6

199 26 27
                                    



"Of kolunun morarması hâlâ geçmedi değil mi?" Yunho sıkıntıyla konuşurken Wooyoung bir hafta önceden morarmış koluna baktı ve kafasını iki yana salladı.

"Sana demiştim Yuyu, onların hepsi aynı gemiden, hepsi şerefsiz..."

"Hayır Woo öyle düşünme bak eminim başka bir şansımız daha olacak."

Yunho konuşurken hiçte mutlu değildi, bir şekilde kurtulmalıydı.

"Büyükanne... benim büyükannem ne yapıyordu Wooyoung?" Yunho gülümseyip dolu gözleriyle konuşmuştu. Şuan burdan çıkmak için her türlü riski almaya hazırdı.

"O hastaydı biliyor musun?" Yunho ağlamasını durduramamıştı daha fazla, o kadar özlemiştiki onu büyüten büyükannesini.

Wooyoung gözleri dolu dolu ağlayan arkadaşına bakmıştı.

"Eminim o iyidir Yuyu bak ağlama benide ağlatırsın." Demişti Wooyoung onun koluna şakayla vururken.

"Ah, özür dilerim ya ne yapacağımı bilmiyorum ayarlarım şaşırdı." Yunho'da hafiften gülümserken göz yaşlarını siliyordu. Wooyoung yerinden kalkmış ve ona sarılmıştı.

İkisi sarılırken odalarının kapı kilidi açılıyordu, birbirinden ayrılırken kimin geldiğini bakıyorlardı. İçeri giren Kwonla ikisinindr kaşları aynı anda çatılmıştı, buraya boşuna gelmezdi o.

"Oh bakıyorumda sohbet koyu ha?" Dalgayla konuşurken çoktan onların yanına gelmişlerdi bile. Önce Wooyoung'a sonrada Yunho'ya bakmıştı.

"Angel oh benim değerli Angel'im, sen niye ağladın?"

"Bu seni ilgilendirmez." Demişti Yunho sert gözlerini ona dikerken.

Kwon gülümsemiş ve elini kaldırarak onun yüzünü okşamaya başlamıştı ama Yunho kafasını tam çekerken Kwon sertçe onu ensesinden tutmuş ve yüzünü onun yüzüne yaklaştırmıştı.

"Bu pazartesideki sahneye sende çıkacaksın Angel, umarım hazırsındır ha? Umarım Athena herşeyi sana öğretmiştir değil mi?" Diyerek sonda Wooyoung'a bakmıştı.

Wooyoung onun gözlerindeki kara deliği görmüştü korku ile kafasını evet anlamında sallamıştı. Kwon ardından Yunho'ya çevirmişti kafasını onun gözlerinden gözü dudaklarına yaklaşırken Yunho anında kafasını çekmişti ve dolu gözlerle sertçe ona bakıyordu. Kwon bir kaç saniye ona baktıktan sonra bıraktı ensesini.

"Umarım iyice hazırlanmışsındır Jeong, yoksa kendim hazırlarım seni."

Diyerek son kez ikisinede gülümseyip çıkmıştı odadan, kapı yeninden kilitlenirken Yunho hayal kırıklığına uğramış haliyle yatağa oturmuştu.

"Woo... ne yapacağım ben..."

"Yuyu bak hemen pes etme o kadar yıl oldu ben hâlâ bir umut bekliyorum-"

"Wooyoung senin kafan anlıyor mu?! Bende senin gibi On sene bekleyim mi ha!? Gireyim mi herkesin altına! Neden anlamıyorsun? İstemiyorum!? Ben... ben dayanamam kendimi öldürürüm Wooyoung ne yapacağım ben..."

Yunho sinir krizi geçirmeye başlamıştı yerinden hışımla kalkmış etrafını dağıtıyordu. Wooyoung onu ne kadar tutmaya çalışıyorsa Yunho onu itiyordu sertçe. En sonunda Wooyoung dayanamamış sert bir şekilde Yunho'nun yüzüne tokat atmıştı. Yunho tokatın etkisiyle kendisine gelirken derin nefesler almaya başlamıştı.

"Yunho bana bak, bana bak dedim!" Yunho sonun kafasını kaldırmış kızarık gözleriyle ona bakmıştı.

"Sahneye ikimizde çıkacağız anladın mı beni?"

My Youth || YunGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin