Kış güneşinin soğuk ışıkları perdesiz kristal pencereden güzel yüzüne düştüğünde vitanın, gözlerini açmıştı irice. Bugün düğün günüydü!Heyecanla yataktan fırlayıp buzdan aynasına yönelmişti. Duvardaki kar tanesi saatine baktığında düğüne dokuz saat kaldığını görmüştü. Acele etmeliydi! Bugün babasının en mutlu günü olmalıydı ve Jeongguk, bunun için elinden gelen her şeyi yapacaktı.
Geceden özenle hazırladığı kıyafetlerini üzerine geçirip aynadaki görüntüsünü süzmüştü. Belini sıkıca saran beyaz kemeri ince belini ortaya çıkartıyordu. Beyaz uzun ceketinin omuzlarından zincir gibi sarkan birbirine bağlanmış inciler dökülüyorken, bacaklarını saran beyaz pantolonunu dizlerine kadar uzanan uzun topuklu buzdan çizmeleri örtüyordu. Dirseklerine kadar uzanan ipek beyaz eldivenler de bu uyuma eşlik ediyordu.
Yine aynı beyaz ipekten ince pelerinini de üzerine geçirip başlığını başına çekmişti. Şehre inip çiçekçiden düğün çiçeklerini almalıydı. Özellikle hazırlattığı beyaz kardelenleri almak için kimseye güvenemezdi. Kendisi almalı, doğru olduklarından emin olmalıydı.
Bu sihirli çiçekleri yaptırmak için döktüğü parayı babası bilse birazcık(!) kızabilirdi. Ne yapsaydı ama bugün her şeyin mükemmel olması gerekiyordu! Kristal topukları buzdan zeminde tok bir ses çıkartırken koşar adımlarla çıktı odasından. Makyajı ve saçlarıyla daha sonra uğraşacaktı. Şimdiden bozulmasını istemiyordu.
Muhafızlar, şövalyeler ve çalışanlar sarayda koşturan küçük prense bakarken gülümsemişlerdi. Saat henüz çok erken olmasına karşın inanılmaz bir karmaşa içindeydi saray. Jeongguk soğuk şatodan yine soğuk havaya çıktığında tebessüm etmişti kocaman. Buz Krallığında on iki mevsim de kıştı. Bundan hiç şikayetçi değildi ama. Soğuğa kesinlikle aşıktı.
Gülümsemesini ve hızını kesmeden ejder pistine doğru yürüdü. Kristal topukları değdiği karı buza çevirdiğinden batıp çıkmıyordu. Babası bu küçük sihrini görseydi çok kızardı Jeongguk'a. Çünkü element güçleri krallıklarda yalnızca hanedanın alfalarına bahşedilmişti. Halk ne kadar krallıkta yaşasa dahi güçleri yoktu.
Bu diğer üç krallık için de, ateş hava ve doğa, geçerliydi. Ateş krallığında ateşe yalnızca imparator delta hükmedebiliyorken, doğa krallığında ise hanedanda alfa olmadığından elementi kullanabilen kimse yoktu. Bu nedenle en zayıf krallık doğa krallığıydı. Hava krallığı ise, tam bir kaostu.
Buz Krallığında alfa olan Kim Namjoon ve yine alfa olan oğlu Min Yoongi dışında buz elementine hükmeden kimse olmadığı bilinirdi. Ah, evet elbette. İstisnamız vita Jeongguk'tan habersizdi herkes. Omegalar ve betaların aksine, vitalar güçlüydü. Elementlere hükmelebilirlerdi. Her ne kadar omegalardan çok daha kırılgan da olsalar, vücudunun zayıflığına tezat büyü güçleri oldukça saf ve berraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SNOWFLAKE -taekook
FanficBuz Krallığı'nın beta olduğu sanılan küçük prensi vita Jeongguk'un korktuğu başına gelir ve gezegeni yöneten Ateş İmparatorluğu'nun korkunç tiranı delta Kim Taehyung'un dikkatini çeker. [Omegaverse + Elemental]