1

316 28 21
                                    



Karanlık...
Karanlıktı ve bütün vücudu acıyordu...
Neredeydi?
Neredeyim ben?
Neden gözlerimi açarken canım bu kadar acıyor?

Yunho büyük bir şokla gözlerini açmıştı, tam hızlıca yerinden doğrularken bütün vücuduna giren krampla sert zemine geri düşmüştü.

Etrafına göz attı, neresiydi burası? Niye hapishaneye benziyordu?

Yavaşça yerinden kalktı ve duvarlardan tutunarak çelik kapıya kadar ulaştı dışardan hiç birşey gözükmüyordu ama boğuk sesleri duyabiliyordu.

Kapıdan uzaklaştı ve bulunduğu yere baktı, soğuk zemini ayaklarını üşütmüştü, üstüne baktığında sadece siyah bir pijamayla durduğunu fark etti.

Bu bir rüya olmalı ben sen son arkadaşımla evime doğru gidiyorduk?

Yunho yüzüne sert bir tokat attı rüyadan uyanmak için, geri gözlerini açtığında hâlâ aynı yerde olduğunu fark etti gözleri irice açılmıştı. Hemen kendisini çimdikledi.

Yeni... yeni aynı yerdeydi...

Yunho panikle kapıya doğru ilerledi ağrıyan ellerini umursamadan sertçe kapıyı yumrukladı.

"Y-yardım edin! Kimse yok mu? Neredeyim ben? Yardım edin!" Sesi çıktığı kadar bağırıyordu.

Hayatında ilk kez bu kadar korkmuştu bütün vücudu ve kalbi tir tir titriyordu korkudan.

"Nolursun birisi var mı? Yardım edin!" Bağırmaya ve kapıyı vurmaya devam etti.

Bir kaç dakika geçtikten sonra anahtar sesi duymuştu.

Birisi geliyordu, onu kurtarmak için birisi geliyordu.

Yaşlarla dolmuş gözlerini umutla kapıda dikti. Evet birisi onun kapısını açıyordu.

Kapı açıldığında Yunho girene baktı, orta yaşlarda bir adam gelmişti. Yunho dolu gözleri ile tebessüm ederek ona baktı ve umutla konuştu.

"Ç-çok teşekkür ederim bayım, korkudan ne yapacağımı bilemedim. Neredeyim ben? Buradan nasıl çıkarım?"

Adam hayretle ona baktı bir kaç dakika ardından yüksek sesle kahkaha atmaya başladı. Yunho onun neden öyle yaptığını anlamasada konuşmasını bekledi. Adam zar zor kendini susturduktan sonra sırıtarak konuşmuştu.

"Ah patron işini biliyor, sen ne kadarda güzel bir erkeksin güzelim, burada senin kadar güzelini görmedim tam bir meleksin." Diyerek elini Yunho'nun yüzüne doğru uzatmıştı.

Yunho şaşkınlıkla ona bakarken ona uzanan eli tutup ters çevirerek itmişti. Adam acıyla inlerken sinirle Yunho'ya baktı.

"S-sen ah siktir elim burkuldu, sen sürtük." Adam ona karşıdan sinirle gelirken Yunho bu sefer adamın bacak arasına vurmuş ve açık olan kapıdan en hızlı bir şekilde koşmaya başlamıştı.

"Ahh!! Siktir! Sen sen sürtük bekle sen ah! Güvenlik! Kaçıyor yakalayın!" Adam sesi çıkana kadar bağırmıştı ve güvenlikler çoktan Yunho'nun arkasından koşmaya başlamışlardı bile.

Yunho nereye gideceğini bilmiyor sadece koşuyordu az önce ne olmuştu öyle bu adamlarda kimdi? Ve neden çıkışı bulamıyordu.

Yunho önündeki duvarda led rengiyle  Exit yazan yere baktı işaretlediği yer merdivenlerdi hiç düşünmeden merdivenlerden çıkmaya başlamıştı.

O kadar uzun bir merdivenıki nefes almak için durmuştu panikle arkasına bakmıştı az önceki güvenliklerden ses yoktu. Yunho mutlulukla gülümserken hemen kalan merdivenleride çıkmıştı.

Sonunda en sona geldiğinde karşısında duran büyük siyah kapıyı sevinçle itti.

Ama itmez olaydı karşısında az önceki adam ve o korumalar sırıtarak ona bakıyordu.

Adam sertçe onun yüzüne tokat atarken Yunho neye uğradığını şaşırmıştı ve yere düşmüştü. Korumalar hızla onun kollarından sertçe tutarken Yunho acıyla inliyordu. Her yerine sanki kemerle vurmuş gibi acıyordu.

"Hemen bu sürtüğü patronun odasına götürün."

Kimdi bu patron? Ne yapacaklar beni? Mafya mı bunlar? Organlarımı alıp satacaklar mı?

Yunho'nun kafasına her türlü olasılık geliyordu. Korkudan artık ne yapacağını bilmez sadece yürüyordu zar zor.

En son renkli telleri olan bir kapının önünde durdular, güvenliklerden birisi kapıyı tıklarken içerden gel sesini duydu.

Güvenlikler Yunho'yu süründürerek içeri götürdüler ve tam masanın önünde durdular onlar saygı ile eğilirken Yunho adama bakıyordu tiksintiyle.

"Kimsiniz siz? Ve benden ne istiyorsunuz? Param yok lütfen bırakın beni yalvarırım."

Daha 32sini yeni doldurmuş Adam gülümseyerek yerinden kalktı ve gözleri dolu olan Yunho'ya baktı.

Bu çocuk beni zengin edecek, tanrım bu me güzellik? Dedi ama içinden.

"Jeong Yunho..."

"Adımı nerden biliyorsun?" Dedi Yunho bu sefer korkusuzca bu artık fazla oluyordu tanımadığı adamlar güvenlikler ve bu yer ona fazla geliyordu.

"Sen bana satıldın her şeyini biliyorum." Dedi adam büyük bir sırıtışla.

Yunho gözleri fal taşı gibi açılmış ve ona hayretle bakıyordu, şaşkınlıktan konuşamıyordu. Bu bir şaka olmalı değil mi? Kamera şakası?

"N-n-ne?" Yunho yutkunarak zar zor konuşmuştu.

"Fuhuş evine hoş geldin Jeong, Artık buraya, bana aitsin seni ben satın aldım. Artık benim emirlerimin altındasın. Peh ucuzda almadım seni nasıl desem servetimin yarısını sana harcadım. Burdadaki en iyi Sürtük yapacağım seni bana itaat edersen iyi yoksa seni öldürüp gömsem kimsenin haberi dahi olmaz."

Yunho gözleri dolu, kırılganlık, üzüntüyle ona bakıyordu.

Bu neydi? Neler oluyordu? Hayatı nasıl bir anda değişmişti?

Adam ona biraz daha yaklaştı ve pürüzüsüz yüzünü tek eli arasına aldı.

"Sen... sen gökten düşmüş bir meleksin Jeong... bundan sonra senin burdadaki adın Angel."

Angel... Melek...

Yunho gözlerindeki yaşları tutamadı daha fazla. Sel gibi yaşı akıyordu durmak bilmeksizin ağlıyordu.

Tanrım... Yüce tanrım neler oluyordu?

________——————-

-Kim Kwon-Fuhuş Evin sahibi-Bar'ı var ama altında işettiği ünlü fuhuş evi var-Bütün zenginleri ve ünlüleri tanır-Yunho'yu gördüğünde aklına ölen sevgilisi gelmişti ve ona direkt Angel ismini verdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Kim Kwon
-Fuhuş Evin sahibi
-Bar'ı var ama altında işettiği ünlü fuhuş evi var
-Bütün zenginleri ve ünlüleri tanır
-Yunho'yu gördüğünde aklına ölen sevgilisi gelmişti ve ona direkt Angel ismini verdi.
-Belli etmesede deli psikopattır.





Oiii evett umarım ilk bölümü beğenmişsinizdirr. Aklıma ne geldiyse tıpatıp aynısı yazıyorum bakalım ilerdeki bölümlerde neler olacakk💜

My Youth || YunGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin