung yalandan kızmış bir surat yapmıştı.
"Demek benim arkamdan iş ceviriyor muşsun" Taehyung'un yalandan kızmış gibi olan yüzü bir anda gülümseyen ve kıkırdayan bir yüze dönüşmüştü. Jungkook'da bunu görünce küçüğüne eşlik ederek kıkırdamıştı.
Gülüşmelerni bitirince yeniden sakince bir birlerine bakarken dudakları kısa bir süreliğine yeniden kovuştu.
"Hadi gel arabaya" Jungkook Taehyung'u ayaklarının üstünden indirmiş kolundan tutup götüreceği sırada Taehyung bir anda durmuştu. "Noldu?" diye soran Jungkook'a baktı mahçup bir şekilde Taehyung.
"Ama ben ıslağım" Taehyung'un sözlerine karşılık Jungkook iç geçirmişti.
"Ben de ıslağım bir şey olmaz, ayrıca burada durursan hasta olursun" Taehyung bu sözlere rağmen hala olduğu yerde diklidiğini gören Jungkook küçüğüne yaklaşarak onu kucağknın en iyi yerine aldı.
"Jungkook napıyosun?" Taehyung Jungkook'a karşı yönettiği soru ile Jungkook gülümsedi ve çevapladı küçüğünün sorusunu.
"Sana önemli olmadığını söyledin ama sen hala gelmedin ben de doğal yoldan hallettim" Jungkook'un gülümsemesine karşılık Taehyung utanarak kafasını Jungkook'un omuzuna gömmüştü.
Arabadan pek uzakta değillerdi bu yüzden kısa bir süre sonra çoktan arabanın yanındaydılar. Jungkook kapıyı açıp Taehyung'u koltığa oturtunca Taehyung hiç inmek istemediği kucaktan aytılmıştı. Jungkook'da vakit kaybetmeden sürücü koltığuna geçmişti. Araba çalışır çalışmaz Jungkook arabayı hareket ettirerek hızla kendi evine doğru ilerlemeye başaldı, küçüğü ise bu sırada onun pürüzsüz yüzünü izlemeyi tercih etmişti.