11

231 22 26
                                    



Yunho yüzüne gelen güneş ışıkları yüzünden rahatsızca gözlerini açmıştı, etrafına bakarken sanki kafasına silah sıkılmış gibi hemen kendisine gelmişti, bellerindeki damarlı ellere baktı, dün gece gerçekti, Song Mingi onunla aynı yatakta yatıyordu, arkadan ona sarılmış bir şekilde hemde.

Yunho yavaşça arkasına dönmüştü, Mingi ile yüzyüze gelmişti. Mingi'nin pürüzsüz yüzüne bakmıştı nefesleri birbirine değiyordu ama Mingi uyuyordu fark etmezdi onun için.

Yunho dolmuş parlayan gözleri ile ona bakmıştı, gerçekten ona yardım edecekti değil mi? Kandırılmazdı değil mi? Yarı yolda bırakmazdı değil mi?

Yunho yavaşça elini kaldırmıştı, onun yüzünü dokunmak istemişti bir an, şu an tam karşısında parlayan güzel yüzü dokunmak istiyordu. Tam dokunacakken anında durdu, asla yapamazdı öyle bir şey.

"İzlemen bittiyse açmak istiyorum gözlerimi güzelim." Yunho duyduğu sesle gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

Ne yani uyanık mıydı? Kahretsin rezil oldum!

"İ-izlemiyordum seni." Yunho'nun konuşmasıyla Mingi gözlerini açmış ona bakmıştı. Yunho anında kalbinin atış hızını fark etmişti.

"Yalan söylediğini ikimizde biliyoruz güzelim, her ne kadar inkar edersen et kalbin inkar edemez." Demişti Mingi yeni uyanmış kalın sesi ile ardından Yunho'yu iyice kendisine çekmiş kafasını onun boynuna gömdü.

Kokusu neden bu kadar huzur verici?

Yunho kırmızının tonlarına bürünürken Mingi'nin aniden böyle yapması onu daha fazla zor duruma sokmuştu.

"N-ne yapıyorsun?"

"Kokunu içime çekiyorum." Mingi hiç tereddüt etmeden söylemişti.

Yunho onun bu hallerine şaşırırken ne yapacağını bilememişti, sanki dün gece farklı birisi vardı yanına şimdi farklı birisi.

Bu ikisi aynı kişi olamaz.

Yunho hiç bir şey yapmadan öylece durmuştu, sonuçta burdan çıkmak için Mingi ona lazımdı.

Odadaki sessizliği Mingi'nin çalan telefonu bozmuştu. Mingi anında kendisine gelmiş Yunho'dan uzaklaşmıştı.

Yataktan çıkan Mingi'nin üzerinde sadece boxer'i vardı, Yunho baştan aşağı onu süzmüştü, yutkunmadan edememişti. Mingi tamda onun tipiydi, gelecekte bir sevgilisi olsun isterse onun gibi birisini isteyeceğini not etmişti aklına.

Yunho hâlâ telefonunu arayan Mingi'yi süzdüğünü anladığında hemen bakışlarını çekmişti yeni utanmıştı.

Mingi nihayet telefonunu bulduğunda arayan kişiye bakmıştı, derin bir mefes alıp açmıştı telefonu, telefonu hoparlöre almış yerde duran kıyafetlerini giymeye başlamıştı.

"Ne istiyorsun bu saatte?"

"Ya Hyung'um saat öğlen bir merdesin sen?" Keeho cıvık bir şekilde konuşmuştu.

"Kes sesini sikik ne istediğini söyle."

"Bana diyene bak yeni gitmiştin değil mi bir yerlere sikmeye birilerini?"

Mingi, Keeho'nun bunu sessizce söylemesine anlamıştı onun yanında birileri vardı.

"Sustuğuna göre haklıymışım, hemen eve geliyorsun babam ve Sevgili Nişanlı'nın ailesi burda." Keeho sonlara doğru hem keyifle sırıtmış hem bastırarak konuşmuştu.

Mingi sinirle telefonu eline alıp konuşmuştu.

"Hemen o adama söyle kovsun onları, sikeceğim hepinizi az kaldı."

My Youth || YunGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin