Anda Tsuyoi, sadece kendi ailesindeki kadınların sahip olabileceği bir mirasın taşıyıcısıydı.
tokyo revengers + oc
baji keisuke × oc
🚨- kitap, strong woman do bong soon adlı kore dizisinden esinlenilerek yazılmıştır.
[010923-...]
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Acı bir tebessüm, bir hayal kırıklığıyla dudakları aralanırken derin bir iç çekti Anda. Bunları Baji'ye neden anlattığına dair en ufak bir fikri yoktu. Ama bu zamana kadar fikirleri ve düşünceleri hep yok sayılan biri olmak onu çok kırıyordu. Hazır dinleyen biri varken konuşup içini dökmek en iyisiydi.
Baji ise dünden razıydı. Aslında her seferinde kendine biraz daha saşırıyordu. Sokakta kavga çıkarmaktan, yemek yemekten, uyumaktan ve arkadaşları ile gece buluşmalarından başka bir hayatı yokken Anda birden hayatına girmişti. Artık düzenli bir şekilde, az da olsa ders çalışıyor, notlarını ve geleceğini dert ediniyordu.
Ve belki de hayatı boyunca bir kız ile değil sohbet etmek, bakışmamış olan Baji, birini dinliyordu. O bir şeyler anlatırken bazen dudaklarına, bazen gözlerine, bazen de konuşurken hareket ettirdiği ellerine bakıyordu ama yine de karşısındaki kızı dinliyordu. Ona kendisinden bahsetmek isteyen bir kız vardı karşısında. Heyecan doluydu. Hoşuna gidiyordu.
"Öyle işte." Dedi Anda, anlattığı her şeyin üzerine.
"Ah..."
Dedi Baji gülümseyerek, şövale üzerine koymuş olduğu çizim tahtasına yapıştırılmış kağıda odaklanmış bir şekilde duran Anda'ya bakarken.
"Hatırladım." Dedi Baji ve ardından kurduğu cümle ile dikkatini dağıtan Chifuyu'ya döndü. Baji'nin aksine, resim kulübü öğrencilerinin oturduğu taburelere oturmak yerine ayaklanmış ve duvarlara asılmış ya da bir kenara koyulmuş olan resim çalışmalarını inceliyordu.
"Bu kız bizim sınıftan." Sesli bir şekilde düşünürken tuvali eline aldı."Shinobu Kiara." Diye mırıldandı kısa boylu, kumral saçlı kızı düşünürken. Anda arkasında olan Chifuyu'ya ve elindeki tuvale baktı.
"Ah o kız mı?" Derken tekrardan önüne döndü. "Çok yetenekli." Bir gözü kağıdında diğer gözü ise önünde duran ahşap masada duran ve referans olarak koymuş olduğu, fen laboratuarından ödünç aldığı kafatasındaydı. Bütün çukur ve çıkıntıları, oynamaz eklemleri inceledi Anda. Baji ise hemen yanında dururken dikkatli bir şekilde Anda'nın çizimini inceliyordu. Ardından bakışları bütün dikkatini çizimine veren genç kıza kaydı.
Çizim yaparken rahatsız etmesin diye saçlarını bir kıskaç toka yardımı ile toplamıştı. Ensesindeki kırmızı renkli saçları göze çarpıyordu. Üstelik, artık Chifuyu'da gerçeği bildiği için, göz bandını çıkarmıştı. Sadece çizmek içindi tabi ki.
"Senin isim hafızan bok gibi değil miydi, nasıl hatırladın kızı?" Chifuyu elindeki tuvali biraz daha inceledikten sonra yerine koydu ve elleri ceplerini buldu. Baji'nin Anda'ya olan bakışlarını fark etse de tek bir kelime bile etmemeye karar verdi.
"İsmiyle değil eseriyle hatırlıyorum çünkü." Dedi Anda. Hazırcevaptı. "Kulüp üyelerinin ismini sorsan, birininkini bile hatırlamam ama hangisi hangi resmi çizdi dersen kolaylıkla söylerim." Çizim kalemini hafif yan tutarken şovaleye doğru eğildi, masanın üzerindeki insan kafatası üzerindeki göz çukurlarında oluşan karanlık gölgeyi oluşturdu.