Suç ve Ceza

18 15 0
                                    

Suç ve ceza... Hayatımı anlatan iki şey. Aslında normalde ben pek suç işlemem. Ama kuralları çiğnemek benim uzmanlık alanım.

Uyandığımda hemşire yanımdaydı. "İyi misin" diye sordu. Evet demek için ağzımı açtığımda şiddetli bir şekilde öksürmeye başladım. Hemşire hemen sürahiden bir bardak su doldurdu. Bana uzattığında elinde bir adet hap da vardı. "Bunu da iç tamam mı" dedi. Evet anlamında başımı salladım. İçeri girmek istiyorum diye bir bağırış duyuldu. Doğrulmaya çalıştım ama beceremedim. Adım sesleri yaklaşıyordu, aynı zamanda bağırışlar da... Kapıya baktığımda Scarlet'ı gördüm. "İyi misin? Başhemşireyle konuştum durumun iyiymiş, birkaç saat sonra aramıza katılabilecekmişsin" dedi Scarlet. Zorla gülümsedim. Bacağımı sargılı gördü. "Allahım n'oldu bacağına?" diyerek yanıma koştu. "Fox..." dedim ama devamını getiremedim. Yine şiddetle öksürmeye başlamıştım. Scarlet korkuyla etrafa bakındı. Sürahiyi görünce biraz rahatladı. Acaleyle sürahinin yanına gidip su doldurdu. "Al, iç bunu. İyi gelir belki" dedi. Aldım ve gülümsedim. Daha beş dakika önce su içmeme rağmen çok susamıştım. Suyu kafama dikip bardağı uzattım ve gözlerimle sürahiyi işaret ettim. Kıkırdadı ve bir daha su doldurdu. Onu da hızlı içmeye başlayınca daha çok kıkırdayıp "Yavaş iç boğulacaksın, suyu kaçıran yok" dedi. Gülümseyip başımı salladım. "Bir daha ister misin" diye sorunca hayır anlamında başımı salladım. Odadaki saate baktı. "Ders başlamış, geç kalmayayım. Görüşürüz!" diyip fırladı. Korkak kız artık cesurdu. Onu ilk gördüğüm anı hatırladım. Karşımda korkak, utangaç ve bir o kadarda çekingen bir kız vardı. Şimdi ise benim için görevlileri dinlememişti. Gülümsedim be karşımdaki aynaya baktım. Yüzüm bembeyaz olmuştu. Bir vampire benziyordum. Bunları düşünürken uykuya daldım

*

Uyandığımda kucağımda bir kıpırtı olduğunu fark ettim. Doğruldum ve baktım. Kucağımda Bay Fred ve koltukta uyuklayan Scarlet... Kıkırdadım. Scarlet birden sıçradı. "Sen miydin" diyip gözlerini yine kapadı. Saate baktım. Gece yarısını biraz geçmişti. Bay Fred'i okşadım. "Merak etme, sen yokken dünyaları yedi" dedi Scarlet gülümseyerek. Ben de ona gülümsedim. "Aç mısın" diye sordu. "Ya da su ister misin". "Bir isteğim yok teşekkürler" diye cevap verdim. "Yarın derse dönüyorsun" dedi. Ofladım ve Bay Fred'e baktım. Yanımda kıvrılmış uyuyordu. "Hadi uyu artık" dedi Scarlet. "Tamam" dedim ve uzandım. Ama saatlerdir uyuduğum için gözümü bile kırpasım gelmiyordu. Scarlet'a baktım. Şimdiden horlamaya başlamıştı bile. Kıkırdadım ve gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.

Uyumaya çalışmamın üstünden yaklaşık bir saat geçmişti ve ben hâlâ tavanı izliyordum. Bacağımda kocaman bir yarık vardı ama bu olayı bu kadar uzatmaları çok saçmaydı. Birden kapı açıldı ve başhemşire içeri girdi. Kadına meraklı gözlerle baktım. "İlaç vakti" diye mırıldandı kadın. "Ceza alacak mıyız" diye sordum kadına. Disiplin cezası dışında bütün cezalara razıydım. Bir de bıçağıma el koymasınlar yeter. Ben bu soruyu sorunca başhemşire dondu be ardından da titredi. "Bayan Power sizi bir hafta boyunca birlikte zaman geçirmenizi sağlayacakmış" dedi. Bunları duyunca ben de önce dondum ve ardından da titredim. "Hadi yat artık yarın sizin için büyük gün" diye mırıldandı. Başımı salladım ve gözlerimi kapattım ve başhemşire odadan çıkana kadar öyle kaldım. Kapının kapanma sesini duyunca gözlerimi açtım. "Kahretsin!" diye fısıldadım. Biraz fazla yüksek fısıldamıştım. Göz ucuyla Scarlet'a baktım. Horlaya horlaya uyuyordu. Kıkırdadım ve tavanı izlemeye devam ettim. Bir süre sonra yavaş yavaş göz kapaklarım ağırlaştı ve uykuya dalmayı başardım.

*

...............................................................................................................................................................................................................

Uyandığımda saat 5•46 olmuştu. Dilim damağım kurumuştu. Sürahiye uzandım. Bardağımın altında ufak bir kağıt parçası olduğunu fark ettim. Suyu falan unutmuştum. Kağıda uzandım ve açtım. Kağıtta pek düzgün olmayan bir el yazısıyla yazılmıştı. Ve kağıdı okumaya başladım.

"Merhaba İvy Shell,

Oyuna hazır mısın?

Oyun dediğimi sakın evcilik tarzı bir şey sanma. Bu oyun senin sonunu getirebilir.

Bu mektubu sadece ikimiz biliyoruz. Az sonra bu kağıdı paramparça yapacaksın ve çöpe atacaksın. Bu kağıdı hiç görmedin ve beni de tanımıyorsun. Eğer şu fare kılıklı arkadaşına ya da diğerlerine herhangi bir şey anlatırsan senin işini bitiririm. Anlıyor musun? Kaçmak yok, savaşacaksın. Güvenebileceğin kimse yok, mecburen bana güveneceksin? Oyuna hazır mısın?"

Bunları okuyunca donup kaldım ve etrafıma bakımdım. Yaşam belirtisi yoktu. Zorlukla kalktım ve kağıdı parçalayıp çöpe attım. Sanki hiçbir şey olmamış gibi yatağa geri uzandım

VEEEE EVET! YENİ BİR BÖLÜMÜN SONUNA DAHA GELDİK. BU BÖLÜMDEN SONRA ARTIK BÜTÜN KARAKTERLERİ YAVAŞ YAVAŞ TANIYACAKSINIZ. ŞİMDİ SORULARA GEÇELİM

-MEKTUBU VEREN KİŞİ KİM OLABİLİR? (SPOİ VERECEK BAŞTA "SPOİ VAR" YAZSIN)

-SİZ İVY'NİN YERİNDE OLSANIZ NE YAPARDINIZ?

-EN SEVDİĞİNİZ KARAKTER?

-NADİA SİZCE NEDEN BU KADAR ABARTTI

-NADİA VE IVY'NİN CEZASINI NASIL BULDUNUZ?

-SİZCE NEDEN MEKTUBU YAZAN KİŞİ BU MEKTUBU SADECE IVY'YE VERDİ?

BENDEN BU KADAR CANLAR. HADİ GÜLE GÜLE!!!

Akademideki 13 Cinayet | YEDEK KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin