zorlanmış kızgınlık YİZHAN

~1~

İmparatorluğun yönetimi altındaki laboratuvar Üçüncü Prens tarafından inceleniyordu.

General Wang yibo o sabah erkenden bir emir aldı ve Üçüncü Prens he Peng tarafından kendisini takip etmesi için refakatçi olarak atandı. Sorun çıkaran, sonra da kıçını başkalarına sildiren prensin bugün ne yaptığını bilmiyordu.

"Majesteleri, bugün ne yapmak istiyorsunuz? Astlarım öğleden sonraları daha az dinlenme süresiyle laboratuvara gitmek istemiyorlar."

"Sadece bekle ve gör."

Üçüncü Prens generalin sıkıntılı yüzünü tamamen  görmezden geldi ve muzaffer bir tavırla karşılık verdi.

İmparatorluğun yönetimi altındaki gizli laboratuvar, kıdemli subaylar arasında sınıflandırılmıyordu. Masada olmayan birçok operasyon burada tamamlandı. Yibo, teknik bilgisi olmayan biri olarak buraya adım atması için hiçbir neden olmadığını biliyordu. Kişinin kimliğini birbiri ardına doğrulama ihtiyacının yanı sıra, bu dahili laboratuvar ile sıradan laboratuvar arasında hiçbir fark yoktu. İkisi laboratuvarın merkezinin yanındaki gözlem odasına götürüldü. Laboratuvarda ki manzara odadaki tek yönlü aynadan görülebiliyordu.

Yibo, bir alfa olarak, bir omega'nın izini hemen yakaladı, ancak koku çok kaotikti, bir alfa'nın kokusuyla karışmıştı ve bazen rahatsız oluyormuş gibi görünüyordu. Elini camın üzerine koydu ve laboratuvarın ortasından geldiğini hissetti. Cam feromonu engelliyordu.

"Yeraltı laboratuvarında bir omeganız mı var? Neden bir inhibitör enjekte etmediniz?"

Yibo döndü ve inanamayarak he peng'e sordu:

"Bu yasalara aykırı..."

"Neden daha yakından bakmıyorsun.?

Yibo kaşlarını çattı ve şüpheyle laboratuvara baktı. Personel, elleri ve ayakları gözlem platformuna sıkıca bağlanmış çıplak bir adamdan kan alıyordu. Çıkarma işleminden sonra personel kanı aldı ve yakındaki operasyon platformuna doğru yürüyüp ortada bloke edilen adamın yüzünü ortaya çıkardı.

Birliğin Tümgenerali, xiao zhan.

Haberlerde veya savaş alanında genellikle gördüğü ciddi görünümden farklı olarak zhan, bu sırada sanki acı çekiyormuş gibi solgundu, hareket edemiyordu. Çıplak gözle göğsünün şiddetle inip kalktığı görülüyordu ve bazen omega feromonları ondan geliyordu.

Laboratuvar, düşman esiri, alfa olması gereken birinden omega feromonları yayılıyordu... Yibo, pengi'in bugün ona ne göstermek istediğini neredeyse anlıyordu.

"...Tüm saygımla, Majesteleri. Savaş esirlerinin İmparatorluk hapishanesinde ya da işkence odasında olması gerektiğini düşündüm."

"Majeste onunla ilgilenmeme izin verdi, Zaten yarım ay boyunca işkence odasında kaldıktan sonra ondan tek bir kelime bile alamıyorum, bu yüzden onu buraya getirdim."

He peng dönüp yibo'ya sordu:

"Bir zamanlar sana karşı savaşan düşmanın, yalnızca saldırıya uğrayıp işaretlenebilen bir omegaya dönüşmeye zorlandığını görünce nasıl hissediyorsun? Bu büyük bir sürpriz mi?"

Bir sürpriz? Kahretsin, çok korkmuştu.

Yibo, içinde pamuk olup olmadığını görmek için Üçüncü Prens'in beynini kırmak istedi.

İmparatorluk hiçbir zaman düşmanın esirlerini küçük düşürecek bir şey yapmamıştı ama he peng bunu az önce yapmıştı. Birinin cinsiyetini yeniden yapılandırmak zaman ve çaba gerektirdi. Yine de biraz dikkatsizlik deney grubunun reddedilmesine ve ölümüne yol açacaktı ve temelde hiçbir başarılı vaka yoktu. Diğer taraf da bir generaldi, yani bu deneyi yapmak neredeyse dolaylı bir infazla aynıydı.