2

257 26 27
                                    


"Nefret ediyorum! Yemin ederim adamdan nefret ediyorum!" Mingi masasını üzerinde ne varsa hepsini yere atmış sinirle kükrüyordu holding'de. Sesi en üst kattan alt kata kadar geliyordu. Bütün çalışanlar korkudan titremişti.

Bu bilmem Mingi'nin kaçıncı sinirleyişiydi bu hafta içerisinde.

"Dostum Mingi sakin olur musun? Vardır bir nedeni amcamın bilemeyiz bir düşün yani-"

"Kes sesini Choi San nedeni olsaydı önce bana söylerdi değil mi? Bu benim hayatım değil mi! O kim ha! O kimki benim hayatıma karışıyor!"

San sıkıntıyla oflamış ne yapacağını bilmiyordu şuan kuzeni Mingi belki sinir krizi geçiriyordu hiç bilmiyordu. Hemen telefonunu eline alıp Hongjoong'a mesaj atmıştı, Mingi'yi sadece Hongjoong ve Seonghwa sakinleştirebilirdi.

Mingi sanki kriz geçiyormuş gibi ordan oraya bir şeyleri fırlatıp kırıyordu. San derin nefesler aldı tanrısına dua ediyordu Hyung'ları hemen gelsin diye.

"San acil diye neyi mesaj-" Hongjoong telaşla konuşarak Seonghwa ile odaya girmişti. Girmez olaydı buranın hali neydi böyle?

"Hyung... ne diyim şimdi." San kafasını kaşıyarak konuşmuştu bu Mingi'nin meselesiydi karışmak istemiyordu.

"San anlat bana Mingi niye böyle?" Seonghwa daha sakin sesle konuşmuştu, Mingi'ye bakarken. O sıra Hongjoong hâlâ sinirli olan Mingi'nin yanına gitmeye başlamıştı.

"Hyung ben anlatamam yani anlatabilirim ama konu tamamen Mingi ile alakalı onun hayatına karışmak istemiyorum."

"San ne diyorsun of niye gizemli konuşuyorsun sanki evleniyor ya anlat hem-"

Odaya neşeyle giren Keeho ile herkes ona dönmüştü.

"Hyung'um abiim duydum evleniyormuşsun." Sinir bozucu bir şekilde bütün harfleri uzatarak konuşmuştu.

Yüzünde sırıtışla Mingi ve diğerlerine bakıyordu.

Seonghwa ve Hongjoong dillerini yutmuş bir şekilde Keeho'nun dediğini sindirmeye çalışıyorlardı.

——

Yunho sert zeminde ayaklarını kendine çekmiş ağlıyordu. Dün geceden beri ağzına bir lokma dahi sokmamış ağlıyordu.

Onun gelecekte planları vardı böyle bişey hayatı boyunca yaşayacağı aklına dahi gelmemişti.

Ağlarken aklına büyükannesi gelmişti, o hastaydı ona kim bakmıştı?

"B-b-büyükanne, b-büyükanne ö-özür dilerim. B-büyükanne..." hıçkırıkları arasında zar zor konuşabilmişti. Annesi ve babası öldükten sonra ona hep güzellikle bakmış büyükannesine şuan gidemiyordu.

Kapısı açıldığında hıçkırıklarını anında durdurmuştu zayıf gözükmek istemiyordu. Yüzündeki yaşları hemen silmeye başladı ve gelen güvenliğin yanına adımladı.

"Nolursun beni çıkarın burdan. Size herşeyimi veririm nolursun..." dolu dolu olmuş gözleriyle masumca ondan yedım istiyordu ama yaşlı güvenlik ona yaklaşarak konuşmuştu pis nefesiyle.

"Ah güzel oğlan, neydi adın patron ne koymuştu? Haa hatırladım melek ah pardon güzelleri güzeli Angel..." diyerek elini onun yüzüne yaklaştırdı ama Yunho hemen uzaklaşmıştı.

"Çekil." Yaşlı güvenlik patronunun sesini duyunca korkudan hemen çekilmişti.

Siktir patron ona yaklaştığımı görmüşse öldüm ben. Dedi adam içinden ama patronu onu umursamadan direkt Yunho'nun yanına adımlamaya başlamıştı.

My Youth || YunGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin